Cumhurbaşkanı’nın görev süresi ile ilgili tartışmanın komisyonda bulunan yasa tasarısına madde eklenerek çözülebileceğini belirten Kuzu, ‘tasarı bütçenin hemen ardından görüşülür’ demediğini bütçeden sonra görüşülebileceğin söylediğini kaydetti.

TBMM’de Cihan Muhabiri'nin sorularını cevaplandıran Kuzu, Kılıçdaroğlu’nun yargı ile ilgili sözlerinin niyetini bilemeyeceğini ifade ederek, yaklaşımın doğru olmadığını belirtti. HSYK ile ilgili anayasa değişikliğinde her hakimin bir kişi oy vermesini yasalaştırdıklarını belirten Kuzu, CHP’nin bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürerek iptal ettirdiğini hatırlattı. Kuzu, yaptıkları düzenlemenin iptal edilmemesi durumunda HSYK’ya her düşünceden hakimin seçilmiş olacağını belirtti. Mevcut durumun müsebbibinin CHP olduğunu, önce kendi hatalarını görmeleri gerektiğini ifade eden Kuzu, o dönem de yapılan hesabı şöyle anlattı: “YARSAV diye bir örgüt var. YARSAV’ın da hakimlerin çoğu solcudur. Oylamada YARSAV kazanır. HSYK tamamı YARSAV’cı olur. Mantık bu idi. Buda doğru bir bakış değil. İnsani bir bakış değil.” CHP’nin Refah Partisi kapatma davası sonrası savcının ‘vampir’ sözüne, 28 Şubat döneminde sabahın köründe kişiler pijama ile gözaltına alınırken gıkı çıkmadığını belirten Kuzu, “Samimiyet testini görmemiz lazım. Dün nerdeydi bugün nerede?” diye konuştu.

Görülen bir dava ile ilgili kim olursa olsun ağır eleştirilerin davaya müdahale olduğunu vurgulayan Kuzu, şöyle devam etti: "Zaten bunlar suçtur. Geç kaldı denebilir, tutukluluk süresi fazadır diye eleştirilebilir. Orayı Hitlerin kampına benzetirsen, Yargıtay’daki üyeler için militan ifadesi kullanırsan bu düpedüz hedef almaktır. Bunlar doğru yaklaşımlar değildir. Niyetini bilemem. Burayı püskürtmek midir? Adalet Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre seçilenler arasında 22 YARSAV üyesi var. 3 tanesi yönetim kurulu üyesi. Böylesine davranmış olsaydı farklı davranırdı. Seçilen hakimlerin hiç biri AK Parti döneminde alınmamış, mesleğe daha önce başlamışlar. Mehmet Moğultay ifadesi ortada, ‘MHP’lileri mi alacaktım CHP’lileri almayıpta” Bunların o zaman sesi çıkmıyordu. Niyetini bilmiyorum ama yöntemi yanlıştır, tutum yargı üzerinde ciddi baskı kurma durumuna götürür. Yargı nasıl etkilenir bilemem."

"CUMHURBAŞKANI GÖREV SÜRESİ DÜZENLEMESİ KİŞİYE ÖZEL DEĞİL"

Cumhurbaşkanı görev süresi ile ilgili tartışmanın kanun düzenlemesi ile çözülebileceğini belirten Kuzu, Yüksek Seçim Kurulu’nun böyle bir yetkisinin olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün şike yasasını ‘kişiye özel’ değerlendirmesiyle geri gönderdiği, kendi görev süresini belirleyecek kanun düzenlemesinin kişiye özel olup olmayacağını sorusunu Kuzu, ‘Cumhurbaşkanı kendisi ile alakalı yasaya bakamaz diye bir şey yok.” diye cevapladı. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yasasını çıkardıklarını, CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne götürdüğünü belirten Kuzu, “Kendi yasası, kendine iyi gelenleri iptal etmez, iyi gelmeyenleri iptal eder. Kim bakacak, biri bakacak. Mantık doğru değil. Buradaki getirilen süre şahısla alakalı değil. Nihayetinde Abdullah Gül var, ama tartışma da var." şeklinde konuştu.

