Wall Street gibi…

Dünyada dünyaca ünlü kurumlara adını veren az sokak vardır…biri de Scotland Yard, yani Londra Emniyet Müdürlüğü…

Londra’nın ilçelerinin asayişi için 29 Eylül 1829 yılında kuruldu.. O zamanki adı ‘bobbies’ olarak geçer. Hemen Whitehall Sarayı arkasındaki ‘Great Scotland Yard Sokağı’ girişi olduğu için kullanılan bu isim günümüze kadar kaldı. Yani, bulunduğu sokağın adı kurumun adı oldu.

1800’lü yılların sonunda taşındı yeni yerine…o sebeple ‘New Scotland Yard’ oldu.

En son, yani şimdiki yerine taşınalı sadece 5 yıl oldu. Asayişi koruyanlar kendi binalarını koruyamadı da diyebilirsiniz. Eski yer Arap sermayedarlara kaptırılınca tekrar taşınması gerekti Londralı polislerin. Mart 2017’den yeni yerlerinin açılısında da polise iş düşer. Bir gün önce Westminster Köprüsü üzerinde yürüyenlerin üzerine aracını süren saldırgan bir terörist saldırıda bulunur ve Kraliçe bir gün sonra olan açılışı gerçekleştiremez.

Peki İskoçya ile alakası yok mu? Aslında olduğu da düşünülür ama bu çok eskiye dayanır. Alanın eski sahibinin İskoçyalı olabileceği ve aslında İskoç asillerin Londra ziyaretlerinde kaldıkları yer olabileceği düşünülür ama hala bu da kesin değildir.

Polisliği iyi yaptıkları ve pek çok vakayı çözdükleri için günümüzde en itibarlı teşkilatlardan olsa da polis olmak erken dönemde hiç de çekiçi değildir. Çalışma saatlerinin kısılması, pazar gününün tatil olması gibi haklardan yararlanamadılar. Çıkarılan isyanları bastıramadıklarında veya gösterileri kontrol edemediklerinde isyancıların verdikleri hasardan kendileri sorumlu tutulurdu eskiden…ilk yıllarda…

Bugün ise…ne kadar acı…

Ne kadar üzücü…

Polis teşkilatının başından bombalamalar geçti, hala aydınlatılamayan Karındeşen Jack ile 2005’teki Londra bombalı saldırısına kadar ses getiren olaylarla uğraştı. Her gün yaşadıkları ve baş etmek zorunda oldukları asayiş sorunları bir tarafa içlerinden birisini yargılama da bir yılki yıl dönümüne denk geldi.

Londra Polis Teşkilatı kuruluş yıl dönümünde adalet yerini buldu mu bilinmez ama hepimiz üzüldük. Cinsiyetinden bağımsız elbette ama öldürülenin kadın olması alınması gereken önlemleri ve reformlara işaret ediyor olmalı.

İngiltere’de kadınlar daha mı az öldürülüyor?

Olduğu zaman böyle olaylar kökten bir sarsıntı geçiriyor insanlar, yasaklar sadece kişinin haklarını, korumak ve ailesinin acısını hafifletmeye dönük alınıyor. Herkesin tek bir yürek olması ve acıyı paylaşması güzel. Alınan yaşamı geri getirmiyor ama HİÇ bir hafifletici sebebin olmaması ağır yürekleri biraz hafifletmiştir.