ANKARA - MHP'nin 12. Olağan Büyük Kurultayı'nda, Devlet Bahçeli, genel başkanlığa yeniden seçildi.

Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen kurultayda, sandıkların kapanmasından kısa süre sonra oy sayımı tamamlandı.

Seçimlere tek aday olarak giren Devlet Bahçeli, kullanılan bin 169 oyun, geçerli olan bin 167'sinin tamamını olarak Genel Başkanlığa yeniden seçildi.

-"Ederi 1 dolar olan şerefsizlere verilecek ne bir karış toprağımız ne de bir tek insanımız vardır"

Bahçeli, Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 12. Olağan Büyük Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, sözlerine, "Milliyetçi-Ülkücü hareket bugün başkent Ankara’ya sığmayıp taşıyor. Art niyetli şekilde 'neredesiniz?' diye soranlara (gümbür gümbür işte buradayız)" diyerek başladı.

Bahçeli, şöyle devam etti:

"Duruşumuz Türkiye’dir, duruşumuz Türklüktür, duruşumuz Müslüman Türk milletinin ta kendisidir. Bizim için vefa, sadece bir semtin, bir ferdin ismi değildir. Bizim için vefa durum ve şartlara göre azalıp artan, gerilim ve gelişmeler karşısında yanıp sönen gelip geçici bir tutum, bir tavır da değildir. Vefası olmayanın milli ve manevi değerlere vedası katidir, kesindir. Vefası olmayan kaypaktır, kaçaktır, korkaktır, manen kayıptır." 

1 Kasım 2015 tarihinden hemen sonra yaşanmadık rezalet kalmadığını, 10 Ocak 2016’da "12. Olağan Büyük Kurultayımızın tarihi 18 Mart 2018" dediklerini anımsatan Bahçeli, "Sabırla, akılla, cesaretle, dirayetle iki yılı aşan bir süreyi geride bırakıp 18 Mart 2018’e geldik mi? Geldik. Sözümüzü milim ödün vermeden tuttuk mu, tuttuk." ifadesini kullandı.

Kurultay bezirganlarından, sırtlarındaki kamburlardan, içlerindeki safralardan kurtulduklarını belirten Bahçeli, 12. Olağan Büyük Kurultaya gelesiye kadar ne kadar kepazelik, ihanet, skandal, travma varsa maruz kaldıklarını bildirdi.

Bahçeli, "Hamd olsun hepsinden alnımızın akıyla çıktık, oyunları tümden bozduk. Unutmayınız, bir kere satan yine satar. Vefasızlık imansızlıktır, ihanete iltifat ve ihtiramdır. Bir kere ihanetle bin kere ihanet arasında hiçbir fark yoktur. Kulu kandıranlar, Allah’ı nasıl kandıracaklar?" diye sordu.

-"Bizim ülkülerimizin fiyatı yoktur"

Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bozuk para cep deler, bozuk insan kalp deler, bozgun kafilesi ise sonunda elenip, silinip layık olduğu çöplüğe gider ve de gitmiştir. MHP, 1 Kasım 2015’ten sonra ele geçirilmek istendi. Çünkü Türkiye’nin işgal planında sosyal ve siyasal dayanak arandı. MHP, yıkılmak, temellerinden, öz değerlerinden koparılmak istendi. Çünkü büyük resme baktığımızda, üst akla dikkat ettiğimizde, ilişki ve irtibatları yorumladığımızda ülkemiz ve bölgemizde vahşi bir kaos planlanmıştı. Milletin son kalesi teslim olsaydı, milli direnç düşecek, milliyetçi direniş inişe geçecek, 15 Temmuz hain FETÖ darbesi Allah muhafaza belki de gerçekleşmiş olacaktı. Amaç buydu, hesap buydu, proje böyleydi. 

