Mesele, haftada iki saatlik Türkçe dersi mi?

Hafta sonu iki saatlik Türkçe dersi yine Hollanda gündeminde. Güya entegrasyonu engelleyecek hafta sonu Türkçe okulları Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Wouter Koolmees’in yaptıǧı açıklamayla tekrar gündeme geldi. Hollanda’da hafta sonu Türkçe okulları yeni bir tartışma deǧil elbette. Ancak, Hollanda’da oniki yerde verilmesi söylenen ve Türkiye tarafından finans edildiǧi bildirilen Türkçe kurslarıyla ilgili yeni bir tartışmanın zamanlaması oldukca manidar.

Zira, iki hafta önce Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu Hollanda’yı ziyaret etti. Mevkidaşları ile görüştü. Türk sporcular, spor kulüpleri, gençlik ve spor alanında çalışan kuruluş temsicileriyle buluştu. Sonra, bazı STK temsilcileiyle kahvaltıda buluştu.

Temsilciler kahvaltıda, gençlik meseleleri gündeme gelince, Türkçe derslerini de gündeme getirdiler. Hazirun, Bakandan her zaman olduǧu gibi Türkçenin halledilmesi hususunda yardım istediler.

Ve geçen hafta, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Wouter Koolmees'a bir nezaket ziyareti gerçekleştirdi. Dişli, göreve başladıǧı tarihten itibaren Hollanda karar vericilerini stratejik bir şekilde ziyaret etmeye devam ediyor ve bu konuya önem veriyor.

Sayın Bakanın buluşması ve Büyükelçinin ziyareti gayet normal. Ziyaretler, buluşmalar, şikayetler, istekler, karşılıklı fikir alışverişleri…

Normal olmayan şey ise, Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Wouter Koolmees’in Türkçe okulları ile ilgili yaptıǧı son açıklamadır. Ki, bu açıklama Büyükelçinin Bakanı ziyaret etmesinin üzerinden daha bir hafta bile geçmeden yaptıǧı bir açıklamadır. Saygıdeǧer Bakan Ankara’nın Türk çocukları için dilini, kültürünü ve dinini unutmaması amacıyla açılmasını düşündüǧü hafta sonu okullarından rahatsız olduǧunu belirtiryor. Aslında daha önce bu konudaki rahatsızlıǧını dile getirmiş ama, bir kez daha dile getirmeyi arzu etmiş. Bakan Wouter Koolmees endişesini şöyle dile getiriyor: “çocukların Hollanda’da uyum konusunda geri kalacak endişesini taşıyorum, bildiğiniz gibi Türklerin bir çoğu Hollanda ile değil daha çok Türkiye ile ilgileniyor bunun da entegrasyon ve uyum için iyi olmadığını düşünüyorum ve endişeliyim”.

Hollanda’daki Türklerin, bir an önce, Sayın Bakanı haksız çıkarmaları için daha çok Hollanda ile ilgilenmeleri gerekir…

Ankara daha açıkcası Erdoǧan tarafından Avrupalı Türkleri daha iyi kontrol etme aracı olarak kullanılacaǧına inanılan Türkçe meselesine gelince.

Bu satırlarda daha önce de yazdıǧımız üzere, şimdilerde yapıldıǧı gibi cami lokalinde, dernek veya vakıf salonunda gönüllü olarak Türkçe kursları organize etmeyle Türkçe meselesi sürdürülebilir bir şekilde çözülemez. Her toplantıda, bir Bakan veya Milletvekilinin katıldıǧı toplantıda, sürekli şikayet edilerek de çözülemez. Avrupa Türklerinin Türkçe meselesi başlı başına uzmanlık isteyen bir meseledir. Uzmanlar bu mesele üzerine kafa yormalılar.

Ve devamla, Türkçe meselesi, Hollanda’nın gürültü ve patırtı yapmadan, 1980 yılından itibaren Hollanda dışında yaşayan Hollandalı çocuk ve gençlere Hollandaca ve kültür eǧitimi sunduǧu gibi yapılmalıdır. Unutmamak gerekir ki, Hollanda 115 ayrı ülkede, 200 okul ile 13.430 Hollandalı çocuk ve gence Hollandaca dil ve kültür eǧitimi veriyor. Ve bu 115 ülkenin hiç bir bakanı, Hollandalı çocukların içinde yaşadıkları ülkeye uyum saǧlamıyor açıklaması da yok.