Dünya her sabah savaşa uyanıyor… Dünyanın gözü kulağı Ukrayna savaşında… Her dakika yeni bir gelişme yaşanıyor… Takvim Gazetesi Yayın Yönetmeni Ergün Diler, Çarşamba günkü yazısında, ‘Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi tüm dengeleri bozan bir adım oldu. Avrupa, barış içinde yaşadıkları 70 yıldan sonra böyle bir hamle beklemiyordu‘ diyordu…  Savaş tarihi ile ilginen herkes Prusyalı General Carl Philipp Gottlieb von Clausewitz ve onun 1832’de yayınlanan  ‘Savaş Üzerine‘ (vom Kriege) adlı ünlü eserini duymuş, okumuştur. 1780-1831 arasında yaşayan Prusyalı General von Clausewitz’e göre,  savaşın amacı sadece askeri zaferler elde etmek değil, diplomatik kanallardan ulaşılamayacak siyasi hedeflerin peşinden gitmektir.
* * * *
Aylarca yaptığı yığınaktan sonra 24 Şubat’ta Ukrayna’ya giren Putin de siyasi hedeflerini şöyle açıklamıştı… Ukrayna'nın Kırım'ı Rusya'nın parçası olarak kabul etmesi, ülkenin doğusunda Luhansk ve Donetsk bölgelerinin bağımsızlığını tanıması,  Ukrayna'nın NATO ve AB'ye katılmayacağını garantilemek için anayasasını değiştirmesi… Bu siyasi hedefler şu an aynen geçerliliğini koruyor mu yoksa müzakere edilebilir mi… Kesin bir şey söylemek mümkün değil sanırım… 
* * * *
Savaşın dördüncü haftasındayız… Savaş ne zaman biter, acılar, trajediler sona erer bilmiyoruz… Bilinmesi de sanırım kolay değil… Ama bu konuda Prusyalı General von Clausewitz kitabında şöyle yazıyor… ‘Savaş ikili bir rekabettir. Bir yandan kimin daha fazla hasar verebileceğiyle ilgili, diğer yandan da kimin daha fazla hasar, acı çekebileceğiyle ilgili‘.  Prusyalı general 
savaş üzerine teknik-matematik teorilerin yersiz olduğunu, çünkü savaşın kendi kuralları ve yasaları olmakla birlikte esasen bir belirsizlik ortamı olduğunu yazıyor…
* * * *

Batıda pek görülmez ama Türkçe televizyon kanallarında her akşam izlemek mümkün… Hemen her kanalın bir emekli paşası var. Ekrandaki haritada harekatın, taarruzun, savunmanın nasıl olduğu veya olması gerektiğini anlatıyorlar… ‘ Putin büyük bir hesap hatası yaptı, Ukrayna ordusunun direnemeyeceği, Ukrayna halkının çözüleceği varsayımıyla kısa zamanda hedefe ulaşma umuduyla hareket etti, yanıldı‘  diyerek başlıyorlar konuşmalarına… Rus ordusunun ilerleyişinin lojistik sorunlar nedeniyle durma noktasına geldiğini söylüyorlar.
* * * *
Buna ‘CNN kültürü‘ deniliyor batı medyasında… 
Bu olguyla 1991’de Bağdat bombalanırken tanışmıştık…  Ukrayna’da Türk tv kanallarının da muhabirleri var. Onları da izliyoruz… Hepsi de son derece büyük bir risk içinde görevlerini yapıyorlar… Tebrikler… Bugün 80 yaşında olan Alman gazeteci Christoph Maria Fröhder de böyle bir muhabir… Alman televizyonu adına Vietnam, Afganistan, Angola’dan sonra Bağdat’ta görev yapan biri… Körfez savaşında onun Bağdat’ta bombalar altında verdiği haberleri izledik.
* * * *
Şimdi Frankfurt’ta yaşıyor… Hoşsohbet biri.. İkimizin de üye olduğu Frankfurt’taki Uluslararası Basın Kulübü’nde arasıra buluşunca hep şöyle der… 
 Her zaman tam olarak bilgilendirilmiş korkusuz bir savaş muhabiri diye bir şey yoktur. Savaş hakkında haber yapan muhabirler, savaş gerçeğinin ancak küçük bir kısmını anlatabilirler. Ve bu her zaman şu ilkeye göre yapılmalıdır: Kendi gözlerimle ne gördüm...‘  Bağdat’ta yaşadıklarını ‘Ein Bild vom Krieg – Meine Tage in Bagdad‘ isimli kitabında anlatıyor…
* * * *
Şimdi dünyanın ama öncelikle Avrupa’nın merak ettiği soru ‘Savaş ne zaman biter‘… Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Emekli Korgeneralİsmail Hakkı Pekün, Ne zaman biteceğini öngörmek zor. Ama 1-2 ay içinde bitmesi gerekir. Aksi halde savaşın genişlemesi söz konusu olabilir. Ayrıca ekonomik dengeleri bozarak küresel düzeyde büyük etkilere yol açar. Hiç taraf olmayanlara da büyük tesir ve zararları olur‘diyor…
* * * *

British Academy üyesi, Londra King's Kolej Uluslararası Siyaset Teorisi Profesörü Richard Ned Lebow, ‘Barış ve Savaş Arasında‘ (Between Peace and War) kitabında şöyle yazıyor… İki yol var. Ya bir taraf kazanır ya da hiçbiri kazanamaz veya bir çıkmaza girilir.  Bu çıkmazda anlaşma olasılığı var. Bunun şartı her iki taraf için zafer olmasıdır‘. Prof. Lebow ayrıca ‘eğer savaşlar gerçekten siyasi amaçlar için yapılıyorsa, sonuçların doğru değerlendirilmesi aslında bir amaç değil, siyasi bir süreçtir‘ diyor… Dileğimiz savaşın bir an önce sona erip trajedilerin, acıların, ızdırapların sona ermesidir…