7 Haziran 2015’ten sonra FETÖ planı tutmayınca Anadolu’nun doğrudan işgal planı devreye alınmıştı. MHP, başını CHP’nin çektiği PKK, FETÖ karışımı ve haçlı tembihli iktidar oluşumunu reddetmesi bütün hesapları bozmuş, bütün planları tarumar etmişti. CHP’nin Çin malı başbakanlık teklifini kabul etmiş olsaydık, HDP’yi yanımıza yöremize kazara alıp FETÖ’nün tuzağına düşseydik, bilinsin ki Türkiye iç savaşa sürüklenecek, bekamız hepten, tümden çökecek, çürüyecekti.  Düşman evin içine girecek, kaleyi içten yıkacaktı. Bunu yapamazdık, böyle bir vebale ortak olamazdık, nitekim Allah’a çok şükür ki olmadık. 

Milletin vermediği başbakanlık görevini başka kapılarda dilenerek arayamaz, alamaz, buna tenezzül dahi etmez, edemezdik. Bizim ülkülerimizin fiyatı yoktur. Bizim davamızın bedeli yoktur. Bizim inançlarımızın takası, telafisi, tehiri, ikamesi de asla görülmemiş, görülemeyecektir. Ederi bir dolar olan şerefsizlere verilecek ne bir karış toprağımız ne de bir tek insanımız vardır. Ülkücü olmak zordur, ülkücü kalmak daha da zordur. Ülkücü geçinenlerle, ülkücülükten geçinenlerin, bunlara fikren ve fiilen ortam açanların fitne ve fesatlarına karşı mücadele azmimiz biliniz ki pek çoktur, pek fazladır."

-"Beka düzeyindeki tehditler artıyor"

Bahçeli, Türkiye'nin, 15 Temmuz 2016’da tarihin en şiddetli işgal ve ihanet teşebbüslerinden birisine maruz kaldığını belirtti. Bahçeli, hem MHP'nin, hem de partisiyle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel kuşatmaya alındığını vurguladı.

Devlet Bahçeli, "Bu husumet ve ihanet kuşatmasına tesir düzeyi yüksek ilk vuruş 15 Temmuz gecesi bizzat Türk milleti tarafından gerçekleştirilmiştir. İkinci vuruş, 24 Ağustos 2016 tarihinde başlayan Fırat Kalkanı Harekatı, üçüncüsü de 20 Ocak 2018’de Afrin’i kapsamına alan Zeytin Dalı Harekatı’dır. Tehlike geçti mi? Hayır. Saldırılar azaldı mı? Asla. Beka düzeyindeki tehditler artıp, yaygınlaşıyorken sorumluluktan kaçamazdık, duruşumuzu bozamazdık, işbirliği ve uzlaşmaya kulak tıkayamazdık." ifadesini kullandı. 

7 Ağustos Yenikapı ruhuna bağlılık gösterdiklerini, bunun gereği neyse titizlikle onu yaptıklarının altını çizen Bahçeli, millet için uzlaştıklarını, devlet için özveride bulunduklarını, Türklüğün bekası için taşın altına ellerini koyduklarını belirtti.

AK Parti ile milli zaruret ve mecburiyetleri değerlendirip milli bekanın muhatap kaldığı yüksek riskleri göğüslemek amacıyla yeni bir hükümet sistemi üzerinde anlaştıklarını anımsatan Bahçeli, "Anayasa değişikliği ekseninde mutabakata vardık. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü milattı. 
Hiçbir şey bu tarihten öncesi gibi olamayacaktı. Siyasi hedef ve hesaplar gözden geçirilmeliydi. Cumhuriyet’in 93. yıl dönümünde, Milli Mücadele’nin bütün miras ve emanetlerini kaybetmenin sınırına gelmiştik." dedi.

-"Cumhur İttifakı, Cumhuriyet’in iradesidir" 

Bahçeli, "az kalsın istiklalin elden gideceğine, neredeyse milli iradenin ateşe verileceğine" dikkati çekerek, şu görüşlere yer verdi:

"Çok boyutlu, birbiriyle geniş bağ ve bağlantılı derin komplo 15 Temmuz’da son darbeyi indirmek üzereyken Türk milleti inisiyatifi ele aldı, FETÖ’cü alçakları kaçtıkları yere kadar kovaladı. 