"Şahsa yönelik kanun çıkmaz diye bir şey yok." diyen Kuzu, "İsim olarak belirtirsem şahsa yönelik olur. İstiklal Savaşı gazilerine şu kadar para verelim. Baktık bir tane kalmış Türkiye’de. Belki yok denecek kadar az. Ha filan köydeki Mehmet ağa için çıkardın diyemezsin. Çünkü o birde binde olabilir. Kore, Kıbrıs gazileri için. Ne kadar kalmışsa o. Şahsa yönelik ispatlamak çok zor. Şahsa yönelik de çıkabilir. Bir adam vardır, sırf onu korumak için çıkarılıyorsa o zaman şahsa yönelik olabilir. Genel çıkarırsın da bir adam varmış o başka bir şey. Buradaki durumda ona benziyor. Nötr bir tablo ve tartışma var. CHP her önüne gelen bakana soruyor. ‘2012 mi 2014 mü?’ diyor. Ben bilmem demenin manası yok, bir şey demek durumundasın. YSK’nın bu işe bakamayacağını söyledim. ‘Meclis’in çıkaracağı kanunla olmalı.’ dedik. Önümüzdeki bir kanun geçen dönem gelmişti. O zaman komisyondan çıkardık. Genel kurula gittiği anda Meclis seçime gidince kadük kalmış oldu. Hükümet tasarısını yenilediler. Tekrar geldi bekliyor." değerlendirmesinde bulundu.

"BÜTÇENİN HEMEN ARDINDAN BAKILIR’ DEMEDİM"

Cumhurbaşkanı görev süresi ile ilgili kanunun, bütçe görüşmelerinden sonra ele alınabileceğini söylediğini, ‘bütçenin hemen ardından bakılır’ demediğini ifade eden Kuzu, "Basına öyle çıkmış, öyle bir şey yok. Bütçe bitti bunu gündemimize alalım böyle bir şey yok. Böyle bir kanun var, orada ele alınmalıydı, bir şeye bağlanmalıydı. Boşlukta kalamaz. Bütçeden sonra bakılır gibi laf ettim. Hemen bakılır gibi durum yok. Beklentiye sokmanın anlamı yok." şeklinde konuştu. Kuzu, YSK’nın tarihi açıklanan seçimin nasıl yapılacağını yürüteceğini belirtti.
Hukukun statüyü koruyacağını belirten Kuzu, "Bu kazanılmış hak değildir. Biz bunu düzenleyerek 5 yıldır diyebiliriz. Buna engel yok. Durup dururken 7’yi 5 yıldır diye yorumlayamazsın. Hukuk statüyü korur. Bunlar tapu gibi değildir. Tapunu cebine koyarsan kimse önüne geçemez. Hukuk devletinde tapu iptal etme şansı yoktur. O kazanılmış haktır. Bu öyle değil. 5 yıla indirmeyi yazmadıkça 7 geçerlidir. Otomatikman 5 inmez. İner diyenler, 7 yıllığına seçtiğimde 9 çıkarsaydım 9 olmaz diyor. İnerken oluyor da çıkarken niye olmuyor? Bu yaklaşım doğru değil. Niyeti kötü." dedi.

"MİLLETVEKİLLİĞİ SEÇİMİNİN 4 YILDA YAPILMASIYLA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ UYGULANMADI"

Kuzu, milletvekilliği seçiminin 4 yılda yapılmasıyla ‘Anayasa değişikliğinin uygulanıyor ‘gibi düşünüldüğünü söyledi. "Seçim süresini 4 yıla indirdik. Bizimki için sorun yok. Zannetiler ki bak işte uygulanıyor gibi düşündüler. Bugün de seçime gidebiliriz. Hangi gelin deriz. Madem çalıştırmıyorsunuz. Hadi yarın seçim diyebiliriz. Cumhurbaşkanı için deme durumu yok. Her yapılan değişikliklerde mevcut seçilmiş organların süresini rutin haline getirirsek, gücü yeten parlamento istemediği Cumhurbaşkanını aşağı indirir. Güle güle. Bunlar doğru şeyler değil." diye konuştu.





CHA