Öncelikle teşekkür ederek başlamak istiyorum söze.

Bir önceki ‘pandemi ve aşı’ konulu yazıma gösterdiğiniz ilgi ve güzel yorumlarınız için sizlere çok teşekkür ederim. Ufacıkta olsa bir faydam oldu ise ne mutlu.

Bu hafta da sizlere genetik mutasyonlardan ve hayatımızdaki etkilerinden bahsetmek istiyorum. Ama öncesinde mutasyonun ne olduğuna beraberce bakalım isterseniz.

Mutasyon nedir?

Dünya üzerindeki bütün canlılar hücrelerden oluşurlar. Bizler (insanlar) trilyonlarca hücreden oluşurken, bakteri ve maya gibi bazı organizmalar ise sadece tek bir hücreden oluşabiliyorlar.

Hücrelerin içerisinde, göz rengimizden sac rengimize, boyumuzun uzunluğundan kilomuza, hatta ve hatta ileride karşılaşabileceğimiz rahatsızlıklara kadar bizimle ilgili a’dan z’ye tüm bilgilere sahip bir genetik kod bulunuyor ki, biz buna DNA diyoruz.

Günlük yaşantımızda DNA’mızı etkileyebilecek bir çok etken ile karşılaşıyoruz. Bunların başında radyasyon, kimyasallar, enfeksiyonlar ve güneş ışınları geliyor. Bu etkenler zaman içerisinde DNA’mızın yapısında hasar ve değişikliğe neden olabiliyor. DNA’da oluşan bu hasar ve değişikliklere ise mutasyon deniyor.

Mutasyonlar bazı canlıların yaşamlarına son verirken, bazı canlıların ise hayatta kalmalarına yardımcı oluyorlar. Örneğin, insan hücrelerinde oluşan bir mutasyon o hücreyi kanser hücresine çevirebilirken, virüste oluşan bir mutasyon onun antibiyotik direnci kazanmasına sebep olabiliyor.

Şimdi gelelim aşı ve mutasyonların arasındaki bağlantıya.

Genetik mutasyonlar aşıları nasıl etkiler?

Sıkça karşılaştığım sorulardan birisi; neden grip aşısını her yıl olmam gerekiyor?

Bu sorunun başlıca cevabı ise... mutasyon!

Çocukken vurulduğumuz ve bize uzun vadeli bağışıklık kazandıran aşılar vardır. Bu aşıların uzun vadeli olmalarının sebebi o hastalığa sebep olan bakteri veya virüsün çok fazla bir değişim geçirmemesi, yani fazla mutasyona uğramamasıdır.

Örneğin, kabakulak hastalığı; daha çok çocuklarda görülen bu rahatsızlık, nadirde olsa menenjit gibi ciddi komplikasyonlara sebep olabiliyor.

Bu hastalığa bir kere yakalanan kişinin ise ikinci defa yakalanması çok düşük bir ihtimaldir. Çünkü bu virüs zaman içerisinde çok fazla değişkenlik göstermiyor. Dolayısıyla kabakulak aşısını iki doz olarak aldığımız zaman, bizlere uzun vadeli koruma ve bağışıklık sağlıyor.

Simdi birde gribal enfeksiyonu düşünün. Hayatında sadece bir defa grip olan birisini duydunuz mu hiç?

Birçoğumuz yıl içerisinde bir kaç defa yakalanabiliyoruz bu enfeksiyona.

Neden..? çünkü gribe neden olan virüsler çok fazla değişkenlik gösteriyorlar, yani sürekli mutasyon geçiriyorlar. Karşımıza sürekli farklı bir makyajla ortaya çıktıkları için, bağışıklık sistemimiz onları tanımakta güçlük çekiyor bazen.

Peki bu kadar değişken bir virüse karşı bir tek aşının etki göstermesi mümkün mü sizce?

Tabii ki değil.

Grip aşılarının içeriği, yıl içerisinde görülmesi muhtemelen olan virüslere göre ayarlanır ve her yıl içindeki virüs türleri değişmektedir. Bu sebepten ötürü gribi ağır atlatan veya bağışıklık sistemi düşük olan kişiler bu aşıyı her yıl vurulması gerekiyor.

Gelelim gündemdeki kilit soruya...

Covid-19 aşısı uzun vadelimi yoksa kısa vadelimi koruma sağlayacak?

Bu aşı ve virüs ile ilgi çoğu şey gibi şu an bu sorunun cevabını da bilemiyoruz maalesef. Tek bilgimiz aşının en az 6 ay koruma sağladığıdır.

İki gün önce İngiltere sağlık bakanı Matt Hancock virüsün mutasyon geçirmiş bir versiyonun tespit edildiğini açıkladı. Hatta virüsün bazı bölgelerdeki hızlı yayılışının sebebinin bu mutasyon olabileceğini düşünüyorlar.

Şimdilik mutasyonun aşıyı etkilemediğini söyledi. Fakat virüs mutasyon geçirmeye devam ederse, aşının tesirini azaltması kaçınılmaz olur. Böyle bir durumda da covid-19 aşısı, tıpkı grip aşısı gibi sürekli güncellenmesi gereken bir aşı olur.

Artık hep beraber bekleyip göreceğiz bu virüsün ve aşısının akibetini.

Hazır konu aşıya gelmişken mühim bir uyarıda da bulunayım...

Malum İngiltere’de 80 yaş üzeri vatandaşlara ve sağlık çalışanlarına aşı vurulmaya başlandı. İlk gün, alerjik bünyesi olan iki sağlık çalışanında yan etki oluşturmuş. Aşılamanın ikinci gününde alerjisi olan insanlara vurulmaması talimatı verildi.

Alerjik bir bünyeniz varsa ve aşı olmayı düşünüyorsanız, öncesinde mutlaka doktorunuza danışmayı unutmayın lütfen.

Ayriyeten, aşıyı olanların covid-19 virüsünü başkalarına bulaştırma ihtimalleri vardır. Yani kendilerinde her hangi bir rahatsızlık belirtisi olmasa da, taşıyıcı olup virüsü başkalarına geçirebilirler. Bu konunun araştırmaları hala devam etmekte ve net bir bilgi paylaşımı olmamıştır.

Yani aşı oldum diye aşısız olanlarla hemen kucaklaşmayınız efendim.

Son olarak, bu ve benzer konular ile ilgili merak ettiğiniz, veya sormak istediğiniz sorularız varsa bana yazabilirsiniz. Dilim döndüğünce, kalemim yettiğince, buradan sorularınıza cevap olmaya çalışacağım inşallah...

Sevgiyle ve Sağlıkla kalın.