CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasının barışı özleyen herkesi yaraladığını belirterek, "Kudüs'ün ortasına Trump bir bomba koydu. Oraya böyle bir bombanın konulmasını asla kabul etmiyoruz ve kınıyoruz." dedi.

İngiltere temasları kapsamında başkent Londra'da yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump'ın açıklamasının dün akşam bütün haber kanallarına düştüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, "Kudüs'ün ortasına Trump bir bomba koydu. Derinden yaraladı bu bizi, Ortadoğu'yu ve barışı özleyen herkesi derinden yaraladı. Nasıl olur da böyle bir yere, acının, kanın ve gözyaşının egemen olduğu böyle bir yere gelir bir bombayı koyarsınız." ifadelerini kullandı.

Filistinlilerin, özgürlükleri, bağımsızlıkları ve toprakları uğruna bedel ödediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"1960'larda gencecik çocuklarımız gidip Filistin Kurtuluş Örgütü ile birlikte mücadele etti. Mezarlarını orada bıraktığımız çocuklarımızın anıların hala unutmadık ve bir bomba oraya konuldu. Biz, Gazi Mustafa Kemal'in çocukları olarak, onun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlık mücadelesini hep önde tutarak ve bütün bağımsız milletlerden önde tutarak yürürken, Filistinliler de aynı mücadeleyi yaparken, oraya böyle bir bombanın konulmasını asla kabul etmiyoruz ve kınıyoruz.

Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarının yanında sonuna kadar duracağız, sonuna kadar destek vereceğiz. Trump yalnız kalacaktır, bütün dünyada yalnız kalacaktır. Kendi ülkesinde yaşadığı sorunları başka bir sorunla perdelemeye kalkıyorsa yanılacaktır. Biz Filistin halkının haklı davasının yanında duracağız, yanında olmayı da sürdüreceğiz çünkü bize bu dersi Gazi Mustafa Kemal Atatürk verdi. Sürekli, daima mazlum halkların yanında olacağız, bedel ödeyen mazlum insanların, halkların yanında olacağız, yanında olmayı da sürdüreceğiz."

- İngiltere ziyareti

Kılıçdaroğlu, İngiltere temaslarında siyasetçi, yatırımcı ve vatandaşlarla bir araya geleceğini belirtti.

Amaçlarının daha güzel bir dünyayı hep birlikte inşa etmek olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, "Sizlerin desteğiyle eğer Türkiye'de bir şeyler yapabilirsek, ne mutlu bize. Biliyorum, Anadolu'dan kopup geldiniz buralara. Ekmek için, aş için geldiniz, eğitim için geldiniz. Kök saldınız burada büyüdünüz. Umuyorum daha da büyüyeceksiniz ama sonuçta hep birlikteyiz. Yüreğimiz vatanımız için atıyor, bayrağımız için atıyor." değerlendirmesini yaptı.

Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Siz burada belki rahat olabilirsiniz ama Türkiye'de yaşayan insanların huzuru yoksa, siz de burada huzursuzsunuz. 'Neden?' diyorsunuz, 'Benim babamın, atamın toprağında yaşayanlar neden huzursuz olsunlar?' Onlar da İngiltere'de yaşayan sizler gibi veya diğer vatandaşlar gibi pekala huzur içinde yaşayabilir, güzel bir gelecek için mücadele edebilirler. Bu umutları biz de siz de ortak yaşayacağız. Umutlarımızı asla ve asla söndürmeyeceğiz."

Milyonlarla beraber yürüdüklerini, milyonlarla aynı amacı taşıdıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, büyük umutları taşıyan Türkiye amacına sahip olduklarını bildirdi.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Daha güzel bir Türkiye, daha demokratik bir Türkiye, kadın erkek eşitliğinin olduğu bir Türkiye, üniversitelerin bilgi ürettiği bir Türkiye, yargının bağımsız olduğu bir Türkiye, herkesin düşüncesini özgürce dile getirdiği bir Türkiye, Ortadoğu'nun, dünyanın imrendiği bir Türkiye, zengin kültürünü bütün dünyaya tanıtan bir Türkiye. Böyle bir Türkiye özlemiyle yanıp tutuşuyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz. Bu mücadele, salt Türkiye'de bizlerin yaptığı bir mücadele değil, sizler de aynı mücadeleye katkıda bulunmak zorundasınız. O vatan ne kadar benim vatanımsa, o kadar da sizin vatanınızdır. O bayrak ne kadar benim bayrağımsa, o kadar sizin de bayrağınızdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne kadar benim atamsa, o kadar sizin de atanızdır. Beraber mücadele ediyoruz." 