Dış bağlantılı 15 Temmuz hain FETÖ darbe denemesi, bütün taşları yerinden oynattı, Türkiye’nin bekası ve geleceği bakımından tarihi dönüm noktası oldu. Milletlerin ve devletlerin hayatında, kritik dönemlerden geçilmesi, tarihi yol ayrımlarına gelinmesi mukadderdir. Siyasette, milli zorunluluklar, zorlayıcı sebepler ve şartlar, kritik kararlar alınmasını, köklü değişikliklere gidilmesini gerektirmektedir. İşte bu gelişmelerin ışığında, 16 Nisan 2017 halk oylamasında aziz milletimiz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini onayladı, kabul ve tescil etti."

Osmanlı İmparatorluğu’nun varisi olan Türkiye’nin 1923’te kuruluşuyla Cumhuriyet tarihinin ilk evresinin tamamlandığına işaret eden Bahçeli, bundan sonra Türk siyasi hayatının ikinci önemli evresine, 1946’da tek parti sisteminden çok partili demokratik hayata intikalle geçildiğini belirtti. 

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türk milliyetçilerinin bu kritik kavşak noktasında da belirleyici olduğu, demokrasi mücadelesinin ön saflarında yer aldığı yalın bir gerçektir. Cumhuriyet tarihimizin üçüncü evresi, 2017’de tarihi nitelikli değişiklikle Parlamenter Sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiştir. Yeni hükümet sisteminin mimarı bizzat Türk milletidir. Yeni hükümet sistemi husumet ve hıyanete karşı güvencedir, güvenlik kilididir, milli bekanın sigortası, güvenli siperidir. Cumhur ittifakı, Cumhuriyet’in iradesidir. 
Cumhur ittifakı, Türk milletinin tarihi uzlaşmasıdır. Cumhur ittifakı, istiklal ve istikbalimizin teminatıdır. 

CHP, İP, HDP, PKK, FETÖ, PYD, YPG, İŞİD, DHKP-C ve küresel cinayet şebekesinden müteşekkil ihtilaf ve ihanet bloku cumhurun karşısında tel tel dağılacak, kaybetmekten başka seçeneği olmayacaktır."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Baraj altında kalacakmışız, bu nedenle kurtarılmışız. Tabanımız kaymış, bu sebeple can simidi uzatılmış. MHP dağılmış, ciddi sorunlarımız varmış. Harici destekle toparlanmamız için çaba sarf ediliyormuş. Hep aynı masal, hep aynı hava, hep aynı ezber. Kim bu müfteriler? CHP, İP, HDP ve Perinçekgiller familyası. Bir lafa bakın laf mı diye, bir de söyleyene bakın adam mı diye?" dedi.

Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda yapılan 12. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.

Bahçeli, CHP'nin yeri geldiğinde devlet kurduğunu söyleyen, yeri geldiğinde de yıkıma mihmandarlık, yozlaşmaya işbirlikçilik yapan siyasi cüruf olduğunu bildirdi.

Şu anda CHP'nin ele geçirilmiş olduğunu, kontrol ve denetiminin Türkiye karşıtı mihraklara geçtiğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu CHP ki FETÖ'nün yörüngesindedir, PKK'nın hizasındadır, PYD'nin emeline hizmetle meşguldür. Çiftlik Bank dolandırıcılığıyla CHP'nin tevatür, tezgah ve tezviratları birdir, aynıdır. Millete 'ikiyüzlü, binbir surat, bidon kafalılar, makarnacılar, kömürcüler, göbeğini kaşıyanlar' diye saldıran ve sataşan alçaklar CHP'nin siyasi ve ideolojik çekim alanındadır. Anamuhalefet, anavatana ihanet içindedir. 'Cumhur' diyoruz, CHP'nin kafası bozuluyor, şaftı kayıyor, şanzımanı dağılıyor. 'İttifak' diyoruz, 'milli iradeye hürmet gösterin' ikazını yapıyoruz, CHP çıldırıyor, İP ve HDP ile birlikte patırtı gürültü çıkarıyor. Milliyetçi Hareket'e dil uzatmaya yeltenen nesepsizler, CHP'nin kapısında mayalarının, meşreplerinin, tıynetlerinin gereğini yapmak için sıraya giriyorlar. Baraj altında kalacakmışız, bu nedenle kurtarılmışız. Tabanımız kaymış, bu sebeple can simidi uzatılmış. MHP dağılmış, ciddi sorunlarımız varmış, harici destekle toparlanmamız için çaba sarfediliyormuş. Hep aynı masal, hep aynı hava, hep aynı ezber. Kim bu müfteriler? CHP, İP, HDP ve Perinçekgiller familyası. Bir lafa bakın laf mı diye, bir de söyleyene bakın adam mı diye."

