Polisteki Değişim (2)

Polis teşkilatında her işlenen suçla ilgili bir bölüm var. Bu bölümde de “Suçluların yakalanması" ile bu tür "suçun hangi tedbirlerle önlenebileceği”ni araştıran iki ekip mevcut. Komiserlerin ve Müdürlerin hepsi çok iyi eğitimli. Terfi alabilmek için temel kıstaslardan birisi yabancı dile bilmek, diğeri de lisansüstü eğitim almak olmuş artık. Sadece liyakat yeterli değil.

 

Suç işleyenin, geçmişi, sicili, kültürü, sosyal yapısı, aile yapısı, yetişme tarzı, yetiştiği ortam, işlediği suçun türü, suç işleme süreci ile grafiği ve işlediği suçun her seferinde boyutlarının büyüyüp büyümediği veya da çeşit değiştirip değiştirmediği iyice analiz edilip grafikler çıkarılıyor, önlemin nasıl alınacağının tedbiri ve kararları da bu verilere göre alınıyor.

 

Bu yöntemle hem suçlu mercek altına alınıyor, hem de suçun türü.

Bir ekip suçluyu analiz edip incelerken, diğer ekip de suçu, suç ortamını ve ‘nasıl önlenebilir’ konusunu etüt ediyor.

 

Anladığım, artık Türk polisi için "suçluları yakalamak" önem sıralamasında ikinci derecede yer alıyor. “Nasıl olsa yakalayacağız, asıl önemlisi bu suçun işlenmesini daha başından nasıl önleyebiliriz” mantığı ve çalışması birinci sıraya oturmuş. Müthiş "Bilimsel" çalışmalar yapıyorlar bu yönde.

 

Türkiye'deki Polis teşkilatında gözle görülür bir iyileşme olduğu kesin. Gerekli aracın gerecin ve çağdaş aletlerin tedarik edilmiş olmasına ve giysilerin iklim koşullarına göre en iyi malzemeden yapılmış olmasına ilaveten sokakta görevi sırasında polise verilen sıcak yemek, mobil tuvalet ve diğer olanaklar polisin hizmet kalitesini arttırırken, insan hakları, yasalar, orantılı güç kullanımı, psikolojik eğitim, vatandaşa saygı ve kritik anda doğru karar verebilme eğitimleri de Türk Polisine belli ki çağ atlama yolunu açmış.

 

Türk Polisinin, halkın korku duymadığı, nefret etmediği, tam tersine şehirlerimizde ve tüm yerleşim yerlerinde görevi huzuru ve asayişi sağlamak olan, bulunmadığı yerlerde orman kanunlarının geçerli olacağından toplu yaşamımızdaki yerinin olmazsa "olmaz olduğu", sevimli ve sempatik, yabancılardan değil gene Türk vatandaşlarından oluşan bir "halkı koruma gücü" haline getirilmeye çalışıldığı kesin. Bu yoldaki tüm çağdaş atılım ve uygulamalar da yolda.    

 

Toplu gösteri ve mitinglerde kalabalığın arasına sızmış provokatörlerin nasıl fark edileceği ve bunların kışkırtıcı eylemlerine karşı nasıl galeyana gelmeden ve hırslanmadan davranılacağı konusunda teşkilatın ilgili birimlerindeki tüm personel eğitime tabi tutulmuş.

 

Gerçekte her birim kendi konusunda sıkı bir eğitime tabi tutuluyor, bıkmadan usanmadan ve sık aralıklarla... İnsan hakları, vatandaşlık hakları, vatandaşa karşı polisin yetki sınırları tüm detayları ile öğretiliyor. Kaba gücün yerini, anlayış, bilgi ve bilinç alıyor yavaş yavaş.         

    

En çok hoşuma giden tarafta, halkın huzurunu sağlamak için alınan önlem kararlarının "ben yaptım oldu" mantığı ile değil, uzun süren sokak araştırması, psikolojik değerlendirmeler ile bilimsel araştırmalardan sonra halkın yararına en iyi olanın tespit edilmesi ve ilgili yasal mevzuatın değiştirilebilmesi için hükümete önerilmesi.

 

Türkiye Cumhuriyeti Polis Teşkilatı, bizim polisimizi yani KKTC Polis Teşkilatını da kendinden saymış ve bağrına basmış. Her türden bulgusunu aktarıyor, gerekli eğitimlerini paylaşıyor. Çağdaş araç gereçlerle birlikte, KKTC’de geçmişte hiç ortaya çıkmamış yeni tür bir suç işlendiğinde de gerekli önlem tedbirlerinim ne olabileceğini anında bildiriyor.

 

Suçla ilgili tüm laboratuarlarını KKTC polisine açmış. KKTC’den talep edilen her tür analiz yapılıyor.

 

En önemlisi de eğitimler ve araştırmalar. Her iki konuda da Türkiye Cumhuriyeti Polis Teşkilatı, KKTC Polis Teşkilatına suçlar, önlemler ve araştırmalar konusunda tüm kapılarını ve olanaklarını sunmuş. Gerek hizmet için eğitimler olsun, gerekse de uzmanlık alanlarındaki eğitimler olsun, ikamet (yatı) ve iaşe (yemek) sorunlarını kendi imkanlarıyla çözüp KKTC’den gönderilen her personeli çağdaş bilgilerle donatıyor.    

 

KKTC Meclisinin, iktidarı ve muhalefeti ile birlikte “Suçların Önlenmesi” konusunda özel bir oturum yaparak polisi teşkilatından gelen ve yasal değişiklik isteyen tüm önerileri yasalaştırması ve bir kısmı İngiliz sömürge döneminden kalan ceza yasasında da gerekli değişiklikleri yaparak güncelleştirmesi ve suçlara karşı ağır cezalar getirmesi gerekmektedir.  

 

Siyasilerimizin bu çok hassas konuda, büyük sorumlulukları bulunmaktadır ve geleceğimizin daha huzurlu olabilmesi, hem iktidarın hem de muhalefet milletvekillerinin omzundadır. Bir an evvel bu yasal değişikliklerin yapılması halkımızın olmazsa olmaz isteğidir.