CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Suriyelilere vatandaşlık verilsin mi verilmesin mi referanduma gidelim. Hep demiyorlar mı 'Millet bilir' diye. Milletten korkma kardeşim, gel Suriyeliler için referanduma gidelim." dedi. 

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

CHP'nin Grup Toplantısı'na engelli vatandaşlar da katıldı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun konuşması kürsüden işaret diline çevrildi. 

CHP'nin emek büroları uygulamasına değinen ve emeğin önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, "CHP olmasaydı, taşeron işçilerin durumunu hiçbir siyasi parti ağzına dahi almayacaktı. Ne zaman ki biz taşeron işçilerin haklarını savunduk, onlar 'Biz de savunuyoruz' dediler. Ama şu ana kadar vadettiklerini yerine getirmediler. Sözüm söz, taşeron işçilerin haklarını teslim edeceğiz." diye konuştu.  

CHP'li Kocaeli eski Büyükşehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen'in de Grup Toplantısı'na katıldığını belirten Kılıçdaroğlu, Sirmen'in hakkındaki iddiaları hatırlatarak, onu mahkum edenlerin tamamının ya hapiste olduğunu ya da görevlerine son verildiğini vurguladı.

Sirmen'in haksız bir infazla karşı karşıya kaldığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Ama hakkını sonuna kadar arayacak. Siz bir adalet mağdurusunuz biliyoruz. Her zaman gönlümüz, yüreğimiz sizinle olacak. Bizim verilmeyecek hesabımız yoktur, yeter ki adalet terazisi doğru olsun. Adalet terazisinde denge bozulunca haklı olanlar da bazen hapse girebiliyorlar. Ama biz haklılığımızı kanıtlamak için sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve 128 kişinin beraat ettiği yolsuzluk iddiası davasına da değinerek, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin başarılarından rahatsızlık duyanların sahte delillerle ve gizli tanıklarla başkan ve çalışanları hapse atmaya çalıştıklarını ifade etti. 

İzmir Büyükşehir Belediyesinin uluslararası kredi notunun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin notundan daha iyi olduğunu, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri metro projelerini tamamlayamazken, İzmir'in bu alanda büyük aşamalar kaydettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bu başarıların Kocaoğlu ve ekibini hedef haline getirdiğini savundu.

Kocaoğlu ve arkadaşlarının beraat ettiğine değinen Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerin görev alanlarındaki hiçbir vatandaşı ötekileştirmediğini, çalışmalarını bu anlayış içinde yürüterek, başarılara imza attığını kaydetti.

- "Herkesin görüşüne, inancına, kimliğine saygımız var"

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün 28 Şubat. 28 Şubat'ta bir postmodern darbe yaşamıştı Türkiye. Bazı kişiler, öğretim üyeleri, öğretmenler, kamu görevlileri, ya inançları ya da siyasal fikirleri dolayısıyla devletin dışına itilmişlerdi. Açık ve net söylüyoruz, herkes bilsin, herkes duysun, herkesin görüşüne, inancına, kimliğine saygımız var. Devlet dediğiniz kurum vatandaşına hizmet eder, elinde sopayla vatandaşını dizayn etmez. 28 Şubat darbesine ne kadar karşıysak, 20 Temmuz darbesine de o kadar karşıyız. 28 Şubat'ta görevine son verilen öğretmenlerin sayısı 3 bin 527. 20 Temmuz sonrası görevine son verilen öğretmenlerin sayısı 30 bin 470. Yükseköğrenim kurumlarından ihraç edilen akademisyenler, 28 Şubat'ta 139 kişi, 20 Temmuz'dan sonra 4 bin 811."

 28 Şubat ve 20 Temmuz sonrasına görevlerinden ihraç edilen başka meslek gruplarına ilişkin de rakamlar veren Kemal Kılıçdaroğlu, CHP olarak mağdurların yanında olmaya devam edeceklerini bildirdi. 

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun üniversitedeki görevinden KHK ile ihracını da eleştiren Kılıçdaroğlu, Kaboğlu'nun pasaportuna el konulduğu için yurt dışındaki derslerine de katılamadığını, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu belirtti.

İhraçlar sonrasında intihar vakalarının bile yaşandığını ifade eden Kılıçdaroğlu,  şöyle konuştu:

"Sayın Başbakan diyor ki 'Hata olmuş olabilir. Kurunun yanında yaş da yanmış olabilir'. Nereden nereye geldik biliyor musunuz? Hazreti Ömer'in 'Dicle'nin kenarında bir koyun kaybolsa, sorumlusu benim' anlayışından, 'Masum insanları da hapse atabiliriz' anlayışına geldik. Nasıl bir mantık bu?" 

- "Kendi gelirleri altı kat arttı, muhtaç ailelerin geliri artmadı"

Türkiye'nin iyi yönetilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, vatandaşların 15 yıl önce kömüre muhtaç olduğunu, AK Parti iktidarı ile geçen 15 yılın sonunda da yine kömüre muhtaç bir halde bulunduğunu kaydetti.

İktidarın, 15 yılda vatandaşın gelirini üç kat artırdığını savunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Gelir arttıysa, bu vatandaşlar hala neden kömüre muhtaç?" diye sordu.