-"Bir tek Türk olmazlar, Türk olamazlar"

Bahçeli, merhum Mehmet Akif Ersoy'un, Çanakkale Şehitleri için yazdığı muazzam eserinin bir yerinde, "Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni desem tarihe sığmazsın." dediğini anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"CHP, şühedayı ne bilsin? CHP, şühedaya vefa gösteren Türklüğün ebedi sancaktarı MHP'yi nereden anlasın, hakkını hangi cesaretle teslim etsin? Eski tüfekler, yeni liboşlar, FETÖ'cüler, PKK'lılar, hıyanetin ana damarı CHP'ye nüfuz ediyor, ses yok, tepki yok. MHP, Türk milletinin teveccüh ve takdirini kazandıkça CHP sözcüleri, bunların yoldaş ve yancıları komaya girip şuur kaybına uğruyorlar. Bunlar, FETÖ'ye kur yaparlar, PKK'ya arka çıkarlar, Türkiye düşmanlarıyla saf tutarlar, Kıbrıs'ta Rum, Ege'de Yunanlı, Karabağ'da Ermeni, Kudüs'te Siyonist, Irak'ta Barzani peşmergesi, Suriye'de PYD'li olurlar. Brüksel'de jurnalci, Washington'da mandacı olarak karşımıza çıkarlar. Bunlar her kılığa girerler de, ne hazindir ki bir tek Türk olmazlar, Türk olamazlar.

CHP, siyasetteki teftir. Bu tefi çalanlar ise Pensilvanya'dan İmralı'ya kadar ne kadar Türk düşmanı varsa onlardır. 15 Temmuz'a tiyatro diyen CHP, 251 şehide, 2 bin 194 gaziye ne diyecektir? FETÖ'cülerin mağduriyetinden bahseden bu parti, hainleri dışarı çıkarıp kahraman mı ilan edecektir? 15 Temmuz ihanetinin sarsıntı ve sonuçlarını bertaraf etmek maksadıyla ilan edilen OHAL’e karşı çıkan CHP, 20 Temmuz’a nasıl darbe diyebilmektedir?"

-"MHP yürür, CHP sürünür"

"CHP, eğer 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünü kasten, taammüden görmüyorsa, Pensilvanya'nın nüfusuna kayıt yaptırmış demektir." diyen Bahçeli, şunları aktardı:

"CHP, demokrasi ve sandıktan umudunu tümden kesmiş, sokağa, darbeye, kaosa oynamaya heves ve tevessül etmiştir. CHP sözcülerinin tahrikleri, edep ve haya dışı iftiraları tırmanırsa, bunun acıklı sonuçlarına katlanmak provokasyon kuyruğundaki malum ve müptezel yüzlere düşecektir. Çapı, noktadan öteye geçemeyen bu tetikçilere söyleyeceğimiz tek şey şudur: MHP yürür, CHP sürünür. MHP yapar, alayı birden ölü balık gibi bakar. Bugünkü CHP’nin Atatürk’ün kurduğu siyasi parti ile hiçbir benzerliği, hiçbir ilgisi, hiçbir ilişkisi kalmamıştır. Bunlar hayırsız mirasyedidir. Miras sonunda tükenmiştir."

-Stratejik görüş ve hedefler

Bahçeli, konuşmasında, yakın, orta ve uzak geleceğe ilişkin 9 stratejik görüş ve hedefleri sıraladı.

