Beyaz Gazete yazarı Latif Şimşek, Anayasa değişikliği referandumuna birkaç gün kala CHP’nin yaptırdığı anketleri yazdı. Şimşek, CHP yöneticilerini son günlerde bu anket sonuçlarının agresifleştirdiğini savundu.

Yazısında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun önüne üç anket konduğunu belirten Şimşek, her üç ankette de “evet”lerin önde gittiğini belirtti.

İşte Latif Şimşek’in o yazısı:

CHP’DEKİ ŞOK “EVET” ANKETİ!

CHP'lilerin niye agresifleştiği, “evet” diyecek olanları niye denize dökmeye kalkıştığı anlaşıldı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nu da, Baykal'ı da, Hüsnü Bozkurt'u da çıldırtan şeyin, ısrarla yaptırdıkları ve her seferinde “evet” çıkan anketler olduğu anlaşıldı.

Kılıçdaroğlu'nun masasına Cuma gününden bu yana üç anket konuldu. Üçünde de “evet” ler açık ara önde gidiyor. Son anketin bugün (11 Nisan Salı) önüne geldiğini öğrendim. 

Sonuç şöyle:

Evet % 58.70

Hayır % 41.30

Kılıçdaroğlu, etrafındakilere, “Nasıl olur bu?” demiş. Yapılan yorumlarda fatura, CHP'nin son günlerde tepki çeken açıklamalarına kesilmiş. Hatta, Hüsnü Bozkurt'un ihraç edilmesi bile önerilmiş ama “artık çok geç” denilerek, istifasının istenmesinden vazgeçilmiş.

Bütün araştırma şirketleri anketlerde, açık ara “evet” oylarının önde olduğunu buluyor. Buna son seçimlerin en iyi tahmincisi Adil Gür de dahil. Evet ve hayır oylarının kafa kafaya olduğunu savunan Hakan Bayrakçı ile konuştum Hakan Bayrakçı da son 10 günde yaşanan gelişmelerin “evet” e yaradığını söyledi.

Otuz beş yıldır seçimleri takip eden bir gazeteci olarak, seçimlere 10 gün kala, eğilim hangi yöndeyse, artışların o yöne yoğunlaştığını müşahade ettiğimi söyleyebilirim. Evet oylarını en düşük tahmin eden anket şirketleri bile yüzde 53.5 buluyor. En yüksek tahminler yüzde 60'a dayanıyor. Ortalama bir tahminle sonucun yüzde 56-57 ile “evet” çıkacağını söyleyebilirim. Ama, “hayır” a eğilimli seçmenin ciddi bir bölümünün kararını sandık başında vereceğini düşündüğüm için yüzde 60 ve üzeri de benim için sürpriz olmayacak.

NİYE “EVET” OYLARI YÜKSELİYOR?

Peki ne oluyor da “evet” oyları son 15 gündür sürekli yükseliyor. Bunun üç sebebi var:

Birincisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve Devlet Bahçeli'nin mitingleri çok etkili oluyor. Kılıçdaroğlu ve CHP salon toplantılarında 200-300 kişiye seslenirken, “Evet” cephesi meydanlarda yüz binlerce insana sesleniyor. Bire bir-yüz yüze propaganda etkili oluyor.

İkincisi, Kılıçdaroğlu'nun “Kontrollü darbe” söylemi ile FETÖ ağzı kullanması, Hüsnü Bozkurt'un, “Evet” diyenleri denize dökmeye kalkışması, Baykal'ın aynı yönde söylemi, Tuncay Özkan'ın otobüsün üstünden yerdeki vatandaşa küfür etmesi, hayır oylarının gerilemesine yol açtı.

Üçüncüsü, referandum günü yaklaştıkça, sandıktan “hayır” çıkması durumunda, ekonominin bozulabileceğini düşünen, iş dünyası, esnaf ve çiftçi kesiminden hayır demeyi düşünenler, ekonomik endişelerle evete yönelmeye başladı. Son anketlerde “evet” oylarının yüzde 58-59'a kadar dayanmasının en önemli üç gerekçesi bunlar.

Bunlara ek olarak şu değerlendirme de yapılabilir:

CHP, anayasa değişikliği ile muhtarlıkların kaldırılacağını en önemli kampanya malzemesi yaptı. Ancak gelinen noktada hem muhtarlar hem de diğer seçmen, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile muhtarlıkların kaldırılamayacağı konusunda ikna olunca, CHP'yi “yalan söylemekle” itham etmeye başladı. Kılıçdaroğlu, “AK Parti'de 180 Bylokçu var” dedi. İspat etmesi istenince “elimde belge yok” demeye başladı. CHP, gereksiz yere 18 yaşa seçilme hakkını ön plana çıkardı ama bu da tutmadı. “Çocuklarını askerlikten muaf tutmak için bu maddeyi getiriyorlar” dediler. Vatandaş bunu hiç ciddiye almadı. 

Vatandaşın tereddüt ettiği 3 konu vardı. Tek adamlık, diktatörlük konusu, TBMM'nin devre dışı bırakılacağı iddiaları. Vatan son dönemde tek adamlık iddialarını “güçlü cumhurbaşkanı” olarak algılamaya başladı. Diktatörlük meselesini ise artık kimse ciddiye almıyor. Çünkü seçimle iş başına gelip de diktatör olan tek lider yok. TBMM'nin devre dışı bırakılacağı iddialarını ise, anayasa değişikliğini okudukça, aklı başında hukukçuları dinledikçe, “Neden bir cumhurbaşkanı TBMM'yi devre dışı bıraksın” diyerek unutmaya başladı.

Sonuç şu; Ak Parti'nin yüzde 50 oyundan yüzde 3 “hayır” çıkacağını varsayın. MHP seçmeninin en az yüzde 60'ının “evet” diyeceği anlaşılıyor, siz buna yüzde 50 deyin. HDP'nin son seçimde yüzde 10 oyu vardı. Bugün seçim olsa HDP yüzde 6'yı geçemiyor. Yüzde 4, HDP'den “evet” oyu geleceğini herkes tahmin ediyor. Saadet Partisinin kampanyasına rağmen, SP ve BBP'den yüzde bir geleceğini düşünün. Yüzde 1 CHP'den “evet” geleceğini bir kenara yazın. Şimdi toplayalım:

Ak Parti yüzde 47

MHP yüzde 7

HDP Yüzde 4

BBP-SP Yüzde 1

TOPLAM : YÜZDE 59 “EVET”

Çok mu buldunuz, deyin ki yüzde 58… Olmadı mı? Deyin ki yüzde 57…Yine mi olmadı? Deyin ki yüzde 56… 

Ekonomik istikrarın, terörün kökünün kazınmasının, geleceğe güçlü bir devlet ve yönetim yapısı ile güvenle bakmanın, Türk-İslam dünyasının hamisi olabilmenin, sizin bildiğiniz başka bir yolu var mı?