Osmanlı Ordusu’ndaki Frankfurtlu Alman…

Fransız tarihçi Paul Veyne, “Tarih, yaşanmış olanın aktarımıdır, daha doğrusu bunları anlamaktır, tarihsel bilgi açısından bir olayın olmuş olması onun bilinmeye değer olması için yeterlidir” diyor. (1) Frankfurtlu Johann Robert von Capitain’in Konstantinopel’e uzanan yaşamı, seyahatleri, Osmanlı ordusunda binbaşılığa kadar yükselmesi, bilinmeye, yazılmaya değer sanırım…

Johann Robert von Capitain, 2 Mayıs 1824’te Frankfurt’ta doğmuş… Yedi kardeşin en küçüğü… Şapka imalatçısı olan babası da Frankfurtlu… Annesi ise Frankfurt yakınlarındaki Ober Ursel kasabasından… Sekiz yaşında iken annesi, onbir yaşında iken babası ölmüş. Evlatlık verilen Johann Robert dericilik mesleğini öğrenmiş ama bu mesleği hem hiç yapmamış hem de hiç sevmemiş.

Çaresizliğe karşı ilacı hep uzaklarda arayan Johann Robert, 20 yaşına gelince 1844’te Frankfurt’tan yola çıkmış. Bazen yaya, bazen at üstünde Avusturya, Macaristan, Balkanlar, üzerinden Konstantinopel’e ulaşmış. Suriye, Ürdün, Lübnan, Kudüs, Filistin,  Mısır’ı dolaşmış. Ama kardeşlerinin hasretiyle Malta, Sicilya, İtalya üzerinden 1846 yılı sonlarında tekrar Frankfurt’a dönmüş… İki yıldan fazla süren bu macera sırasında Konstantinopel’de tanıştığı kereste tüccarı Bavyeralı Alman Michael Seefelder, ona yardım etmiş, şehri sevdirmiş… Seefelder, Konstantinopel’deki bugün dahi efsanesi süren Alman Derneği Teutonia’nın öne gelen yöneticilerindenmiş…

Aklı hep uzaklarda olan Johann Robert Frankfurt’a fazla dayanamamış… 13 Mart 1847’de Frankfurt’ta düzenlediği bir eğlenceyle arkadaşlarına veda edip ikinci kez yola çıkmış… Viyana, Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan üzerinden yine bazen yaya, bazen at ile kırk günde Konstantinopel’e varıp iki yıl yaşamış. Konstantinopel’de Alman Sanatkarları’nın Pera’da kurduğu Teutonia Derneği’nin Temmuz 1847’teki kuruluş toplantısına katılmış.  18 Ekim 1849 Perşembe günü Bağdat’a gitmek üzere yola koyulmuş. Oradan da Basra üzerinden Hindistan’a, Bombay’a gitmeyi kafasına koymuş. Samsun’a giden Avusturyalı Lloyd şirketine ait “Imperatrice” isimli bir gemiye binmiş. Gemide İsviçreli Jules ve Hug ile Karl Springer isimli bir Alman yolcu daha varmış.

Samsun, Tokat,  Sivas, Diyarbakır, Cizre üzerinden Bağdat’a varmış. Basra’ya geçmiş. Oradan Hindistan’a gitmek için bindiği yelkenli tekne Basra Körfezi’nde 3 Temmuz 1850 günü Arap korsanların saldırısına uğramış. Dönemin en ünlü korsanı “Denizlerin korkulu rüyası” lakaplı Ghaaf el Bachr’ın adamları yelkenlideki herkesi öldürülmüş. Kamarada saklanan Johann Robert’i bulan korsanlar onu doktor zannedip öldürmemişler. Korsanların liderinin oğlu Abdülkerim hastaymış. Onu tedavi ederse hayatının bağışlanacağını söylemişler.

Korsanlar Johann Robert’i alıp liderin Arabistan kıyısındaki köyüne götürürler. Yola çıkarken aldığı ilaçlarla, öğrendiği bilgilerle,  Bağdat’ta bir İngiliz doktorun hediye ettiği doktor çantasındaki ilaçlarla sıtma olan çocuğu tedavi eder. Bunun üzerine hayatını bağışlarlar ama serbest bırakmazlar. Yaklaşık beş ay korsanların elinde esir kalır. Basra Körfezi’nde korsanları kovalayan İngiliz Euphrates isimli geminin kaptanı Tronson’un 30 Kasım 1850 günü korsanların köyüne yaptığı baskında kurtulur. 

İngilizlerin yardımıyla Hindistan’a giden Johann Robert, Bombay’de bir firmada katip ve veznedar olarak altı ay kadar çalışır. İngiliz Ordusu’na katılıp kalmak ister ama kabul edilmeyince 3 Nisan 1854’te geri dönmek için yola çıkar. Kahire, İskenderiye, Cenova üzerinden 15 Eylül 1854’te tekrar Frankfurt’a döner.

