Eskiden köylerde, kasabalarda, küçük şehirlerde kıvrak zekâsıyla öne çıkan, hadiseler karşısında irticâlen ürettiği replikler nesilden nesile anlatılagelen insanlar olurdu. Bizim Mut’un meşhur “Çivit”i de onlardan biriydi. Ben kendisine yetişemedim ama birkaç “fıkra”sını rahmetli babamdan dinlemiştim Hacı Mehmet Çivit’in.

Hatırlıyorum, benim çocukluk yıllarıma kadar, bizim Mut’ta en çok rağbet gören, en prestijli mesleklerden biri kamyonculuktu.

Hacı Çivit de, toplu taşımanın pek gelişmediği o yıllarda, kamyonculuk yaparak, kendisine ait kamyonuyla Mut’tan Karaman’a, Silifke’ye, Mersin’e zaman zaman yük, zaman zaman insan, bazen de ikisini birden taşıyarak hayatını kazanmaktadır.

Bir gün gene arabaya yükler yüklenir, şoför mahalline de yükün sahibi olan müşteri biner. Silifke’ye doğru yola çıkarlar.

Bu tarz insanların belki de büyük trajedisidir. Ahalinin zihninde, onlar, hep gülen, güldüren, bütün hayatını komedi sahnesi gibi yaşayan kimselerdir. Ama insanın her ânı birbirine uymaz. Çivit de o gün, seri halde espri üretme havasında değildir. Lâkin gel de bunu müşteriye anlat.

Adam iki de bir Çivit’i dürter, “yahu ne biçim mukallitsin, hiç sesin çıkmıyor, bir iki laf ediver de gülelim” tarzında söylenir durur. Müşterinin tacizine uzun süre sessiz kalan Çivit’in sabrı sonunda tükenir.  Büyük bir tarlanın kenarından geçerken arabayı yol kenarına çeker. Uzakta, arazinin içlerine doğru bir yerde, iki kişi çalışmaktadır. Camı açar, onlara doğru bağırır: “Ooooyyn! Ağalar! Selamün aleyküm!”

Sesi duyan adamlar işten başlarını kaldırıp kamyona bakar, içlerinden biri yüksek sesle selamı alır: “Ve aleyküm selam!”

Çivit, selamı alan adama doğru elini kolunu sallayarak “Ulan ben var ya, senin yanındaki herifin anasını, avradını, gelmişini geçmişini…” diye bağırıp okkalı bir küfür basar.

Neye uğradını şaşıran adam da hiddetlenip Çivit’e bağırır: “Ben de senin yanındaki herfin anasını, avradını….”

Çivit hiç istifini bozmaz, gazı kökleyip yoluna devam eder.

• • •

Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’nın yolunu açtığını okuduğumdan beri, rahmetli Çivit’in bu hatırası geliyor aklıma. O yüzden, Cumhur İttifakı’nı kurmak için mi, yoksa dörtlü ittifakı kurdurmak için mi bu adımı attığını hâlâ çözemedim.

Eh, Devlet bey de Osmaniyelidir, bizim oraların adamıdır.