- "Hepimizin ortak paydası önce demokrasi olmak zorundadır"

Zaman zaman karamsar havanın ülkeyi sardığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Zaman zaman insanlarımızın umutsuzluğa kapıldığını da düşünüyorum. Şundan emin olmanızı isterim; biz haklıyız ve mutlaka kazanacağız. Haklı olduğumuz için kazanacağız." diye konuştu.

"Eğer demokrasiyi kendi ülkemize getirebiliyorsak, çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakabiliyorsak, o zaman görevimizi yerine getirmiş olacağız." diyen Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şunun altını özenle çizmek istiyorum; demokrasi mücadelesinde sağ-sol ayrımı yoktur, Alevi-Sünni ayrımı yoktur, Laz, Kürt, Türk, Abaza, Çerkez ayrımı yoktur, demokrasi mücadelesinde insan olmak vardır, insan olmak. Ayrıştırmak, bölmek, etnik köken üzerinden, inanç üzerinden ayırım yapmak isteyebilirler, yaşam tarzı üzerinden ayrım yapmak isteyebilirler, bu tuzağa düşmeyi asla ve asla düşünmemeliyiz. Bu, tehlikeli bir tuzaktır. Bu, sizler için de hazırlanan bir tuzaktır. Ben Türkiye'de de söylüyorum, şimdi hepinizin önünde de söylüyorum. Bizim ülkemizde muhafazakar vatandaşlarımız olabilir, sağcı vatandaşlarımız, kendisini İslamcı olarak gören vatandaşlarımız olabilir, Atatürkçüler, sosyal demokratlar, sosyalistler olabilir. Hangi siyasi görüşten olursa olsun hepimizin ortak paydası önce demokrasi olmak zorundadır. Benim gibi düşünmeyen insanın da demokrasi paydasında yanında durmamız gerekir, mücadeleyi beraber vermemiz gerekir. Demokrasi mücadelesi sadece benim değil, demokrasiyi savunan herkesin ortak mücadelesi olmak zorundadır. O nedenle demokrasiden asla ve asla ödün vermemeliyiz."

- 2019 yılında yapılacak seçimler

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ne olursa olsun, 2019'da Türkiye'ye demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla getirmenin yolunu açacaklarını, kapısını aralayacaklarını ve ondan sonra oturup hep birlikte konuşacaklarını anlattı.

Anayasa değişikliği halk oylamasına da değinen Kılıçdaroğlu, "Bir referandum yaptık. Sonucu hep beraber gördünüz. Mücadele ettik. Referandum mücadelesinde bayrağımızı kullanmadık çünkü demokrasi sadece bizim sorunumuz değil ki hepimizin ortak sorunuydu. Sağcı solcu hiç fark etmez, önce demokrasiyi inşa edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Demokrasi olacak ki tek adam Türkiye'ye egemen olmasın. Hep birlikte 2019'da bu düşüncelerle sandığa gideceğiz. Üç seçim olacak; yerel seçimler, milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı. Yerel yönetimlerden yana göreceksiniz, CHP olarak yerel seçimlerde tarih yazacağız. Referandum bu sonucu gösterdi bize. Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Aynı kararlılıkla birlikte mücadele ederek milletvekilliği seçimleri olacak ve sonra cumhurbaşkanlığı seçimi. İki seçenek var önümüzde; bir demokrasi, iki otokrasi yani tek adam rejimi ya da demokrasi. Şunu açıkça söylüyorum; hangi görüşten olursa olsun, hangi inançtan olursa olsun Türkiye'yi tek adama teslim edenler asla ve asla vatansever değillerdir. Demokrasi için bedeller ödedi Türkiye Cumhuriyeti. Gencecik çocuklarımız darağaçlarına gönderildi. Geri adım atacağımızı sanıyorlarsa hiç kimsenin şüphesi olmasın, en ufak bir geri adım atmayacağız, zalimin ve zulmün üzerine inadına inadına yürüyeceğiz. "

- "Bizi tehdit ediyorlar, savcılıklara şikayet ediyorlar”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizi tehdit ediyorlar, savcılıklara şikayet ediyorlar. Ne yaparsanız yapın, bedeli ne olursa olsun, yurdumuz için, çocuklarımız için, bayrağımız için, vatanımız için demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz." dedi.