Hayatında derin iz bırakan Konstantinopel’e gitmek üzere kısa bir süre sonra üçüncü kez yola çıkar.  Konstantinopel’e varınca yaptığı Osmanlı ordusuna katılmak için başvurur. 1855’te Osmanlı Ordusu’na katılır. Binbaşılığa kadar yükselir. Damat İbrahim İlhami Paşa’nın yaveri olur. Konstantinopel’de yaşayan Damat İbrahim İlhami Paşa, Mısır Hidivi I. Abbas Hilmi Paşa’nın oğludur. 1858 yılında Sultan I. Abdülmecid’in kızı Münire Sultan  ile evlendiği için damat ve paşa ünvanı almıştır. Sultan Abdülmecit, kızları Cemile ve Münire Sultan için Fındıklı’da Salıpazarı Sarayları denilen çifte sarayları inşa ettirir. Tophane yönünde olan Münire Sultan’a aittir. Saraylar bugün Mimar Sinan Üniversitesi tarafından kullanılıyor. Genç yaşta ölen Münire Sultan, Fatih Camii önündeki Gülüştü Münire Valide Sultan türbesine defnedilir.

Yaveri Johann Robert’e çok güvenen Damat İbrahim İlhami Paşa, tüm mal varlığının idaresini ona bırakır. Konstantinopel’de, Mısır’daki gayrimen-kullerin, menkul varlıkların, beş gemisinin yönetimini ele alan Robert Johann’ın kendisi de Paşa sayesinde Konstantinopel’de, İskenderiye’de, Münih’te, Frankfurt’ta çok sayıda mülk satın alır. Paşa’nın önerisiyle kendisine 22 Mayıs 1860’da Sultan Abdülmecit tarafından Mecidiye Nişanı verilir.

Johann Robert, ilk gelişinde tanıştığı Bavyeralı Alman Michael Seefelder’in Konstantinopel doğumlu kızı Rosalie Seefelder ile 20 Eylül 1860’da Konstantinopel’de evlenir. İrene ile Carl Konstantin İlhami adlarını verdikleri iki çocukları olur.  Daha sonra Almanya’da doğan sekiz çocuk ile toplam on çocuk sahibi olurlar. Johann Robert, bazen Damat İbrahim İlhami Paşa, bazen de Osmanlı Sultanı adına dönemin çeşitli Avrupa ülkelerini dolaşıp krallara, prenslere, düklere başta Arap atları olmak üzere çeşitli hediyeleri götürmekle görevlendirilir. 1860 yılı sonlarında Almanya’nın Württemberg Dükü tarafından soyluluk ünvanı “von” verilir. Böylece adı “Johann Robert von Capitain” olur. Württemberg Prensi’nin oturduğu Stuttgart kentinde bulunduğu bir sırada Konstantinopel’den, yaveri olduğu 24 yaşındaki Damat İbrahim İlhami Paşa‘nın ölüm haberi gelir.

Yaveri olduğu Damat İbrahim İlhami Paşa’nın genç yaşta beklenmedik ölümünden sonra hemen Konstantinopel’e döner. Osmanlı ordusundan ayrılır. Frankfurt’ta geri dönmeye karar verir, 1861 yılı Mayıs ayında eşi ve iki çocuğuyla Frankfurt’a dönüp Gallus semtinde yaptırdığı bir eve yerleşir.  Bu arada beş çocuğu daha olur. Yedi çocuğuyla büyük bir ev aramaya başlar.  Frankfurt’un 75 kilometre güneyinde Miltenberg’de satışa çıkarılan Grauberg Şatosu’nu satın alıp tamir ettirir, ek binalar yaptırır. 1866’da Avusturya’nın önderliğindeki Alman Prenslikleri ile Prusya Krallığı arasında içsavaş başlar. Frankfurt Dükü de savaşa katılınca von Capitain ailesiyle Frankfurt’u terk edip Miltenberg’de satın aldığı şatoya taşınır. Şatonun kapısı herkese açıktır. Sürekli etkinlikler düzenlenir.  Von Capitain yoksullara, kimsesizlere yardım eder. Derviş adlı Arap atıyla Miltenberg’i dolaşır, insanlarla konuşurmuş.

Bu sırada Konstantinopel’deki kayınpederi Michael Seefelder’in ölüm haberi gelince, karısı Rosalie birlikte 12 Temmuz’da Konstantinopel’e gider. 5 Haziran 1870 Pazar günü Konstantinopel’de çıkan büyük yangında Pera’nın büyük bölümü yanmış, 69 yaşındaki kayınpederinin de Alman Hastanesi’ndeki kurtarma çalışmaları sırasında öldüğü anlaşılır. Von Captain Ağustos ortalarında karısıyla tekrar Frankfurt’a döner.

