Türk insanının dişlerini kaybetmeden hekime gitmediğini söyleyen Ortodonti Uzmanı Dr. Kıvanç Cebesoy, ağız ve diş sağlığı ile ilgili yapılan en yaygın hataları anlattı...

Sağlık Bakanlığı tarafından önceki yıllarda yapılan araştırmalara göre toplumun yüzde 96’sı ağız, diş ve diş etlerine ait hastalıklardan etkileniyor. Bugüne kadar yapılan ağız ve diş sağlığı taramalarında ortaya çıkan sonuç Türk halkının ağız ve diş sağlığının yüzde 85 oranında bozuk olduğunu gösteriyor. Son yıllarda özellikle kamuya ait diş sağlığı merkezlerinin sayısının artması, diş hekimine ulaşımın kolaylaşması, kişisel ağız bakımında aşama kaydedilmesi sayesinde “ağız ve diş sağlığı karnemizde” birkaç puan düzelme olmasına rağmen hâlâ istenilen seviyeye ulaşabilmiş değiliz.  Peki nerede hata yapıyoruz? Ağız -diş sağlığına ilişkin yapılan hataların hamilelik döneminde başladığına işaret eden Ortodonti uzmanı Dr. Kıvanç Cebesoy,  Türk halkını “takma dişe” kadar götüren hatalar zincirini anlattı…

ÇÜRÜMEDEN GİTMİYORUZ
Avrupa’da halkın ağız ve diş sağlığına önem vermesi sayesinde diş hekimliği fakültelerinin kapanmaya başladığını söyleyen Ortodonti uzmanı Dr. Kıvanç Cebesoy “Ne yazık ki Türk halkı, dişleri çürüyene kadar diş hekimine gitmiyor. Diş fırçalamayı bile bilmiyoruz. Ağız sağlığı estetik bir problem olarak görülüyor. Çürük ya da çekim gibi sebepler dışında diş hekimine gidenlerin çok büyük bir bölümü daha güzel görünme kaygısını taşıyor. Hastalar büyük oranda bilinçsiz. Bize gelen hastaların yüzde 99’u, dişi apse de yapsa, suratı şişse de, ağzında diş olmasa da en üst düzeyde estetik görüntüyü nasıl yakalarım telaşında. Oysa dişler hasta ya da yapısal bozuklukları var. Bunların farkında değil. Biz önce onları frenliyoruz. Onlara istedikleri görüntüye kavuşabilmeleri için yapılacak bir dizi işlemi anlatınca korkuyor. Oysa zahmetsiz güzellik olmaz” dedi.

TAVŞAN DİŞ HERKESE YAKIŞMAZ
Son yıllarda tavşan diş modası gündemde. Daha çok kadınlar olmak üzere, ön dişlerinin kısalığından memnun olmayan kişiler ön iki dişini uzatmak için diş hekiminin kapısını çalıyor. Diş yapısının kişinin yüzüne uygun olması gerektiğini söyleyen Dr. Cebesoy “Bize ‘Komşumda gördüm ben de istiyorum’ diye gelenler de oluyor. Daha iyi görünmek herkesin hakkı. Ancak iyi bir gülüş yakalabilmek ve rahat yemek yiyebilmek için, sizin dudak yapınız, burun kanatlarınız, gülme hattınız, dişeti görünürlüğünüz dişlerinizin çene kemiği üzerindeki pozisyonu çok önemli. Bunlara dikkat etmeden yapılacak herhangi bir işlem eskisinden daha kötü görünmenize ya da çiğneme işlemini doğru dürüst yapamamanıza sebep olur” diye açıkladı.