Türkiye'nin birlik ve beraberliğe her zamankinden çok ihtiyacı olduğunu ifade eden Bahçeli, demokrasinin yüksek bir standarda taşınması, bireysel hak ve özgürlük alanlarıyla güvenlik dengesinin hassas bir şekilde kurulması gerektiğini vurguladı.

Milli beka üzerindeki sis perdesinin kalkmadığına, Türkiye'nin olağanüstü risk ve tehditlerle boğuştuğuna dikkati çeken Bahçeli, "58'inci gününe girdiğimiz Zeytin Dalı Harekatı'nın neticesinde, 47 şehidimizin, 200'ü aşan gazimizin fedakarlığıyla, halen aktif bir şekilde sahada mücadele eden kahramanlarımızın inancıyla Afrin tam anlamıyla kuşatmaya alınmıştır." diye konuştu.

Türk milletinin terörizmle mücadelenin sonuna kadar destek ve duasıyla arkasında durduğunun altını çizen Bahçeli, şu görüşlere yer verdi:

"Güney sınırlarımız boyunca tedavülde tutulan iğrenç bir hesap ortadadır. ABD, Afganistan'da, Irak'ta yıllardır güvenlik endişeleriyle nasıl duruyorsa, Türkiye de meşru savunma refleksi gereğince güney sınırlarımız boyunca oluşturacağı güvenlik kuşağını terör tehdidi geçesiye kadar derinlemesine tesis ve temin etmelidir. Ankara'nın savunması, sınır il ve ilçelerden değil, hali hazırda Afrin, Ayn El Arap, Cizire, Kandil, Kerkük'ten başlayacaktır. Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103’üncü yıldönümünü idrak ettiğimiz bugünlerde ay yıldızlı al bayrak ya bugün ya yarın Afrin'in bağrına dikilmelidir. Zaferler halkasına yenisi ilave edilmelidir. Afrin, burada yaşayanlarındır. Türkiye'nin işgal emeli yoktur. Bu konuda bize durum hatırlatması yapan Avrupa Parlamentosu halt etmekte, PKK/PYD/YPG ile aynı kareye girmekten en küçük utanma hali göstermemektedir."

Devlet Bahçeli, Afrin'de, Menbiç'te, mücavir topraklarda, Fırat'ın doğusuna kadar terör bitesiye kadar durup dinlenmenin, vazgeçip geri dönmenin Anadolu'yu hedef yapacağını belirterek, "Bu izmihlali, bu imhayı getirecektir." ifadesini kullandı.

Bahçeli, bu gelişmeler karşısında MHP'nin siyasetini beka üzerine kurduğunu, birlik üzerine bina ettiğini, bundan asla geri adım atmama iradesini gösterdiğini bildirdi. Bahçeli, "Diyoruz ki, 'bekayla varız, bekayla yaşayacağız, bekamızı ve tarihi egemenlik haklarımızı can pahasına da olsa koruyacağız." dedi.

-"Söz veriyor musunuz?"

Bahçeli, kurultayın hitamında yenilenmiş kadrolarla, gelişmeleri ve gerçekleşmesini öngördükleri hadiseleri milliyetçilik, demokrasi ve milli duruşla yorumlayıp, vatanın her köşesine, her insana mutlak surette ulaşacaklarını belirtti.

"(Allah bes, baki heves) diyerek başaracağız, gönülleri kazanacağız." sözünü anımsatan Bahçeli, 2019 yılının 3 siyasi olaya sahne olacağına işaret etti.

Bunların ilkinin mahalli idareler seçimi olduğunu anımsatan Bahçeli, mevcut belediyeleri muhafaza ederek üstüne maksimum ilaveler yapacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanan İttifak Yasası'nın ruh ve doğasına muvafık şekilde hareket edeceklerine işaret eden Bahçeli, Cumhur İttifakının siyasi kaygı ve polemiklerle zedelenmesine yerel ve genel düzeyde müsaade etmeyeceklerinin altını çizdi. Bahçeli, "'Tabanda ittifak yok' sözlerini elimizin tersiyle iteceğiz. Çünkü bizde taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır. İşte bu salondadır, hamdolsun dimdik ayaktadır." dedi.

