Dünya Danışmanlık Merkezi Kurucusu Uzman Klinik Psikolog Fundem Ece Kaykaç konu hakkında önemli bilgiler verdi.

Kekemelik,konuşmanın akıcılığında herhangi bir şekilde ortaya çıkan kesitilerdir.3 tipte görülmesi muhtemeldir. Bunlar bloklar şeklinde, birtakım kesintilerle veya uzatmalar şeklinde olabilir. Aynı zamanda hece ve ses tekrarı şeklinde de görülebilir. Kekemeliğin ortaya çıkışı genellikle dil gelişim evresinde görülmektedir. Bu dil gelişim evresi 2-5 yaş aralığını kapsamaktadır.

Erken dönem kekemelik dediğimizde, genellikle 3 yaş itibariyle dilin cümle kurma aşamasında görüldüğü söylenebilir. Erken dönem kekemeliği başladığı andan 3 ile 6 ay arasında kendi kendine iyileşmesi ihtimali olan bir durumdur. Nüfusta %70 ile %80 olasılıkla bu durum gözlenmektedir. Erken dönem kekemeliğinin geçmemesi dolayısıyla, inatçı kekemelik veya kronik kekemelik dediğimiz durumlara dönüşebilir. Nüfusun ise %1’i bu durumdan etkilenmektedir.

Kekeleme davranışını artıran durumlardan bir tanesi kaygılı duygu durumudur. Stres ve kaygı kekeleme davranışının tekrarına ve artışına sebep olmaktadır. Özellikle okul çağındaki çocuklarda, kaygılı hissettikleri durumlarda yaşanan kekelemeler buna örnek gösterilebilir. Çocuğun psikososyal anlamda sıkıntı veren çevrelerde bulunması, herhangi bir şeyden duyulan aşırı korku, ailevi sıkıntılar da kekemeliğe neden olan etkenlerdendir. Çocuğun kontrolcü ve titiz bir ebeveyn yönetimiyle yetişmesi, baskı ve stres altında kalması, onlardan büyük beklentilerin olması, nedeniyle kekemelik ortaya çıkabilir. Böylece kekemeliği başlatan korku, kaygı ve strestir diyebiliriz. Bu gibi durumlar çocuğun okul başarısını düşürebilir. ‘’Arkadaşlarım bana gülecekler mi?’’ ‘’Ya konuştuğumda benimle alay ederlerse?’’ gibi düşünceler çocuğu, sosyal ortamından uzaklaştırabilir. Bu durumda çocukta içine kapanıklığa yol açabilir.

Peki bu gibi durumlarla karşılaşan ebeveynler ne yapmalı? Öncelikle kesinlikle çocuğunuzla işbirliği içinde olmanız gerekmektedir. Bırakın çocuğunuz söyleyeceği sözü söylesin. Onun tamamlamasına izin verin. ‘’Şimdi bir daha söyle’’ veya ‘’Yavaşça, düşünerek konuş’’ gibi.. yargılamalardan mutlaka kaçının. Ev ortamındaysanız çocuğunuzla mümkünse sessiz bir ev ortamında vakit geçirin. Oyun oynamak istediğinde bırakın çocuğunuz sizinle ne oynamak istediğine karar versin. Televizyon, playstation gibi elektronik aletler dışındaki oyunlara yönelin. Çocuğunuzun yanında kekemeliğinden dolayı üzüldüğünüzü veya bu durumdan rahatsızlık duyduğunuzu belli edecek davranışlarda bulunmayın. Bunların dışında mutlaka ama mutlaka alanında uzman bir dil ve konuşma terapistine başvurulmalıdır. Kekemeliğin azalması için sistematik bir terapi programının uygulanması gerekiyor. Terapi süreci de kişinin başarısına, kekemelik şiddetine, terapi programının düzenli ilerleyişi gibi kısımlara bağlı olarak değişebilmektedir.