DİŞ MACUNUNU YUTMAYIN
Geçtiğimiz günlerde ağız ve diş sağlığı ile ilgili en çok tartışılan konulardan biri de florür oldu. Florürün sağlığa zararlı olduğu yönünde çıkan tartışmalar sonucunda ailelerdiş çürüklerine karşı çocuklarına florid uygulaması yapılmasına izin vermediler. Florürün 80-90’larda Avrupa’da çok meşhur olduğunu ve içme sularına karıştırıldığını ya da tablet olarak bebeklik döneminde  kullanıldığını anlatan Dr. Cebesoy “Florür, dişleri güçlendiren bir maddedir. Çocuklarda başlangıç çürüklerinin engellenmesinde çok etkilidir. Hatta dolgu bile yapmaya bile gerek kalmaz. Ancak yüzeysel olarak kullanılmalı ve sindirime karışmadan ağızdan uzaklaştırılmalıdır. Çünkü vücutta metabolize olan florür iskelet yapısına zarar verebilir. Bu yüzden çocukların dişlerini korumak için uyglanmalıdır fakat yutulmamalıdır. Çocuklarımızı da 6 yaşına gelene kadar florürlü diş macunlarından uzak tutmamız lazım. Yetişkinlerin de florürlü diş macunu kullanmaları gerekir ancak diş macunu asla yutulmamalıdır.

HER ÖĞÜNDEN SONRA FIRÇALAYIN
Karbonhidrat ve şekerlerle beslendiğimiz sürece ağzımızın asit oranı ilk yarım saat içinde çok yüksek seviyeye çıkar ve dişlerimiz çürümeye başlar. Yemeklerden sonra yarım saat içinde dişimizi fırçalamamız ya da 1 parça peynir yememiz lazım’ dedi.

Hamilelikten önce dişlerinize baktırın
Anne adaylarının önce diş hekimini ziyaret etmesi gerektiğini hatırlatan Dr. Kıvanç Cebesoy,  özellikle hamileliğin ilk 3 ayı ve son 3 ayında dişe herhangi bir müdahale yapılamayacağı için sağlıksız bir ağızla hamileliğe başlayan kadınların, hamileliğin de etkisiyle iltihaplı, ağrılı bir dönem geçirebileceklerini belirterek “Bu bebeğin sağlığını hem anne karnında hem de doğduktan sonra etkiler.  Annenin ağzındaki iltihap anne sütünden bebeğe de geçebilir” dedi.

Biberon çürüğüne izin vermeyin
Çocuklarda ağız bakımının dişlerin sürmeye başladığı 6. aydan itibaren başlaması gerektiğini söyleyen Dr. Kıvanç Cebesoy “Altıncı aydan itibaren çocuk annesini emdiğinde ya da ek gıdalarda beslendikten sonra bir gazlı bezle, dişlerin üzerindeki süt lekelerinin ya da gıda artıklarının temizlenmesi gerekir. Çocuk biberona geçtikten sonra ise asla biberonun içine bal, şeker gibi tatlı maddeler konmamalıdır. Aksi takdirde bizim ‘biberon çürüğü’ dediğimiz çürükler oluşabilir. Bu da çocuğun 4 yaşına geldiğinde neredeyse ağzındaki bütün dişlerin dökülmesine sebep olur” dedi.

İltihaplı diş, kalp krizine yol açabilir
Dr. Kıvanç Cebesoy “Özellikle üst ön grup dişlerin kökleri beyin tabanına çok yakın olduğundan bu bölgedeki iltihaplar çok risklidir. Yüzümüzde göz kenarlarından başlayıp dudak kenarlarına kadar giden üçgenimiz vardır. Biz buna ‘ölüm üçgeni’ deriz. Beyine çok yakın olan bu bölgede oluşacak diş ve çene kemiği enfeksiyonları tedavi edilmediğinde  kişiyi 2-3 gün içinde beyin iltihabına yani menenjite kadar götürebilir. Amerika’da yapılan araştırmalara göre, kalp krizi geçirerek ölen insanların yüzde 85’inin kalp kapakçığını çürüten, harap eden mikroplarla diş çürüten mikroplar aynı. Bugün siz dişinizdeki çürükle, dişinizdeki iltihapla yaşamaya kalkarsanız, 5 yıl sonra, 10 yıl sonra kalp krizi ile karşılaşabilirsiniz” diye konuştu.

