Canlı bombaya karşı çocuklarını korumak için kendini feda eden Bingöllü Hatice Belgin'i, karnında bebeğiyle katledilen Batmanlı Mizgin Doru ile Siirt'te araçlarının içinde taranan kız öğrencileri hatırlatan Başbakan, terörün sona erdirilmesinde kadınlara çok büyük görevler düştüğünü söyledi ve ekledi: "13 yaşındaki çocuğunu o acımasız mağaralara kaptıran annenin yaşadığı acı dağlar kadar büyüktür. İşte onun için anneler bu meseleye el koymak zorundadır. İşte bu vahşi katliamlar nedeniyle çocuklarına sahip çıkmak, terörün kıskacından çekip almak zorundadırlar."

Erdoğan, Diyarbakır'da bir mağarada infaz edilen 5 kadın teröristin dramına da dikkat çekti. Bütün Kürt kökenli vatandaşları terör örgütünün gerçek yüzünü görmeye davet ederek şu cağrıda bulundu: "Bugün artık Kürt kökenli annelerin de, kadınların da, erkeklerin de PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmesini istiyor ve arzuluyorum. 'Çekin artık ellerinizi çocuklarımızın üzerinden' demelerini bekliyorum. Artık tüm kadınların tek yürek halinde teröre 'dur' diyeceğine gönülden inanıyorum."

Başbakan Erdoğan, ameliyatlarından sonra ilk yurtiçi gezisini Mardin'e gerçekleştirdi. Ziyaretin bunun dışında başka anlamları da vardı. Dünya Kadınlar Günü'nde girişimcilik yönleriyle öne çıkan Mardinli kadınlarla bir araya geldi. Kendisine eşi Emine Hanım ve kızı Sümeyye de eşlik etti. İlk olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Mardin Artuklu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlediği 'Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadın' programına katıldı. Kadınların doldurduğu salonda, zılgıtlar ve yoğun alkışlarla kürsüye çıktı. Alkışlar yüzünden konuşmasına uzun süre başlayamadı. Konuşmasında özetle şunları dile getirdi:

Cinsiyet ayrımcılığı, ırkçılıktan farksız: Cinsiyet ayrımcılığı en az ırkçılık kadar kötüdür, insanlık dışıdır. Kuzey Afrika'da ve bugün Ortadoğu'da yaşananlar karşısında dünyanın büyük bir bölümü başarısız bir imtihan verdi. BM'nin Suriye'de yaşananlara vicdan penceresinden bakmadığı açıktır.

O annenin yaşadığı acı dağlar kadar: 5 kadın terörist, Diyarbakır'da (örgüt tarafından) bir mağarada infaz edildi. Bunlar bir anne-baba için gerçekten katlanılması zor hadiseler. 13 yaşındaki çocuğunu o acımasız mağaralara kaptıran annenin yaşadığı acı, dağlar kadar büyük bir acıdır. İşte bu vahşi katliamlar nedeniyle anneler, çocuklarına sahip çıkmak, terörün kıskacından almak zorundadırlar.

'Ana' ifadesine dayanamıyorlar: (PKK) Ana, anne ifadesine ateş püskürüyorlar, dayanamıyorlar. Biz 'anne' dediğimiz zaman, 'biz anaya, anneye karşıyız' diyorlar. 'Kadın kadın kadın' diyorlar. Bunların aile diye bir kavramı dünyalarında yok. Aile diye bir kavram olmadığı gibi anlayışında, yüreğinde, millet diye bir anlayış da yok.

Ben hep annemin ayağının altını öptüm: Ben de diyorum ki; analığı yüce değerlerimizden aldık, cenneti de annelerin ayakları altında bulduk. Onun için annelerin ayaklarının altı öpülür. Ben hep annemin ayağının altını öptüm, Allah rahmet eylesin. Çünkü orada cennetin kokusu var, orada başka bir dünya var. Biz kadına aile içerisindeki önemli rolü sebebiyle ayrı bir değer veriyoruz.

Eşi vefat eden ihtiyaç sahibi kadına aylık 250 TL: Eşi vefat etmiş ve ihtiyaç içinde olan hanım kardeşlerimizi tespit ettik. Bu kapsama giren 150 bin hanım kardeşimize nisan ayından itibaren iki ayda bir ödenecek şekilde aylık 250 lira yardımı ödemeye başlıyoruz. Yani iki ayda 500 lira vereceğiz, aylık 250 lira.

Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan'la birlikte Mardinli 3 kadına 'yerel girişimcilik' plaketi verdi. Bunlardan en dikkat çekeni, 85 yaşındaki Nasra Şimmeshindi idi. Süryani kökenli nine, halen dokumacılık ve kumaş boyama alanında çalışmaya devam ediyor. Erdoğan, Çilli'ye mikrofonu uzattı. Çilli'nin Arapça "Ben fazla Türkçe bilmiyorum, teşekkür ederim." demesi üzerine Başbakan da Türkçe "Ben Arapça biliyorum." karşılığını verdi. Erdoğan'ın, "Allah sana güç, uzun ömür versin" anlamındaki sözleri Arapça söylemesi salondaki vatandaşlardan yoğun alkış aldı.

Erdoğan ardından 38 yatırımın toplu açılış törenine katıldı. Karayolları Meydanı'nda düzenlenen törende Erdoğan'dan önce konuşma yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kürtçe ve Arapça olarak "Hun hemu bi xêr hatin ser sera ser çava hatin (Hepiniz hoş geldiniz, başım üstüne geldiniz)" diye selamladı. Başbakan ise konuşmasında, 12 yıl kademeli eğitim sistemiyle ilgili kanun tasarısını muhalefetin engelleyemeyeceğine vurgu yaptı. 'Demokratik açılımı' sürdüreceklerinin de altını çizerek, "Bizim aramızda Türklük, Kürtlük, Lazlık, Çerkezlik, Abazalık şu bu olmayacak." ifadelerini kullandı.

(Zaman)