Musa (Moris) Farhi Londra’da hayatını kaybetti... Farhi, Londra’da yaşayan ve Türk vatandaşı olmakla övünen PEN üyesi, iyi bir romancı, düşüncenin ifadesi özgürlüğünün yorulmaz savunucusuydu.

Açık Gazete Editörü Faruk Eskioğlu’nun 3 yıl önce ‘İlk PEN üyesi ve romancı’ başlığıyla kaleme aldığı Musa Farhi’yle söyleşisi* şöyle:

“Farhi ile Anadolu misafirperverliği ile bizi ağırladığı Brighton’da denize nazır dairesinde rakı içerken sohbet ettik…

Farhi’nin serüveni 1935’de doğduğu Ankara’da başlıyor. İki kardeşin büyüğü olan Farhi ilk yıllarını şöyle anlatıyor:

“Annem Selanikli, babam ise İzmir’de doğmuş bir Yahudi’dir. Annemin ailesinin 19 üyesi Nazi toplama kamplarında yaşamını yitirmiş. 1935’de doğdum. Annem piyano çalan sanatçı bir kadındı. Babam babasını yitirdiği için 12 yaşından buyana çalışan bir cumhuriyet çocuğuydu. Atatürk’ü çok severdi. Okula gitmediği halde 11 lisan ve 7 alfabeyi bilirdi. Anadolu’yu gezerek mefruşatçılık yapardı. Sanırım sanat yanımı annemden, okuma sevgisini babamdan aldım. Nazım Hikmet’in ilk baskı kitapları kütüphanemizde vardı. Henüz 8 yaşındayken Nazım benim yazar Allahımdır.”

İkinci Dünya Savaşı’nın yoksulluk ve sonrasındaki Varlık Vergisi döneminin de tanığı olan Farhi çocuk belleğinde kalan anılarını şöyle aktarıyor:

“Bir gün babam eve tek bir elmayla gelmişti. ‘Bugünkü bütün yiyeceğimiz’ bu demişti. Ama ben okula giderken hep yanımda en sevdiğim ekmek arası soğan, peynir ve zeytin eksik olmadı. Bunu yıllar sonra babama ‘Nasıl oldu?’ diye sorduğumda ‘Müslüman komşularımız hep destek oldular’ demişti. 1942 Varlık Vergisi döneminde babamı da Sinop’a gönderdiler. 6-7 ay kendisinden haber alamadık. 1944’te döndü ve eski işine de kabul edildi. İlk maaşını aldığı gün bana 10 ciltlik Hayat Ansiklopedisi hediye almıştı.”

www.acikgazete.com