Konuşması sırasında salondakilere, "Cumhur İttifakı'na destek veriyor musunuz? Beka birlikteliğine her şartta sahip çıkıyor musunuz?" sorularını yönelten Bahçeli, "evet" karşılığını aldıktan sonra, "İşte Milliyetçi-Ülkücü irade, işte kahramanca duruş, işte milli bekanın daimi savunucuları cesaretleriyle düşman çatlatmaktadır." ifadesini kullandı.

İkinci ve üçüncü siyasi olayların ise sırasıyla Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri olduğuna değinen Bahçeli, her seçimin kendileri için bir hilal, hilalin başarısının müjdesi olduğunu vurguladı.

Bahçeli, 2019 yılındaki üç siyasi olayı üç ayrı hilal başarısıyla süsleyerek MHP'nin 50'inci yılını taçlandıracaklarını belirterek, salondakilere, "Buna var mısınız? Buna hazır mısınız? Söz veriyor musunuz?" diye sordu.

-"Cumhur ittifakını çatlatamayacaktır"

Bahçeli, şunları kaydetti:

"MHP 3 Kasım 2019'da çarpık tahmin, çürük tuzak, çorak tertipleri yıkarak TBMM’de çok güçlü bir şekilde temsil edilecektir. Tüm hazırlıklarımız ittifakın ilke ve esaslarına göre planlanıp uygulanacaktır. Cumhurbaşkanı seçiminde adayımız aksi ve arızi bir gelişme olmadıktan sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Cumhur İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuruluş felsefesine müzahir biçimde geleceğe taşıyacaktır. Hiçbir odak, hiçbir mahfil, hiçbir güruh, hiçbir siyasi düşük Cumhur İttifakını çatlatamayacaktır. Fitne yayanlar, 'geçmişte sen onu söylemiştin, o bunu söylemişti' diyenler, ala ala ancak havalarını alacaklar, kirli avuçlarını yalayacaklardır.

2019 yılını takip eden 5 yıl süresince Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kurum ve kurallarıyla yerleşip kökleşmesi için verdiğimiz destek, üstlendiğimiz sorumluluk, gösterdiğimiz açık tavır samimiyet ve sürekliliğini koruyacaktır. MHP, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin başından sonuna içindedir, Türkiye'nin sistemsel yapılanmasında üzerine düşeni demokratik ölçülerde yerine getirecektir."

MHP'nin dokuz stratejik görüş ve hedeflerinden birinin de FETÖ ile mücadele olduğunu belirten Bahçeli, "Bu terör örgütünün kripto damarı kesilmeli, iyi organize edilmiş devlet aklıyla, etkili planlanmış mücadele stratejisiyle bu musibet gündemden çıkarılmalıdır. Suçluyla suçsuz ayırt edilmelidir. Hukukun üstünlüğüne, adalet ilkelerine riayet gösterilmelidir. Yanlış taktiklerle doğru stratejiye ulaşılamaz." ifadesini kullandı.

Stratejinin yanlış olması durumunda, taktik adımların doğru olmasının herhangi bir şeyi değiştirmeyeceğini vurgulayan Bahçeli, doğru stratejiyle, isabetli bir siyasi eylem planı çerçevesinde, millet altı yapılanmalarının devlete nüfuz etmelerinin engellenmesinin, işsizliği, yoksulluğu istismar etmelerinin önüne geçilmesinin önemine işaret etti.

Bahçeli, dış politikada merkezin Ankara jeopolitiği olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ticaret savaşlarının ortaya çıktığı, ekonomik operasyonların kur, faiz, sıcak para üzerinden tetiklendiği bugünkü karanlık dönemde, dış politika ekonomik güvenliği de önceliğine almalıdır. Ege ve Akdeniz'deki haklarımızdan taviz verilmemelidir. Türkiye her alanda üretim şuurunu teşvik etmeli, bağımlılığın tutsaklığı getireceği akıldan çıkarılmamalıdır. Küresel ittifakların çatırdadığı, müttefik gördüğümüz ülkelerin terörle iş birliği yaptığı bir süreçte iç siyasetteki tutarlı birliği, ekonomide yeşermesini ümit ettiğimiz bereket iklimini devamlı ilerletmek hepimiz için bir vatan görevidir. ABD'nin Dışişleri Bakanlığı'nda yaşanan görev değişimi, pompalanan kötümserlik havası, kurulan iki taraflı mekanizmaların zaman zaman tavsaması yılgınlığa neden olmamalıdır. Türkiye hiçbir sanal ve sahte oluşuma mecbur değildir."

