Taraf Gazetesi Yeni Genel Yayın Yönetmeni Oral Çalışlar, Söz Sende'de Balçiçek İlter'e konuştu. Taraf'ın bundan sonraki çizgisine dair önemli açıklamalar yapan Çalışlar, "Taraf'ta benim üslubum farklı olur." diye konuştu. Program sonunda Birand'ın ölüm haberinin alınmasının ardından duygusal anlar yaşandı. Balçiçek İlter gözyaşlarını tutamazken, Oral Çalışlar, "Barışı görmeyi en çok hakeden gazetecilerden biriydi, en çok buna yanıyorum." dedi.

İşte O açıklamalar....

TEKLİFİ 15 GÜN DÜŞÜNDÜM

Taraf çok önemli bir gazete. Ahmet Altan ve Yasemin Çongar, orada çalışan diğer arkadaşlar çok büyük bir iş yaptılar. Türkiye'nin militarizmle hesaplaşması konusunda tarih yazıldığı zaman Taraf'ı çıkaranların emeği de büyük bir demorkasi emeği olarak tarihe geçecek. Sıfırdan, arkasında hiçbir sermaye olmayan bir gazeteci grubu Taraf'ı çıkarttılar. Ben o geliştirilmiş Taraf'a gidiyorum... Teklif geldikten sonra çok düşündüm. 15 gündür düşünüyorum. Eşim(İpek Çalışlar) pek memnun kalmadı bu işten. Ama en çok onun yardım edeceğini biliyorum. O bu işi benden daha iyi bilir, çok tecrübeli bir gazeteci.

"ARKASINDA CEMAAT Mİ VAR?" DİYE SORMADIM BİLE

Oral Çalışlar, "Taraf'ın arkasında Gülen cemaati var" iddiaları içinse şöyle konuştu: "Taraf'ın arkasında sadece bir patron var: Başar Arslan. Her şeyi onla konuştuk. Gülen'le ilgili iddiaları hiç sormadım. Bunu sormayacak kadar o gazetedeki arkadaşlarımı tanıyorum. Ahmet Altan'ı tanıyorum, Yasemin Çongar'ı tanıyorum. Altan ve Çongar'ın cemaatçi olduğunu söyleyebilmek için başka bir dünyada yaşamak gerekiyor. Onların cemaatle ne hayat felfesesi olarak bir ilişkilerinin olması mümkün değil ki. Öte yandan cemaat destekliyor olsaydı, bu kadar maddi sıkıntı olmazdı. Ayakta kalabilmek için ne kadar çabaladıklarını ben biliyorum."

"NEDEN BEN?" DİYE SORDUM

"Neden ben?" diye sordum tabii. Söylenen şey şu: Ahmet Altan ve Yasemin Çongar'ın ardından, bu ekibin ilkelerine az çok paralel davranabilecek. Yeni dönemi ifade edebilecek birine ihtiyaç vardı; aklımıza siz geldiniz. Mehmet Betil, bu gazdeteye tek destek veren insanlardan biri. O bana telefon etti, gel konuşalım diye. Öyle başladı her şey...

"AYRILDIĞIM YERE SEVGİ VE VEFA BELİRTTİM"

Çalışlar, Doğan Medya grubuyla ilgili çok tartışılan sözleri için ise şunları söyledi: Ayrıldığım yere karşı da bir sevgi ve vefa belirtmek için söylenmiş bir şey o. Cumhuriyet'ten Radikal'e geçtiğimde öyle şeyler çektim ki... Tam Ergenekon davasının başladığı günlere denk gelmişti. İlhan Selçuk gözaltına alınmıştı, kalp ameliyatı oldu. Gazetedeki arkadaşlar, "Bu durumda gidemezsin, yapma." dediler. Ameliyattan sonra İlhan Abiyi ziyarete gittim. 2-3 saat uzun uzun sohbet ettik. Eleştirilerimizi, kırgınlıklarımızı dostane bir şekilde söyledik. Sarıldık, kucaklaştık. Radikal'e öyle gelebildim.

