MUSTAFA KÖKER

LONDRA

İngiltere, Koronavirüs salgını nedeniyle dünyanın hemen her coğrafyasında olduğu gibi çok zor geçen bir süreç yaşadı. Bir yılı aşkın süre devam eden salgın döneminde, alınan sıkı önlemler insanların hayatına da dokundu. Resmi kuruluşların verdiği servisler de bu önlemlerden olumsuz etkilendi.

Türkiye’nin Londra Başkonsolosluğu, Birleşik Krallık’ta yaşamını sürdüren Türk toplumuna bu dönemde de imkanlar ölçüsünde hizmetini sürdürdü.

Kısmî normalleşmenin başladığı bugünlerde başkonsolosluk hizmetlerinde de yoğun bir dönem başladı.

Başkonsolos Bekir Utku Atahan, yaşanan zorlu dönemi ve bundan sonrası ile ilgili olarak Eurovizyon’un sorularını cevapladı...

İşte sorularımız ve Başkonsolos Atahan’ın cevapları:

SORU: Londra Başkonsolosluğu görevine, dünyanın koronavirüs salgını gibi normal olmayan bir süreçten geçtiği dönemde başladınız. İngiltere’de hayatın ciddi şekilde kısıtlandığı bu süreçte Başkonsolosluk hizmetlerinde sorunlarla karşılaştınız mı? Art arda getirilen kısıtlamalar vatandaşın hizmet almasında mutlaka bazı engeller oluşturmuştur. Bunları nasıl aştınız?

Öncelikle Birleşik Krallık (BK) Türk toplumuna uzun yıllardır hizmet vermiş olan sizin gibi değerli bir basın mensubuyla biraraya gelmekten ve toplumumuzu bu vesileyle bilgilendirmekten büyük mutluluk duyduğumu belirtmek isterim.

Sorunuza gelince, koronavirüs salgınının ortaya çıkmasından bu yana BK makamlarının ilan ettiği tedbirlere ve kısıtlamalara Londra Başkonsolosluğu olarak titizlikle uymaya gayret ettik. Bunu yaparken, verdiğimiz hizmetin aksamaması ve vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi için tüm mesai arkadaşlarımızla birlikte çaba gösterdik.

BK makamlarının, ülkede vaka ve ölüm sayılarının yükseldiği Ocak ayının başında sokağa çıkma kısıtlamasını da içeren yoğun önlemleri (lockdown) açıklamasının ardından, birkaç haftayla sınırlı kalmak üzere randevu sayılarında kısıtlamaya gitmek durumunda kaldık. Günlük olarak çok sayıda başvuru aldığımız temsilciliğimizde, önlemleri layıkıyla uygulamamız ve salgının yayılmasını engellemek için böyle bir adım atmamız gerekiyordu. Ancak o dönemde vatandaşlarımızın acil başvuruların hepsini kabul ettik. Mağduriyet oluşabilecek tüm durumlarda da gerekli yardım ve desteği sağladık.

Vatandaşlarımızın da önlemlere titizlikle uyduğunu memnuniyetle gördük. Nitekim virüsün etkili olduğu dönemde vatandaşlarımız genelde yalnızca acil işlemleri için misyonumuza geldiler.

Halihazırda normal mesai düzeninde hizmet vermeye devam ediyoruz. Başkonsolosluğumuza bir günde 150-200 kişi geliyor. Yalnızca Nisan ayında 5000’e yakın işlem yaptık.

- Bu süreçte BK Türk toplumuyla iletişim kurmakta zorluk yaşadınız mı?

Salgın döneminde sivil toplum kuruluşlarımızla ve vatandaşlarımızla temas kurmakta bir zorlukla karşılaşmadım. Salgın elbette arzu ettiğimiz ölçüde vatandaşlarımızla biraraya gelmeyi engelledi. Ancak göreve başladığımdan bu yana kısıtlamaların elverdiği ölçüde dernek temsilcilerimizle ve vatandaşlarımızla görüşmeye gayret ettim. Ayrıca, derneklerimizin yanında, iş insanlarımızla, esnafımızla, öğrencilerimizle ve sanatçılarımızla da bir araya gelmeye ve onların çalışmalarına destek olmaya çalıştım. Fiziki olarak görüşme yapamadığımız hallerde teknolojinin yardımıyla çevrimiçi görüşmeler ve toplantılar gerçekleştirdik.

