CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal, CNN Türk'te 'Tarafsız Bölge' programında soruları cevapladı.

İşte Baykal'ın açıklamalarındna satır başları:

ERDOĞAN İLE YAPILAN GÖRÜŞME
"Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığım görüşmeyi güven bunalımı haline getirmek istediler. Sanki o görüşmeye Kemal Bey'den habersiz gitmişim gibi söylediler. Kemal Bey'e bilgi vererek gittim. Tereddüt yok yani. Genel Başkan da bilgi verip gittiğimi biliyor. Geldikten sonra da bilgi verdim. 'Koalisyon görüşmesi yaptı' diyenler oldu, 'Meclis Başkanlığı görüşmesi yaptı' diyenler oldu. Gerçeklerden insanlardan saygı duyma anlayışından uzan siyasetin yapıldığını gösteren olaylar. Bunlara sert tepki gösterdim.


Antalya'dayken aklımdan bile böyle bir şey geçmezken, bir gece saat 12'ye yakın saatte, ayın 9'uydu galiba, telefon geldi. Cumhurbaşkanlığı yetkileri 'Meclis'in geçici başkanlığı konusunda Cumhurbaşkanı sizinle görüşecek. İçinde bulunduğumuz durumu istişare etmek istiyor.' dediler. 'Birkaç şeyi netleştirmem lazım. Genel Başkan'ın bilgisi dâhilinde bunu kabul edebilirim.' dedim. Hiç tereddüt etmediler. 'Gayet tabi' dediler. İkinci olarak bunun 'Cumhurbaşkanlığı programında resmi olarak ilan edilmesi gerekir.' dedim. 'Uygun' dediler. Cumhurbaşkanlığı makamında görüşmenin yapılması gerektiğini söylediler. Ben bunun başka bir yerde olması gerektiğini söyledim. Eğer ısrarlı olursam bunun da olabileceğini söylediler. 'Görüşme Dışişleri Konutu'nda olabilir.' dedim, Onlar da 'olabilir' dediler.


"3 KEZ ARADIM, CEVAP ALAMADIM"
Baykal, Cumhurbaşkanlığı yetkilileri ile gece saatlerinde yaptığı görüşmenin ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu aradığını ve üç kez çaldırdığını fakat cevap alamayınca kapattığını söyledi. Kılıçdaroğlu'nun kendisinde iki telefon numarası bulunduğunu söyleyen Baykal, Kılıçdaroğlu'nun sabit telefon numarasını aradığı için görüşemediğini söyledi. Baykal, Kılıçdaroğlu ile sabah saatlerinde telefonla görüşme yaptığını açıkladı. Kılıçdaroğlu'nun görüşme talebi karşısında ilk tepkisinin 'Aman ha Saray'da olmasın' olduğunu söyledi.

Baykal şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu'nu 3 kez aradım, cevap alamayınca rahatsız etmemek için kapattım. Beni arayan kişilere kendisiyle 'görüşemedim, sabah ola hayrola' dedim.

Cumhurbaşkanlığı yetkilileri sabah 07.30'da tekrar aradılar. 'Görüşemedim henüz' dedim. 08.00'de Genel Başkan'ı aradım yine görüşemedim. Benim aradığım telefon sabit telefonmuş. Kemal Bey'i bulamayınca özel kalem müdürünü aradım. Hemen temas sağladılar. Genel Başkan'a bunu anlattım. İlk reaksiyonu “Aman ha Saray'da olmasın” dedi. “Merak etmeyin. Başka türlü olamaz” dedim.

'Çıktığınızda bunu aleyhinizde kullanırlar.' dedi, haklı da çıktı. Ben 'önemli değil' dedim. Cumhurbaşkanı böyle bir şey istemişse buna hayır demek olmaz. Benden istişare talebi yapılmışsa düşüncelerimi her yerde olduğu gibi orada da söylerim. 'Koalisyon konuştuk izlenimini vermeyin.' dedi.

"EŞİMLE YAN YANAYKEN ARADILAR"
Cumhurbaşkanlığı yetkililerine “Niye bu kadar acele ediyorsunuz.” dedim. Dediler ki 'Cumhurbaşkanı yarın önemli bir konuşma yapacak. Ondan önce bunu görüşeyi yapmak istiyor.' dediler. 'Peki' dedim. 10.20 uçağı ile Ankara'ya gelebilirim. Kılıçdaroğlu, ne yapmamam gerektiğini söyledi. İstişaremizi yaptık. Bu kadar net bir tablo varken, “Bilgi vermeden görüştü” lafları çıktı. Hatta benim görüşme talep ettiğim haberleri çıktı.  Yok öyle bir şey. Sizi nasıl inandıracağım. Gece eşimle yan yanayken aradılar. 

Genel Başkan bana gitme deseydi bir an bile beklemezdim.

"ARAMA KAYITLARINI BİLE ALDIM" 
Ben hangi numarayı aradığımı söyledim. Yalan mı söyleyeceğim. Ben arama kayıtlarını bile aldım. 'Yalan söylüyor' gibi muameleler yapınca tepem attı. Çok şeffaf, açık, net bir görüşme olacağını düşünemediler. Türkiye'nin bu kadar çok yadırgamış olmasını hâlâ yadırgayamadığımı söylemeliyim. Toplumdaki bu güvensizliğin, bu kadar toplumun tüm hücrelerine yansımasına şaşkınım.

"YİNE KIYAMET KOPACAK"
Cumhurbaşkanı'na “Her bir araya gelişimizde kıyamet kopuyor. Bundan sonra da kopacak” dedim. “Hatırlar mısınız daha önce de sizin arzunuz üzerine 1 Mart tezkeresini, YÖK'ü konuştuğumuz bir toplantı vardı. Onu da yıllarca bir pazarlık yapıldı diyenler oldu.” dedim. “Ya boşver, bırak ne halleri varsa görsünler” dedi. Toplantıyla ilgili içerik olarak tutulmuş, saklanmış hiçbir şey yok. “Siz bu parlementoda çok hizmetler yaptınız" diye başladı görüşmeye. İstişare etme ihtiyacı hissetmiş.

DAVUTOĞLU DA ÖNERMİŞ
Sayın Davutoğlu da Cumhurbaşkanı'na benimle konuşması gerektiğini söylemiş. Koalisyon konuşmadığımızı, meclis başkanlığını konuşmadığımızı, bunların söz konusu bile olmadığını konuşmalıyız.

Baykal, Ahmet Hakan'ın sorusu üzerine, Erdoğan'ın kendisiyle görüşme gerekçesini ise şöyle anlattı: Sayın Erdoğan'ın seçim sonuçları üzerine yol arıyordu. Yıllarca aktif siyasetin içinde yer almış bir isimden görüş almak istedi. Hatta şunu da söyleyim. Adaylığım açıklandıktan sonra Sayın Ahmet Davutoğlu ile de görüştüm. Erdoğan'a benimle görüşmesi yönünde kendisinin de öneride bulunduğunu söyledi.