CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresi tartışmasına “Düşüncemiz 7 yıl olması istikametindedir” sözleriyle katılan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Bir kişi (Başbakan Erdoğan) kafasına Cumhurbaşkanlığını koymuş. ‘Bana uygun, arzu ettiğim takvime uygun bir değişiklik yapacağız’ diyor. Bu yaklaşım doğru da değil, ahlaki de değil” dedi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

Gül çıkıp konuşmalı

“Asıl görev Sayın Cumhurbaşkanı’na düşüyor. Kendi makamını tartışılır olmaktan çıkarması lazım. ‘Benim görev sürem 5 yıldır, 5’inci yılın sonunda makamdan ayrılmak durumundayım. Halkın iradesi nasıl tecelli ederse öyle de devredeceğim’ demelidir. Hatta yeniden aday olursa da olur. Elbette Sayın Cumhurbaşkanı’nı günlük sıcak tartışmaların dışında tutmak gerekir ancak Sayın Cumhurbaşkanı’nın da süreçle ilgili net bir tavır alması gerekir. Bir kişinin özlemlerine, beklentilere uygun yasal düzenleme yapılamaz. Hele hele anayasal düzenleme hiç yapılamaz. Anayasal düzenlemelerde ‘kazanılmış hak’ diye bir şey söz konusu olamaz. Başbakan çok arzulu ise çıkar 5’inci yılın sonunda aday olur, seçilirse de Köşk’e çıkar. Yapılmak istenen düzenleme halktan kaçmak demektir. Zamanı gelince milli irade diyeceksin sonra da halktan kaçacaksın. O dönem hırsına hakim olamayan AKP ‘Ben her dediğimi, istediğimi yaparım’ düşüncesiyle yaptı bu değişikliği. Erdoğan’ın dediği gibi ‘Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili bir düzenleme’ yapılması planlanıyorsa bunun aynı hukuk normuyla yapılması gerekir. Cumhurbaşkanının görev süresi anayasa değişikliğiyle düzenlendi. ‘Mevcut cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıldır’ denilecekse, bunun gereği anayasaya geçici ek bir maddenin konulmasıdır. Anayasalar anayasa, yasalar yasa, tüzükler tüzük değişikliğiyle yapılır. “

Parlamento seçmeli

Tunceli Dayanışma ve Kültür Vakfı’nın 20. Geleneksel Aşure Günü’ne katılan Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı yüzde 50-60 oy aldı seçildi diyelim. Arzu ederse bu cumhurbaşkanı gidecek Bakanlar Kuruluna, Başbakana soracak ‘Sen kaç oyla seçildin kardeşim?’ ‘Yüzde 49 oyla seçildim. ‘Çekil bakayım kenara ben bu milletten yüzde 60 oy aldım. Sen çekil kenara bundan sonra Bakanlar Kuruluna ben başkanlık yapacağım’ diyecek. Anayasada var mı bu düzenleme? Var. Bu doğru mu? Doğru değil. Bizim demokratik geleneklerimize de parlamenter sisteme de uymuyor. Anayasada bir düzenleme yapılırken bunun artı ve eksilerinin çok iyi tartışılması, uzman kişilere danışılması gerekir. Bu yapılmayıp da ‘Benim hırsım var, çıkarlarım var, ülkenin önemi yok, benim için. Ben istediğim düzenlemeyi yaparım’ diye yola çıkarsanız, işte ülkeyi bugün bu tür gereksiz tartışmaların içine sokmuş olursunuz. Eskiye dönülmesi lazım. Yine cumhurbaşkanının parlamentodan seçilmesi lazım. Çünkü cumhurbaşkanlığı icra organı değildir. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eder, sembolik bir makamdır. Bizim hukuk sistemimizde de geleneklerimiz de böyledir. 12 Eylül darbesinin izlerini silelim derken 12 Eylül hukukunun arkasına saklanmak doğru değil. Kişiye özel düzenleme değil, evrensel hukuka göre bir düzenleme getirmelisiniz.”





Hürriyet