Salgından kaynaklanan kısıtlamaların büyük ölçüde kaldırıldığı bu dönemde arayı kapatmaya, bu çerçevede gerek Londra’daki gerek Londra dışında, görev çevremizdeki derneklerimizi ve farklı kesimlerden vatandaşlarımızı ziyaret etmeye devam edeceğim.

-17 Mayıs’tan itibaren ‘kısmî normalleşme’ dönemi başladı. Bu şekilde devam ederse, sonbahar gibi normal hayata dönülmesi bekleniyor. Sizin göreviniz belki yeniden başlayacak. Neler yapmayı hedefliyorsunuz? Bugüne kadar neler yaptınız?

Başkonsolosluğumuzda vatandaşlarımıza yönelik hizmet kalitesinin arttırılması ve vatandaşlarımızla yakın temas içinde kalınarak sorunlarının dinlenmesi ve Londra Büyükelçiliğimizle, Dışişleri Bakanlığımızla birlikte çözüm önerileri geliştirilmesi temel hedefimiz. Salgın döneminde de bu hedefi en iyi şekilde gerçekleştirmeye çabaladık. Bundan sonra da bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Görev dönemimde bugüne kadar yapabildiklerimizi ve önümüzdeki dönemde yapmayı planladıklarımızı şu şekilde özetleyebilirim.

Mevcut binamızı hizmete daha uygun hale getirmek amacıyla adımlar attık. Atıl durumdaki bahçe alanımızı tamamen değiştirdik ve yeniledik. Uygun bir bekleme alanı haline getirdik. Bu alana uygun oturma grupları koyduk, fotokabini yeniledik. Vatandaşlarımızın daha rahat hareket edebilmesi için giriş ve çıkış kapılarını ayırdık. Önümüzdeki dönemde bahçe alanında bazı ilave iyileştirmeler yapacağız.

Bunun dışında, Dışişleri Bakanlığımızın desteğiyle, yabancıların vize başvurularını kabul etmek üzere Londra’da bir şirket kuruldu. Bu şirket vize başvurularını almaya başladı. Böylece ülkemize gitmek isteyen yabancılar artık daha hızlı bir şekilde hizmet alabiliyorlar. Bu sayede Başkonsolosluğumuza gelen kişilerin sayısı nispeten azaldı. Böylece vatandaşlarımızın işlemlerine yoğunlaşacağız.

Yakın dönemde ilave personel istihdam edeceğiz.

Ayrıca, Manchester Başkonsolosluğumuzun açıldığında bu kente yakın olan vatandaşlarımızın işlem yaptırmak için uzak mesafelerden Başkonsolosluğumuza gelmesine gerek kalmayacak. Manchester Başkonsolosluğumuzun açılmasının Başkonsolosluğumuzun iş yükünü de azaltacağını ve randevu sürelerini kısaltacağını düşünüyoruz.

-Uzun süredir kullanılmakta olan online randevu sisteminin artık oturduğunu ve insanların teknolojiye uyum sağladığını söyleyebilir miyiz?

Randevu sisteminin genel olarak vatandaşlarımız tarafından benimsendiğini ve aktif olarak kullanıldığını söyleyebilirim. Vatandaşlarımız yalnızca bu sistemi kullanmakla kalmıyorlar, yaşadıkları aksaklıkları ve çözüm önerilerini de bizlere iletiyorlar. Bundan memnuniyet duyuyoruz ve bize aktardıkları sorunların çözümü için çaba sarf ediyoruz. Öte yandan, bilgisayara ya da internete erişimi olmayan vatandaşlarımızın Başkonsolosluğumuza telefonla ya da elektronik postayla ulaşmaları halinde kendilerine gerekli yardımda bulunmaya elbette devam ediyoruz.

-Geçmişten bu yana Başkonsolosluk servislerinde karşılaşılan zorlukların bir kısmının, hizmet verilen binanın fiziki yetersizliğinden kaynaklandığı biliniyor. Uzun zamandır bina sorununun çözümü için adımlar atılıyor, ancak bu sorun maalesef çözülemedi. Sizin döneminizde de bina konusu gündemde olacak mı?

