Sen misin rehinelerini kurtaran?

Suriyeli misafirlerimizin halini hatırını sormak için Gaziantep'teydim. Devletin, belediyelerin, halkın, bölge işadamlarının Suriyeli misafirlerimize olan diğerkamlığına bizzat şahit olmak istedim. Bu hafta, izlenimlerimi Sabah'ta detaylarıyla yazacağım.

Suriyeli sığınmacıların kaldığı kampları, Gaziantep'teki şartlarını öğrenmek için sabah erken saatlerde yollara düşüyordum. Sabah 06.30'da yola çıkmadan 'flaş haber'i gördüm. "Musul'daki 49 Rehinemizi kurtardık" diye. 

İnsan her zaman bu kadar güzel haberler almıyor, heyecanlandım. Haberi gördüğüm anda rehinelerin kıllarına dahi zarar gelmediği için önce şükrettim, sonra da otel odasında sevinçten zıpladım. Ülkem ve rehinelerin aileleri adına gözlerim doldu. 

***
İŞİD gibi bir terör örgütünün vahşetine şahit oluyoruz ve herkesin eli yüreğindeydi vatandaşlarımıza zarar gelecek diye. Ama çok şükür korkulan olmadı. Yağdan kıl çeker gibi vatandaşlarını kurtardı Türkiye Cumhuriyeti.

Fakat o da ne?

"Sen misin milli bir operasyon yapıp vatandaşlarını kurtaran?" 

"Karşılığında ne verildi?", "MİT'in mi CIA'nın operasyonu mu?", "Kurtardık mı serbest mi bırakıldılar?", gibi sorularla bu milletin sevinmesine bile imkân tanımıyordu bazıları. 

Biraz olsun sevinmiş gibi bile yapmıyorlardı. 

Hemen operasyonu yöneten MİT Başkanı Hakan Fidan'a ve Hükümete ağır eleştiriler yapıyorlardı.

***
"Operasyonun karanlık noktaları var" diyerek rehineler sağ-salim kurtuldu diye sevinmek yerine Türkiye'nin eli güçlendiği için adeta ağlamamak için kendini zor tutup homurdananlar bile vardı.

En absürt olanı da "MİT'e rehinelerin ABD tarafından teslim edildiği" iddiasıydı. Absürt diyorum çünkü CIA'nın bile operasyondan en son dakika haberi olmuş. Ve CIA Başkanı, MİT Başkanı Hakan Fidan'ı bizzat arayarak kutlamış. Zaten birilerinin haberi olsa çoktan sosyal medyada faş etmişti.

***
Milli bir operasyon olduğu bariz olan rehine kurtarma operasyonu hepimizin yüzünü güldürdü. Tek bir haber bile sızdırılmadı dışarıya. Hatta Yalçın Akdoğan'ın Hüseyin Yayman'a verdiği röportajda gördük ki o sırada Başbakan Davutoğlu ile birlikte Bakü'de olan milletvekillerinin bile haberi olmamış. 

Emeği geçen herkese teşekkür ederiz. 

Bazıları için çok zor olduğunu biliyorum ama üzülmek değil sevinmek zamanı…

(Aktüel'den)