HATALARIMIZ

KARBONAT DİŞE ZARAR VERİR: Ballı tereyağı karışımlı karbonatla fırçalama dişe çok zarar verir. Bal şeker; şeker de dişi en hızlı çürüten maddedir. Karbonat, granüllü yapısıyla diş minesini çizerek zarar verir. Kısa sürede oradaki lekeleri çok iyi alır ama uzun dönemde diş minesi üzerinde çok ciddi aşındırıcı etkisi vardır.

DİŞ İPİ KULLANMIYORUZ: Dişleri çürüten en önemli unsurlardan biri de dişlerin birbirine temas ettiği ara yüzlerin iyi temizlenmemesi. Siz dişlerinizi ne kadar fırçalarsanız fırçalayın araya sıkışan yiyecek maddeleri bulundukları yerde asit oranını artırarak dişlerin çürümesi için zemin hazırlarlar. Bu yüzden yemeklerden sonra diş ipi ile bu bölgeleri nazikçe temizlemelisiniz. Ayrıca ağız gargaraları ile de ağzın asit yapısını dengeleyebilirsiniz.

YANLIŞ FIRÇALIYORUZ: Dişleri yukarıdan aşağı ya da soldan sağa doğru tek yönde değil, dairesel hareketlerle fırçalamak gerekiyor. Tek yönlü olarak yapılan hareketler, diş minesine zarar veriyor ve dişin aşınmasına, buradan da çürümesine yol açıyor. Ayrıca dişleri fırçalarken, hunharca kuvvet uygulamadan, nazik bir şekilde süpüren bir hareketle yapılması gerekiyor. Herkes dış fırçaladığını sanıyor. Ancak yapılan araştırmalar diş fırçalama süresinin yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Ortalama fırçalama süresi 2 dakika olması gerekirken, biz 25. saniyede bırakıyoruz.

DİŞ FIRÇASINI ISLATMAYIN: En sık yapılan hatalardan biri de uygun fırça kullanmamak… Markette sert, orta ve yumuşak olarak satılan fırçalardan size en uygun olanını seçmelisiniz. Ayrıca fırçalamaya başlamadan önce diş fırçasını ıslatmamak gerekiyor. Diş macununu ise en fazla yarım nohut tanesi kadar sıkmak, dişlerin temizlenmesi için yeterli oluyor.

NE YAPMALI?

DİLİNİZİ DE FIRÇALAYIN: Dilimizin üzerinde ‘tat papillaları’ denilen acıyı, ekşiyi, tuzluyu ayırt eden papiller bulunur. Dolayısıyla yediğimiz gıdalar, mikro organizmalar dişlerimizin üzerinden temizlense de dilimizin üzerinde birikir. Ağızda bakteri üretimini engellemek için dilin de fırçalanarak temizlenmesi gerekir. Akşam yatmadan evvel bunu yaptığınızda hem ertesi gün daha temiz bir ağız tadı ile uyanır hem de dişlerinizi korumuş olursunuz.

YILDA BİR, DİŞ HEKİMİNE GİDİN: Türk halkı olarak yaptığımız en büyük hata yılda bir defa diş hekimine gitmemek. Yılda 1 kere diş hekimine gidip ağız içinde neler olup bitiyor, çürük, iltihap, çene kemiğinde erime var mı diye baktırmak gerekir. Diş tedavisi ve kontrolü lüks ve masraflı gibi geliyor ama artık belediyelerin, devlet hastanelerinin, kamunun da çok güzel diş tedavi merkezleri var. Bunların sayısının artması ile beraber diş hekimine ulaşım ve muayene çok ucuz ve kolay hâle geldi. Yılda 1 defa diş hekiminizin kapısını çalın.

Ziyneti Kocabıyık