Türkiye Cumhuriyeti'nin, başkalarının lütuf ve ikramıyla kurulmadığını ve böyle de var olmayacağının altını çizen Bahçeli, "Önümüzdeki dönemde, AB üyelik sürecinin, ABD'yle devam eden sancılı seyrin, yaralı NATO ittifakının milli hassasiyetler kapsamında yeniden değerlendirilmesi kaçınılmaz olabilecektir. MHP buna vardır, devlet ve milletiyle bir ve bütündür." diye konuştu.

- "Yüz il, bin ilçeden oluşan bir idari sistem"

Bahçeli, 2023'ün Cumhuriyet'in yüzüncü yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "Büyükşehirleri kapsayacak şekilde yüz il, bin ilçeden oluşan bir idari sistemle, ekonomide yerli ve milli diriliş sayesinde, siyasette birlik ve dayanışma ruhunun ayağa kalkışıyla Türkiye bölgesinde süper güç, küresel düzeyde de nazı geçen, sözü dinlenen bir ülke seviyesine çıkmalıdır, inanıyorum ki mutlaka çıkacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Türk milletinin muazzam bir hazine, bin yıllık kardeşliği esas alan, ayrım ve ayrımcılık kabul etmeyen ulu bir çınar olduğunu belirten Bahçeli, şöyle konuştu:

"Türkler ve Kürtler arasına nifak sokmak şerefsizliktir, hıyanettir, büyük bir kötülüktür. Kürt kökenli kardeşlerimi dışlayan bir millet gerçeği olamayacaktır. Türklük ise Türkiye ve Türk milletinin ana omurgası, ana iskeletidir. Bozkurt işareti, doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olan aziz Türk milletinin tarihi sembolüdür. Bu sembolü yapan askerlerimizin cezalandırılmasını isteyenler ya hain ya da müstevlilerin geride kalan tortuları, bugünkü torunlarıdır. PKK'lı hainler, aslında en büyük kötülüğü Kürt kökenli kardeşlerimize yapmışlardır. Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan Kürt kökenli kardeşlerimiz, ortak geleceğimizin ayrılıkta ve ayrışmada değil, ortak değerler etrafında birleşme ve bütünleşmede olduğunu görmüşler, hainlere kapılarını sürgülemişlerdir. Hepsiyle övünüyorum, hepsiyle gurur duyuyorum, hepsini selamlıyorum."

- "Kızıl elma amacına ulaşacaktır"

"Vatan birdir, millet birdir, devlet birdir, bayrak birdir, dil birdir; hepsi Türk milletinin eseri, hepsi milli namusa emanettir. Başkentimiz Ankara'dır, bağımsızlığımızın manzum eseri İstiklal Marşı'mızdır. Bizim için herkes eşittir, Türkiye'dir." diyen Bahçeli, Türk milletinin geleceğinin ay yıldızlı al bayrağın altında olduğunu vurguladı.

Devlet Bahçeli sorunların, sıkıntıların, haklı ve meşru beklentilerin, Türkiye'nin milli birliği, bölünmez bütünlüğü çerçevesinde makul çözümlere kavuşturulmasının mümkün ve münasip olduğunun altını çizdi.

