Çocukluk çağı kanserlerinin gelişiminde, annenin gebelikten itibaren yediği, içtiği, maruz kaldığı faktörler önemli rol oynuyor. Uzmanlar anne sütüne geçen küflü yiyeceklerin kanser riskini artırdığı konusunda uyarıda bulunuyorlar…

Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamlarına göre çocukluk çağı kanserlerinin görülme sıklığı giderek yükseliyor. Dünyada her yıl 15 yaşın altındaki 215 bin çocuğa kanser teşhisi konuyor. Türkiye’de ise bu rakam 3.500 civarında; yani her 3 saate 1 çocuk kanser tanısı alıyor. Çocukluk çağı kanserlerinin en önemli özelliklerinden biri genetik temelli olması. Ancak genetik alt yapı da çevresel faktörlerle tetikleniyor. Uzmanlar kanser yapan maddelerin bir kısmının anne sütünden geçtiğini savunuyorlar. Özellikle emzirirken aflatoksin adı verilen bir tür küflü gıdaları tüketen annelerin bebeklerinde ileriki yıllarda kanser ortaya çıkma riskinin yükseldiğini belirtiliyor.

HAMİLELER RADYASYON KAYNAKLARINDAN UZAK DURMALI

Türkiye’de en sık görülen çocukluk çağı kanser türünün lösemi olduğunu söyleyen Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral, anne adaylarının hamilelikten önceki dönemden başlayarak kanserojen maddelerden uzak durmaları gerektiğini belirterek “Hamilelik döneminde radyasyona maruz kalmak, bazı ilaçlar ve virüsler çocuk kanserlerinin ortaya çıkışına zemin hazırlar. Evde kullanılan televizyondan, çamaşır makinesine, buzdolabına, saç kurutma makinesine kadar birçok teknolojik araç çeşitli dozlarda radyasyon kaynağıdır. Mümkün olduğunca çalışırken bu aletlerin yakınında olmamak gerekir. Hamilelerin cep telefonuyla da konuşmalarını kısıtlamaları hem kendi hem de  bebeklerinin sağlığı açısından gereklidir. Anne adayının hamilelikte yakalandığı virüs hastalıkları da riski artırır” dedi.

GÖRÜLMEYEN KÜFLERE DİKKAT 

Kötü beslenme ve sağlığa zararlı maddelerin tüketiminin de kanser riskini  artırdığına işaret eden Doç. Dr. Özyaral, anne sütünün bu zararlı maddeleri bebeğe ilettiğine dikkat çekerek “Annenin gerek hamileyken gerekse emzikli olduğu süreçte tükettiği tüm besinler doğrudan bebeğe geçer. Bunlardan biri de erişkinlerde de kansere sebep olan aflatoksin adı verilen küflerdir. Kötü şartlarda kurutulmuş ve  saklanmış kuru yemişler, kurutulmuş sebze ve meyveler, baharatlar ve küflenmiş diğer gıdalarda ortaya çıkan aflatoksin anne sütüyle bebeğe geçer. İdrar, ter ya da dışkıyla otalamayan bu  toksin yapılar bebeğin kan dokusunda, karaciğer ve böbreklerinde birikerek dolaylı olarak kansere kapı açarlar” dedi.

TEMİZLİKTE ÇOCUĞU ODADAN ÇIKARIN 

Çocukların bağışıklık sisteminin 14 yaşına kadar gelişimini sürdürdüğüne işaret eden Doç. Dr. Özyaral “Çocukların özellikle de radyasyon kaynaklarından ve elektromanyetik alanlardan uzak kalmaları sağlanmalıdır. Oynamaları için çocuğun eline tablet ve telefon vermek, televizyonu çok yakından izlemesine izin vermek sağlığını riske atmak demektir. Aynı zamanda çocukların hem evde hem de dışarda mutlaka sigara dumanından uzak tutulmaları gerekir. Temizlik maddelerinin de kanserojen olduğu düşünülürse, evlerde temizlik yapılırken kullanılan deterjan, dezenfektan gibi kimyasalların buharına maruz kalmamaları için çocuklar evden uzaklaştırılmalıdır” dedi.

Ziyneti Kocabıyık