Başkonsolosluk binamızın vatandaş ve başvuru sayısıyla kıyaslandığında yeterli olmadığının farkındayız. Dışişleri Bakanlığımız bu konuya önem veriyor. Daha iyi hizmet sunabileceğimiz bir mekana kavuşabilmek için elimden gelen çabayı göstereceğim. Bu konudaki çalışmalara başladık.

-Yine bu dönemde Birleşik Krallık Avrupa Birliği’nden ayrıldı. Bu ayrılığın Türkiye ve Türk vatandaşlarına etkisi ya da yansımaları oldu mu?

BK’nın Avrupa Birliği’nden ayrılmasıyla birlikte vatandaşlarımız açısından geçerli olan Ankara Anlaşması da sona erdi. Ancak bu süreçte Londra Büyükelçiliğimiz ve ilgili makamlarımız vatandaşlarımızın haklarının korunması için girişimlerde bulundu. Konuyu sürekli ikili ilişkilerimizin gündeminin üst sıralarında tuttuk. İki ülke arasında ticari ve ticari olmayan iki çalışma grubu kuruldu. Çalışma gruplarının görüşmeleri neticesinde vatandaşlarımızın haklarının korunması sağlandı.

Ayrıca, bildiğiniz üzere, BK ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma da iki ülke ticaretinin önündeki belirsizlikleri ortadan kaldırdı. Anlaşmayla ikili ticaretin artarak devam edeceğini umuyoruz.
 

- BK Türk toplumunun bugün bulunduğu yer hakkında ne düşünüyorsunuz? Başarılı insanlarımızın sayısı çok…

Gerçekten de çok başarılı insanlarımız var. Toplumumuzun bugün geldiği nokta bizi mutlu ediyor.

Birçok vatandaşımızın BK’ya göç serüveni tekstil atölyelerinde başlamış. Bu kişiler gece gündüz çalışmışlar, bazıları tekstil sektöründe kalmamış ve kendi işini kurmuş. Bu ilk nesil içerisinde başarılı olan çok sayıda insanımız var.

Ayrıca o neslin çabaları ve özverisiyle daha sonraki kuşaklar farklı alanlarda önemli başarılara imza atmaya devam etmişler.

Bugün geldiğimiz noktada başarılı iş adamlarımız ve şirketlerimiz var. BK çapında iş yapan işletmelerimiz var. Parlak öğrencilerimiz var. Çok başarılı sanatçılarımız var. “Start-up” kuran ve önemli işlere imza atan gençlerimiz var. Yine son yıllarda Ankara Anlaşmasıyla gelen ve farklı sektörlerde önemli başarılar yakalayan insanlarımız var. Bu vatandaşlarımızla sürekli olarak karşılaşıyoruz ve gurur duyuyoruz.

-İngiliz makamlarıyla temaslarınız hakkında da bilgi verebilir misiniz?

Başkonsolosluğumuzun görev alanına giren konularda BK makamlarıyla temaslara önem veriyoruz. Bugüne kadar Londra’da vatandaşlarımızın ağırlıklı olarak yaşadığı belediyeler, Londra Polis Teşkilatı, Ulusal Sağlık Hizmetleri gibi farklı kurumlarla görüştük ve iş birliği olanaklarını ele aldık.

BK makamlarının Başkonsolosluğumuza ve vatandaşlarımıza her konuda yardımcı olduğunu memnuniyetle görüyoruz. BK makamlarına bu vesileyle teşekkür ediyoruz. Esasen temas ettiğimiz vatandaşlarımız da bu konudaki memnuniyetlerini dile getiriyorlar.

Bunların dışında, salgın döneminde BK hükümetinin sağladığı ekonomik destek küçük ve orta büyüklükteki esnafımıza ve vatandaşlarımıza ait işletmeler için büyük önem taşıyor. Bu destek sayesinde çoğu şirketimiz ayakta kalabildi, işlerinin devamlılığı etmesi sağlandı. Ayrıca, bu zor dönemde vatandaşlarımızın da dayanışma göstererek birbirlerine destek verdiğini memnuniyetle gördük.

-Teşekkür ederiz.