Yüz yıl önce Mondros Mütarekesi'nin konuşulduğunu, yedi düvelin Türk topraklarını işgalinden dert yanılıp, feryat edildiğini anımsatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bundan yüz yıl sonra, yani 2123'de, Türkiye Cumhuriyeti, uzay araştırmaları yapan, genetik ve teknolojik kalkınmayı başarmış, her vatandaşını insanca yaşatan, dünyada hükmü geçen ilk üç devletten birisi olmalıdır, bizler göremesek de imanla söylüyorum ki bu uzak hedef gerçekleşecektir. Gelecek Türk asrı, geleceğin gücü Türkiye'dir. Gelecek Türk-İslam toplumlarının küflü prangalarını söküp atmasına sahne olacaktır. Din tacirlerinden kurtulup, hainleri yok edip, taassup bekçilerini ayıklarsak Türk-İslam ülküsü Türkiye'nin ve komşu coğrafyaların bayraktarlığı göreviyle İlayı Kelimetullah mührünü cihana vuracaktır. İşte Kızıl Elma o zaman cevabını bulacak, o halde amacına ulaşacaktır."

- "Sonuna kadar yürüyeceğiz"

Bahçeli, MHP'nin ufkun karardığı yerde son ümit ışığı, Türk milletinin son kalesi, son direniş burcu, çarenin tükendiği yerde son kurşun olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Orhun'daki nefes, Issık Gölü'ndeki nefer, Avrupa kapılarında Atilla, Malazgirt'te Alparslan, Niğbolu'da Yıldırım, Kosova'da Murat, Viyana'da Kanuni, seferlerde çalan mehteran, Çanakkale'de 57'inci Alay, Sarıkamış'ta şehit, Kudüs'te mihrap, Hicaz'da kahramanlık, Kerkük'te Gökbayrak, Plevne'de Osman Paşa, hudutlarda akıncılar, Kocatepe'de Mustafa Kemal, Afrin'de yiğitlik Milliyetçi Hareket demektir. Milliyetçi Hareket, milli duruştur, şühedaya vefadır, millete bekadır. Bizim varlık nedenimiz, gelecek hedefimiz budur. Biz Türkiye’nin bekası ve aydınlık bir geleceğe taşınması için yürüyoruz. Bu kutlu yolculukta hiçbir şeyden korkmadan, yılgınlığa kapılmadan, yorulmadan, durmadan, her engeli aşarak sonuna kadar yürüyeceğiz."

Salondakilere, "Hepinize yürekten güveniyorum, hepinizle iftihar ediyorum, sizlerle dava arkadaşlığı yapmaktan eşsiz ve emsalsiz bir gurur duyuyorum. Yolunuz, bahtınız, alnınız açık, gazanız mübarek olsun. Cenabı Allah hepinizden razı olsun." diye seslenen Bahçeli, Türk ve Türkiye sevdalısı ülküdaşlarını saygıyla selamladığını dile getirdi.

- Ziya Gökalp'in "Asker Duası" şiirini okudu

Bahçeli, "Türk milletinin tarih yolculuğunda Türklüğü yaşatmak ve yüceltmek uğruna can veren ecdada, Milli Mücadelenin lideri ve Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kahramanlara, dünyanın en büyük şehitliği olan Çanakkale'den bu dönemin beka mücadelesine sahne olan Afrin'e kadar, vatan savunmasında, terörle mücadelede, bir hilal uğruna toprağa düşen aziz şehitlere, MHP'nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'e, Hakk'a yürüyen dava şehitlerine ve ülküdaşlarına" Allah'tan rahmet diledi.

Milliyetçi-ülkücü hareketin 49 yıllık şerefli yolculuğunda bu kutlu davaya hizmeti ve emeği geçmiş herkesi minnet ve hasretle yad eden, sonsuz şükranlarını sunan Bahçeli, teröre karşı amansız bir mücadele veren güvenlik güçlerine, Irak'ın kuzeyinde, İdlib'de, Afrin'de destan yazan kahraman askerlere, polislere, MHP kurultayından dualar göndermek amacıyla, büyük düşünür Ziya Gökalp'in "Asker Duası" şiirini okudu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, üç ayların mübarek olmasını dileyerek, "Yaklaşan Türk'ün Bahar Bayramı'nı gönülden kutluyorum. Sağ olun, var olun. Cenabı Allah'a emanet olun. Ne mutlu Türküm diyene." sözleriyle konuşmasını tamamladı.