İngiltere Başbakanı Theresa May mevcut koşullarda Avrupa Birliği (AB) ile vardığı Brexit anlaşmasının Parlamento'da üçüncü kez oylanması ve bu kez onaylanması için yeterli destek olmadığını söyledi. 

Theresa May, Avam Kamarası'nda yaptığı konuşmada, milletvekillerinin anlaşmaya destek vermesi ve Parlamento'da bu hafta oylama yapılması için çalışmalarını sürdüreceğini belirtti.

May, Parlamento'nun Brexit sürecinde kontrolü ele almasını da doğru bulmadığını vurguladı.

İngiltere Başbakanı, Parlamento'nun anlaşmaya destek vermemesi ve AB'den anlaşma olmadan ayrılmanın ihtimalinin devre dışı bırakılamaması halinde, Brexit'in daha uzun süre ertelenmesi seçeneğinin de masada olduğunu söyledi. 

Corbyn: Parlamento'nun kontrolü ele almasının vakti geldi

Ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn ise hükümetin Brexit sürecine yaklaşımının "ulusal bir utanç kaynağı" olduğunu söyledi. 

Jeremy Corbyn, hükümetin Brexit sürecinde kontrolü ele elmasının vaktinin geldiğini belirtti. 

Corbyn, İşçi Partisi'nin, İngiltere'nin anlaşma olmadan AB'den ayrılmasını veya AB'den iktidardaki Muhafazakar Parti'nin istediği şekilde ayrılmasını önlemek için yeni bir Brexit referandumu yapılmasını destekleyeceğini söyledi.

İngiltere İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn

AB geçen hafta İngiltere'nin Brexit'in 29 Mart'tan daha ileri bir tarihe ertelenmesi talebine şartlı onay vermişti. 

Mevcut koşullarda İngiltere AB'den, Brexit anlaşmasının bu hafta İngiltere Parlamentosu'ndan geçmesi halinde 22 Mayıs'ta ayrılacak. 

Anlaşmanın İngiltere Parlamentosu'ndan geçmemesi halinde ise yine mevcut koşullarda İngiltere'nin Brexit konusunda son karar tarihi 12 Nisan olacak. 

İngiltere'nin AB'den daha uzun bir erteleme talep etmesi halinde ise birlik üyesi 27 ülkenin de buna onay vermesi ve İngiltere'nin Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılması gerekiyor. 

İngiltere Parlamentosu Brexit anlaşmasını Ocak ayında 230, bu ay da 149 oy farkla reddetmişti. 

'Backstop': En önemli anlaşmazlık noktası

Brexit anlaşmasının İngiltere Parlamentosu'ndan geçmemesinin en önemli nedeni, muhalefetin yanı sıra May'in azınlık hükümetine dışardan destek veren Kuzey İrlanda'nın muhafazakar Demokatik Birlik Partisi'nin (DUP) ve İngiltere'de iktidardaki Muhazafakâr Parti'den çok sayıda milletvekilinin, anlaşmada "backstop" olarak tarif edilen düzenlemeye şiddetle karşı çıkmaları.

"Backstop" esasında bir acil durum mekanizması. Brexit sonrası AB ile İngiltere arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık'ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor.

Ancak İngiltere ile AB arasında varılan anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyor. İngiltere'de anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık'ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyor.

İrlanda Cumhuriyeti-Kuzey İrlanda sınırı

En büyük korku, Kuzey İrlanda Cumhuriyeti'nin fiili olarak İrlanda Cumhuriyeti'nin parçası haline gelmesi ve Kuzey İrlanda gibi 2016'daki referandumda Brexit'e karşı çıkan İskoçya'da 2014'ten sonra yeniden bir bağımsızlık referandumu yapılması. Yani, Birleşik Krallık'ın parçalanması.

İrlanda adasındaki çatışmalara son veren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda'nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını; sınırın iki tarafında serbest yaşamı, dolaşımı ve çalışmayı sağlamıştı. Zira Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti AB üyesiydi. Ancak Brexit ile beraber bu durum noktalanacağından; hem İngiltere hükümetini hem AB'yi hem İrlanda Cumhuriyeti'ni hem de Kuzey İrlanda'daki tüm tarafları tatmin edecek bir formülün bulunması gerekiyor.