BBC One'ın yeni draması “A Very British Scandal”da Claire Foy ve Paul Bettany, 1963'teki ayrılıklarıyla tüm ülkenin dikkatini üzerine çeken aristokrat çifti canlandırıyor. İşte olayın gerçekte nasıl yaşandığına dair bir giriş…

Argyll Düşesi'nin eşi 1963'te onu, kendisini 88 farklı erkekle aldatmakla suçladı.

Bu itham Britanya'yı şaşkına çeviren boşanma davasında gündeme geldi. Bu olay, başrolü Paul Bettany ve Claire Foy'un paylaştığı BBC One'ın yeni draması A Very British Scandal'ın merkezinde yer alıyor. Dizi, 1960'larda Britanya basını ve yargı sistemindeki yerleşik kadın düşmanlığına dair araştırma işlevi görüyor.

Argyll Dükü'nün, iddialarını kanıtlamak için düşesin kimliği belirsiz bir adama oral seks yaptığını gösteren bir dizi fotoğrafı göstermesi dile düşmüştü. Dük, düşesin masasındaki polaroid fotoğraf makinesini çalmıştı, medyaysa düşesin birlikte olduğu ve sadece boynundan aşağısı görülebilen adamın kimliğini bulma konusunda takıntılı hale gelmişti. Bu kişi "başsız adam" olarak tanınır hale geldi.

Söz konusu kişinin film yıldızı Douglas Fairbanks Jr., kraliyet ailesinin bir üyesi, Pakistan Prensi Aly Khan, Lord Beaverbrook'un varisi Max Aitken ya da dönemin İngiliz Milletler Topluluğu'ndan sorumlu devlet bakanı ve Winston Churchill'in damadı Duncan Sandys olabileceğine dair dedikodular vardı.

Ian Douglas Campbell'ın eşi Margaret'ı kendisini aldatmakla suçladığı diğer erkeklerin çoğu eşcinseldi ve hiçbir zaman düşesle ilişkiye girmemişti ama eşcinsellik o zamanlar henüz suç olmaktan çıkmadığı için düşes arkadaşlarını koruma amacıyla suçlamalara karşı çıkmamayı tercih etmişti.

Davanın hakimi Lord Wheatley, düşesin "önüne gelenle birlikte olan bir kadın" olduğu sonucuna varmış ve "iğrenç cinsel eylemlere" karıştığını söylemişti. Lord Wheatley, "Evliliğin kutsallığına karşı olan bu tavrı modernler 'açık fikirli' diye tanımlayacaktır ama sade bir ifadeyle bu tamamen ahlaksızlıktır" diye eklemişti.

Argyll çiftinin belgede sahtecilik, hırsızlık, şiddet, uyuşturucu kullanımı, gizli ses kaydı ve rüşvet suçlamalarını da içeren acılı boşanma davası, 1963'te gazete manşetlerine ve magazin yazılarına damgasını vurmuştu.

Düşes o zamandan beri Britanya basınında fahişe damgası yiyen ilk kadın diye tanımlanıyor. Ayrıca, intikam pornosunun ilk kurbanı olduğu da düşünülüyor.

Dükle tanışmadan önce düşes sosyeteye giriş yapmış ve "ilgi odağı güzel kadın" olarak kabul edilmişti. Ancak boşandıktan sonra düşesin itibarı paramparça oldu. Düşes yine de borçları kendisini yerinden edene kadar Grosvenor Caddesi'ndeki evinde müsrif partilere ev sahipliği yaparak meydan okumaya devam etti ve dikkatini hayvan hakları kampanyalarına yönlendirdi.

BBC'nin yeni dizisinin senaristi Sarah Phelps şunları söyledi:

“Bu, bir kadının fahişe damgasını reddetmesine, sessizce köşesine çekilmeyi kabullenmemesine ve kendisine söylendiği gibi yaşamaya karşı koymasına dair bir hikaye. Hem sınıfından hem de toplumsal ve biyolojik cinsiyetinden beklenenleri ateşe vermişti.

Zenginlerin, toprak ve unvan sahiplerinin özel hayatlarını ön sayfaya taşıdı, bunlar ulaşılamaz yücelikte ve iyilikte değillerdi, sadece çatal tutan hayvanlardı.”

Düşes, "başsız adamın" kimliğini hiçbir zaman açıklamadan 1993'te 80 yaşında öldü.

(Ellie Harrison, Independent)