"AYRILANLARIN GERİ DÖNMESİNDEN MUTLULUK DUYARIM"

Halil Berktay, Oya Baydar, Ümit Kıvanç, Nabi Yağcı gibi isimlerle görüşlerimiz paralel. Çoğuyla çok yakın bir yerdeyim. O ayrılıklara hiç gerek yoktu. Onlar geri gelirse ben bundan mutluluk duyarım. Bunu gazetenin patronuyla da konuşacağım. Ben ilkesel olarak editoryal bağımsızlıktan yana olmakla birlikte, gazeteye kimin girip çıkacağını bunu gazete çalışanları ve gazetenin sahibiyle de konuşarak yapmayı tercih ederim. Kişisel karar almaktan hoşlanmayan biriyim.

"AHMET ALTAN'I ARAMADIM"

Oral Çalışlar, Taraf'ın bundan sonraki çizgisinin nasıl olacağı sorusunu ise şöyle cevapladı: Taraf'ın Ahmet Altanların çizdiği bir çizgisi var tabii. Antimilitarist, demokrat, özgürlükçü ve hiçbir siyasi akıma paralel hissetmeyen, tek tavrının insan hakları ve özgürlükler olduğu bir çizgi. Gazetenin çizgisi bu olabilir, ama yazarları tek tek hizaya sokamazsınız. Gazetenin çizgisine uyan da olur, uymayan da olur. Burada bazı temel ilkeler bizim için ölçü olabilir, Şiddeti savunmamak, ırkçılık yapmamak, hakaret etmemek, gibi."Balçiçek İlter'in, "Göreviniz kesinleştikten sonra Ahmet Altan'ı aradınız mı?" sorusu üzerine Çalışlar, "Hayır, aramadım." diye cevap verdi. Çalışlar şöyle devam etti: Aramadım daha, ama konuşuruz herhalde.

"TARAF BASILACAK ENDİŞESİNİ YAŞADIK"

Mehmet Altan'la beraber Frankfurt kitap fuarındaydık. Ertuğrul Günay da oradaydı, Kültür Bakanı olarak. O gün Taraf'a ; "CDleri teslim edeceksiniz." diye askeri savcılıktan talimat geldi. Her an Taraf gazetesi basılabilir endişesi içindeydik. Ahmet'le konuşuyorduk telefonla. O arada Ertuğrul'a da diyorduk ki; "Dikkat edin, gazete basılır ve askerler yayına engel oluşturacak bir durum çıkarırsa bu hükümet açısından da Türkiye'nin geleceği açısından da çok kritik bir şey." Ertuğrul oradan aradı, biz başka Bakanları aradık. O gün sabaha kadar Taraf'a ne olacak endişesini yaşamıştık.

"O BAVULLARDAN 'FOS' ŞEYLER ÇIKMADI"

Mehmet Baransu heyecanlı bir gazeteci arkadaşımız. Onun heyecanının önemli olduğunu düşünüyorum. Getirdiği bilgileri belli bir kontrolden geçtikten sonra yayınlandığını da biliyoruz. Paldır küldür yayınlanmadı. Çoğu da doğrulandı. Bavul bavul deniyor da, sonunda o bavulların hepsi Türkiye'de bir yargı konusu oldular. O bavuldan fos şeyler çıkmadı. Bütün davalara temel teşkil edecek önemli bilgiler çıktı.

BARIŞI GÖREMEDEN GİTTİ

Program sonunda Birand'ın vefat haberinin alınması üzerine duygusal anlar yaşandı. Gözyaşlarını tutamayan program sunucusu Balçiçek İlter, "Ben söyleyecek söz bulamıyorum. Çok önemli bir değeri kaybettik. Başımız sağolsun." diye konuştu. Oral Çalışlar da, "Onun bir meslektaşı olmak bizim için bir onurdur. En çok şuna yanıyorum; barışı görmeyi en çok hakeden gazetecilerden biri Mehmet Ali Birand'dı." dedi.