"Kendi gelirleri altı kat arttı, muhtaç ailelerin geliri artmadı." diyen Kemal Kılıçdaroğlu, ihtiyaç sahiplerine yardım yapılmasına karşı olmadıklarını belirterek, "Devletin önceliği işsizliği azaltmak, gelir düzeyini yükseltmektir." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Sorunlarımız büyük. Her alanda sorunumuz var. '15 yılda gelir, üç kat arttı diyorlar', 6,5 milyon işsizimiz var. Nasıl oluyor bu iş? Kriz dönemlerinden daha yüksek bir işsizlikle karşı karşıyayız. Demek ki Türkiye iyi yönetilmiyor. Birileri için Türkiye cennet, birileri için cehennem konumunda. Şunu sormak gerekiyor, madem kişi başına gelir üç kat arttıysa, neden çiftçiler iki Trakya büyüklüğü alanı ekmiyorlar? 'İstikrar gerekiyor, bizi tek başımıza iktidar yapın' diyorlardı. 15 yıldır tek başınıza iktidarsınız, bundan büyük istikrar mı olur?"

İktidarın terör ve dış politika konusunda da 15 yılda başarısız politikalara imza attığını ileri süren Kılıçdaroğlu, Türkiye'de bulunan Suriyeli sayısının dahi bilinemediğini söyledi. Sayının 4 milyonunun üzerinde olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Bizim gençlerimiz, çocuklarımız Suriye için Suriye'de şehit oluyor. Anadolu'nun gariban ailelerinin çocukları, Suriye için gidiyorlar Suriye'de şehit oluyorlar. Onların gençleri Türkiye'de. Nasıl oluyor bu? Üstelik iş bulup çalışıyorlar. Bizim evlatlarımız işsiz, onların işi var. Sigortaları yok, düşük ücretle çalışıyorlar, bizim çocuklarımıza iş kapısı kapanmış oluyor. işsiz genç arkadaşım hala isyan etmeyecek misin? Hala demeyecek misin, 'Artık yeter. Ben bu düzene hayır diyorum' demeyecek misin?" diye konuştu.

- "Hala bu düzene 'Hayır' demeyecek misin?"

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Suriyelilere yardım etmesine karşı olmadıklarını, ancak ülkeye gelen bu kişilerin mutlaka kamplarda barındırılmaları ve kayıt altında tutulmaları gerektiğini vurguladı.

Ülkenin 81 ilinde Suriyelilerin yer aldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"İş yeri açıyor, esnafın yanında. Açsın mı? Açsın. Bizim esnaf vergi veriyor, Suriyeli vermiyor. Bu mudur rekabet? Esnaf kardeşim hala uyanmadın mı? Sen de hala bu düzene 'Hayır' demeyecek misin? Şimdi diyorlar ki 'Suriyelilere vatandaşlık hakkı vereceğiz'. İnsaf. Niye veriyorsun, hangi gerekçe ile veriyorsun? İstiyorsa sözüm söz, Suriyelilere vatandaşlık verilsin mi verilmesin mi referanduma gidelim. Hep demiyorlar mı 'Millet bilir' diye. Milletten korkma kardeşim, gel Suriyeliler için referanduma gidelim. Milletten korkmayacaksınız."

- "Rakka'ya gidelim mi gitmeyelim mi diye referandum yapalım"

Kılıçdaroğlu Suriyeliler için 36 milyar lira harcandığına dikkati çekerek, vatandaşların Suriyeliler nedeniyle kendi ülkesinde birçok hizmeti alırken, ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü savundu.

Vatandaşlardan bu düzene "Hayır" demelerini isteyen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Şimdi tutturmuşlar, 'Rakka'ya gideceğiz'. Birileri talimat vermiş. Onlara göre üst akıldan talimat aldılar, Rakka'ya gidecekler. Söylüyorum, Rakka'ya gidelim mi gitmeyelim mi diye referandum yapalım. Millete soralım. Rakka'ya bu ülkenin, Anadolu'nun gariban çocukları, gitsin mi gitmesin mi? 'Milletin sözünü dinleyeceğim' diyorsun. Gel beraber gidelim, soralım millete. Benim evladım Rakka'ya gitsin mi, gitmesin mi? Anadolu'nun gariban çocukları Rakka'ya gidecek orada şehit olacak, beylerin çocukları Ankara'da, İstanbul'da paraları, dolarları istif edecekler, onlara, bir şey olmayacak."

Anayasa değişikliğinin, seçilme yaşını 18'e indirdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, çocukları bu yaşta olan ailelerin işsizlikten yakındığını, çocukları için istihdam beklentisi içinde olduğunu aktardı.

Milletvekili seçilen bu gençlerin askerlikten muaf tutulması yönünde açıklamalar bulunduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "18 yaşı milletvekilliğini kimin için getiriyorlar? Kendi çocukları için. Bakkalın 18 yaşındaki çocuğu milletvekili olacak mı? Hayır. Manavın, çiftçinin, memurun 18 yaşındaki çocuğu milletvekili olacak mı? Olmaz. Bunlar kendi çocuklarına istikbal hazırlıyorlar." diye konuştu. 

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın, bir televizyon programında "TSK'ya 30 bin personel alınacağını açıkladık. Çok sevindirici olan 30 bin kişilik alım için, 534 bin kişinin müracaatı oldu' dediğini aktaran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "30 bin kişi için, 534 bin kişi başvurmuş bunun için seviniyor. Bu senin işsizliğinin hangi boyutlarda olduğunu gösteriyor. 1 milyon işsiz başvursa daha da memnun olacak. Ne kadar işsiz olursa bunlar o kadar memnun oluyorlar. Akıl mantık alacak şey değil." dedi.