İngiltere temasları kapsamında başkent Londra'da yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Son günlerde kendisi hakkında yapılan suç duyurularına değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bizi tehdit ediyorlar, savcılıklara şikayet ediyorlar. Ne yaparsanız yapın, bedeli ne olursa olsun, yurdumuz için, çocuklarımız için, bayrağımız için, vatanımız için demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Efendim şikayet ediyor, savcılara şikayet ediyor beni. Şikayet edeceğine, cesaretin varsa adam gibi karşıma çıkarsın, oturup tartışırız. Cesaret edemiyor, karşıma çıkamıyor. Savcılardan medet umuyor. Savcılara da 'Kılıçdaroğlu'nu susturun' diyor. Sesim çıktığı sürece demokrasi için asla ve asla susmayacağım. Benim insanlığa ve ülkeme karşı borcumdur bu. Biz siyaseti köşeyi dönmek için yapmıyoruz. Biz siyaseti hak hukuk ve adalet için yapıyoruz. Biz siyaseti cebimizi dolduralım, yandaşlarımızın cebini dolduralım diye yapmıyoruz. Biz siyaseti vatandaş için yapıyoruz, vatandaşın huzuru için yapıyoruz. Biz onlara benzemeyiz. Bizim ruhumuzda haramilik çetesi yoktur. Haramilerin bir ülkeyi yönettiği ortamda huzur olmaz, barış olmaz, kardeşlik olmaz, bir arada yaşamak olmaz. O nedenle söylüyoruz. Ülkeyi haramilerden temizleyeceğiz. Bu bizim boynumuzun borcu. Mücadele edeceğiz. Kavgaysa kavga, sonuna kadar edeceğiz. Bir toplu iğne ucu kadar taviz vermeyeceğiz."

Türkiye'de hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Herkese can ve mal güvenliğini demokrasi içinde bizler getireceğiz. Bu ülkenin insanları getirecek, hep birlikte getireceğiz. İster İngiltere'de yaşayın, ister Almanya'da, ister Fransa'da, ister Amerika'da, ister Hakkari'de, ister Tekirdağ'da. Nerede yaşarsak yaşayalım hep beraber demokrasiyi savunacağız. Bu bizim vatan borcumuz, çocuklarımıza borcumuz, ülkemize borcumuz." ifadelerini kullandı.

- Bazı akademisyenlerin yayımladığı bildiri ve hapisteki milletvekilleri

Kemal Kılıçdaroğlu, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin hazırlayıp yayımladığı bildiri ve ardından bu metinde imzası bulunan akademisyenlerle ilgili yaşanan gelişmelere dair değerlendirmelerini de katılımcılarla paylaştı.

"Düşünebiliyor musunuz, barış bildirisine imza attılar diye öğretim üyeleri üniversitelerden atıldı." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tamamını üniversiteye geri döndüreceğiz, geri dönecekler üniversitedeki görevlerinin başına. Düşünebiliyor musunuz, halkın oylarıyla seçilmiş milletvekilleri hapiste. Tamamı hapislerden çıkacak o milletvekillerinin çünkü biz milli iradeye saygılıyız. Eğer bir ülkede milletvekilleri hapisteyse, bir ülkede üniversite öğretim üyeleri barış bildirisi imzaladı diye görevden alınıyorsa, eğer bir ülkede gazeteciler hapse atılıyorsa o ülkede demokrasi yoktur arkadaşlar. Olmayan bir demokrasiyi Türkiye'ye getireceğiz."

Kılıçdaroğlu, olağanüstü hal (OHAL) uygulamalarını da eleştirdi.

Bir kişinin, bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile her şeyi yapabileceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "OHAL uygulamalarının olduğu bir ülkede demokrasiden kimse söz edemez. Devletin bir kişiyle temsil edildiği bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bir kişinin her şeye karar verdiği bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bir dikta yönetimine karşı mücadele etmek vatan borcudur." değerlendirmesinde bulundu.

- "Hep beraber demokrasiyi savunmak zorundayız"

Kılıçdaroğlu, konuşmasında salondaki vatandaşlara şöyle seslendi:

"Biz size 'Oturun, bizim yaptığımız mücadele gibi mücadele edin' demiyoruz. O bedeli biz gerekirse öderiz. Sizden sadece ve sadece şunu istiyorum; 2019'da sandığa gittiğinizde görüşünüz ne olursa olsun, inancınız ne olursa olsun, yaşam tarzınız ne olursa olsun demokrasiden yana oy kullanın, sadece bunu istiyorum. Bizim için kişinin kimliği önemli değildir. Kişinin kimliği benim başım üstüne. Kişinin yaşam tarzı önemli değildir, benim başım üstüne. Bizim için kişinin inançlarını siyasete aracı etmek gibi bir şey yoktur. Herkesin inancı başımın üstüne ama biz hep beraber demokrasiyi savunmak zorundayız.

Eğer yargı bir kişinin dudağından çıkan söze göre karar veriyorsa o ülkede yargı bağımsızlığı yoktur. Bir kişi konuştu diye koşa koşa bütün savcılar harekete geçiyorsa o ülkede yargı bağımsızlığı yoktur. Hakim karar vermek için önce saraya bakıyorsa o ülkede yargı bağımsızlığı yoktur. Biz boşuna mücadele etmiyoruz. Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir, adalet mücadelesidir, hukuk mücadelesidir. Hakkı, hukuku ve adaleti ülkemize getirmeyeceksek biz o ülkede niye yaşıyoruz? Türkiye'de huzur içinde ve kardeşçe yaşanmasını istiyoruz. Her gün kavga olacaksa, her gün bir gerginlik olacaksa, bir adam konuştuğu zaman ülkenin yarısı diken diken olacaksa ya o ülkede huzur mu olur?"