Von Captain’in dönüşünden kısa bir süre sonra bu kez Eylül 1870’te Prusya ile Fransa arasında savaş çıkar. Fransa ve Prusya Orduları Sedan  Savaşı’nda çarpışır. Von Captain de gönüllü olarak savaşa sıhhiyeci olarak katılıp yaralılara yardım eder. Prusya Kralı I. Wilhelm,  Şansölye Bismarck, Prusya Ordusu’nun komutanı da Mareşal Helmuth von Moltke’dir. Lakabı “Büyük Moltke” olan ünlü Mareşal, 1835-1839 arasında Osmanlı Ordusu'nda öğretmenlik ve müşavirlik yapmıştır. Komutan Hafız Osman Paşa’nın Mısır Ordusu’na yenildiği 24 Haziran 1839’daki Nizip Savaşı’na da gözlemci olarak katılmıştır. Almanca, Danca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca Osmanlıca olmak üzere yedi dil bilen Moltke Türkiye hatıralarını yayınlamış…

Seyyah, doktor, soylu, yardımsever, maceraperest, asker gibi neredeyse binbir sıfatla nitelenebilecek von Capitain 1878 yılı kış aylarında hastalanır. Durumu giderek kötüleşir. Akciğer iltihaplanması teşhisi koyulur. Hava değişimi tavsiye edilir. Sicilya Demiryolları’nın Direktörü olan kayınbiraderi Georg Seefelder’in Palermo’daki pansiyonuna gider. Ama fayda etmez. 22 Nisan 1881 günü karısının kollarında 57 yaşında ölür. Zeytin ağacının tahtasından yapılan tabutu gemiyle Hamburg’a, oradan da trenle Miltenberg’e getirilir. 19 Mayıs’ta halkın katıldığı çok büyük törenle Miltenberg’deki Laurentius Mezarlığı’nda toprağa verilir.

Yaşamını mümkün olduğunca özetlediğim Johann Robert, soylu ünvanını aldıktan sonra aile için bir arma yaptırır. Armada biri en üstte dört ayyıldız vardır. Koyu Katolik olan von Capitain, armaya bir de “Tanrı’nın izinden gidene bir şey olmaz “ anlamındaki Latince “ Deo Ducet Nil Nocet” yazdırır. Bir kitap için Frankfurt’taki Alman Ulusal Kütüphanesi’ne uğramıştım. Önde gelen Alman tarihçilerden bir dostuma rastladım. Kütüphanedeki bistroda sohbet ettik. Bugüne kadar tarihin derinliklerinde unutulan von Capitain hakkında çıkan kitabı hatırlattı bana…  Doğrusunu söylemem gerekirse duymamıştım. Hemen ilgilendim. Ulusal Kütüphane’de von Capitain ile ilgili belgeleri günlerce inceledim, hakkındaki kitabı alıp okudum.  

Von Capitain, yaşadıklarını günlüklere yazmış. Her biri sayfalarca tutan 15 Günlük’te yazdığı yaşadıkları benim yazdıklarımdan çok daha fazla detaylı… Film senaryosu olabilecek ölçüde her şeyi en incesine kadar yazmış. Örneğin, iki kez korsan saldırısına uğramışlar. Her ikisini de bir yazar kıvraklığıyla anlatıyor. Okudukça kitabı uzun süre elimden bırakamadım. Orijinal belgeleri günlerce inceledim. Uzun yıllardır Frankfurt’ta yaşıyorum. Dolayısıyla von Capitain ile Frankfurtlu hemşeriyiz. Von Capitain’in Frankfurt’tan Konstantinopel’e uzanan yaşamını ölümünden 135 yıl sonra  özetleyip duyurarak en azından hem anısını yaşatmış, hem de ona karşı hemşerilik dayanışmasını yerine getirmiş oldum sanırım…

KAYNAKLAR :

1 -  Paul Veyne, Tarih Nasıl Yazılır? Metis Yayınları, (Çev: Nihan Özyıldırım), İstanbul-2014, 421 sayfa.

2 - Geschichte der Teutonia : Deutsches Vereinsleben in İstanbul 1847-2000 Hereusgeber : Orient Institut d. Deutschen Morgenlaendischen Gesellschaft 140 Seiten ISBN: 978-3935556972

3 - Rathbone Low Charles, History of the Indian Navy (1613-1863)

4 - Prof. Dr. Mehmet Arslan, Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri, Çamlıca Basım Yayın, 432 Sayfa, 2011

5 -  Helmuth von Moltke, Unter dem Halbmond – Erlebnisse in der alten Türkei 1835-1839

6 - Helmuth von Moltke, Türkiye Mektupları Remzi Kitabevi

7 - Johann Robert von Capitain : seine Abenteuer, sein Leben im Orient, Förderkreis Historisches Miltenberg, 2011, 342 Seite. ISBN: 978-3-00-034912-6