- Yurt dışında yaşayanlara seçilme hakkı

Kemal Kılıçdaroğlu, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına, sorunlarını TBMM'de gündeme getirebilmeleri için seçilme hakkı tanınması gerektiğini belirtti.

Yurt dışındaki Türk vatandaşlarının TBMM'ye gelip sorunlarını dile getirebilmesi için Siyasi Partiler Kanunu'nun değiştirilmesi ve yurt dışı seçim çevresi uygulamasına geçilmesine ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları anlattı:

"Yurt dışından oylama yapılmalı, yurt dışından milletvekilleri seçilmeli ve TBMM'ye buralardan seçilen vatandaşlarımız gelmeliler, orada kendilerini temsil etmeliler. Diyeceksiniz ki 'Yeni mi aklınıza geldi?' Hayır, daha önce de yaptık, kabul etmediler. Hem demokrasiden söz edeceğiz hem yurt dışındaki vatandaşlarımızın kendi sorunlarını anlatmasını engelleyeceğiz. Böyle demokrasi olmaz. Demokrasi ise kuralları bütün unsurlarıyla kurmalıyız. O nedenle yurt dışı seçim çevresi ile ilgili kanun teklifimiz geçen sene de verildi, bu sene de vereceğiz."

Siyasi Partiler Kanunu'na yüzde 33 cinsiyet kotası, yüzde 10 da gençlik kotası getireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, bunun teklifini gelecek hafta parlamentoya vereceklerini aktardı.

Kılıçdaroğlu, 2019 seçimlerinin ana aktörünün kadınlar olacağını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu başarı hikayesini sizler yazacaksınız. Her kadını ikna edeceksiniz. Çocuğu olan kadın, sen bu çocuğunu demokratik bir ortamda, iyi bir eğitimle düşüncesini özgürce açıklayabileceği bir Türkiye'de mi yetiştirmek istiyorsun? O zaman sen demokrasiden yana oy kullanmak zorundasın. Her kapıyı çalıp her kadını ikna edeceksiniz. Alkışlamak kolay, evlerin kapısını çalacaksınız, hiçbir ayrım yapmadan nerede oy kullanma hakkına sahip bir aile varsa kapısını çalacaksınız."

- "Türkiye 20 Temmuz darbesini yaşıyor"

"Türkiye'de demokrasi yok, demokrasi getirmemiz lazım." görüşünü ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Benim ülkemde yargı bağımsız olmalı, bir kişinin iki dudağına hapsedilen yargı, yargı değildir. Hele hele ona bakıp karar verenler, saraya bakıp karar verenler çocuklarına gelecekte hesap veremeyeceklerdir. Bakın bir daha söylüyorum; saraya bakıp karar verenler, çocuklarına gelecekte hesap veremeyeceklerdir, utanç duyacaklardır. O yüzden hepimize büyük görevler düşüyor. Hepsini yapacağım, sizden sadece çok ama çok basit bir şey istiyorum; bir kişiyi, beş kişiyi, on kişiyi ikna ederseniz, demokrasi için sandığa gidecek ve oy kullanacaklar. Bu, Türkiye'nin kurtuluşu olacak.

Demokrasimizi darbe hukukundan arındıracağız. Şu anda Türkiye, 20 Temmuz darbesini yaşıyor, 20 Temmuz sivil darbesini yaşıyor. Onun için 12 Eylül'de darbe yapanların apoletleri vardı, 20 Temmuz'da darbe yapanların apoletleri yok. Aralarındaki tek fark, apolet farkıdır. Biliyorum yine kızacak sarayda oturan zat. İstediğin kadar kız kardeşim, ben sonuna kadar doğruları söylemeye devam edeceğim."

CHP'nin, Türkiye'nin tek gururu olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Demokrasiyi savunan parti CHP'dir. Hiçbir ayrım yapmadan, her siyasal düşünceye saygı gösteren parti CHP'dir." dedi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"CHP demokrasinin, insan haklarının, düşünce özgürlüğünün, yargı bağımsızlığının, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin, din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir. Biz düşünce farklılıklarını ülkemizin zenginliği olarak kabul ediyoruz, kimlik farklılıklarını ülkemizin zenginliği olarak kabul ediyoruz, yaşam tarzı farklılıklarını ülkemizin zenginliği olarak kabul ediyoruz. Hiçbir farklılığı ötekileştirmiyoruz, 80 milyonu kucaklıyoruz. 80 milyonla beraber hakka, hukuka ve adalete yürümek istiyoruz."