Londra AB’den giderek uzaklaşıyor

Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan finans krizi ve avro çıkmazı İngiltere’nin AB içinde kalıp kalmamasıyla ilgili tartışmaları da yoğunlaştırdı.  

Koalisyon hükümetinin Muhafazakar kanadında kendilerine ‘Taze Başlangıç’ adını veren bir grup milletvekili Başbakan Cameron’a reform için çağrı yaparken, James Callaghan hükümetinde Dışişleri Bakanlığı yapmış olan David Owen da referandumu tekrar gündeme getirdi. Hükümetin Liberal kanadı ise kayıtsız, şartsız AB yanlısı duruşunu sürdürüyor. 

Kendilerine ‘Taze Başlangıç’ adını veren bir grup milletvekili, Başbakan Cameron’a yaptıkları çağrıda, “Reform sadece ekonomik meseleler üzerine olmamalı, her şey masaya yatırılmalı. Avro’ya ne olursa olsun, problemli AB anlaşmaları uygulamada olmaya devam edecek. İngiltere acilen AB ile mevcut olandan tamamen farklı bir ilişki kurmalı” diyerek parti içinde yeni bir tartışma başlattı.

‘Taze Başlangıç Grubu’, önümüzdeki günlerde İngiltere'nin Brüksel'den geri alabileceği yetkiler ile ilgili bir rapor için hazırlıklarını sürdürürken, bu gelişme, koalisyon hükümetinin AB konusundaki bölünmüşlüğünü de gösterdi.

AB üyeliğinin önde gelen savunucuları arasında bulunan Başbakan Yardımcısı ve Liberal Demokrat Parti Başkanı Nick Clegg, geçtiğimiz yılın sonunda Başbakan David Cameron'ın AB anlaşmasını ‘veto’ etmesini önce 'desteklediğini' ifade etmiş ancak parti tabanından gelen baskı sonucu, söylemlerini değiştirerek, vetonun 'tarihi bir hata' olduğunu ve ülkesini dünyada güçsüz bırakacağını savunarak Cameron'ı sert bir dille eleştirmişti. Clegg, bu görüşünden bugün de taviz vermiyor.

 

ESKİ BAKAN LORD OWEN, REFORMU GÜNDEME GETİRDİ

 

İngiltere’nin AB içindeki pozisyonu, hükümet partileri arasında ikileme yol açarken, hafta ortasında bir başka eleştiri de eski Sosyal Demakrat Partili, Dışişleri Bakanı Lord David Owen’dan geldi.

James Callaghan hükümetinde Dışişleri Bakanlığı yapan David Owen, yeni yayınlanan          “Yeniden Yapılandırılan Avrupa” adlı kitabında İngiltere'nin Avrupa ikilemini bir an önce çözmesi gerektiğini savundu.

Owen kitabında, İngiliz halkına, "Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılarak, İzlanda'dan Türkiye'ye kadar uzanan tek bir pazara katılırsa daha iyi mi olur" diye sorulması gerektiğine işaret etti.

Ülkenin 1977-79 yıllarında Dışişleri Bakanlığını yapan Lord Owen, mevcut Avro krizi dikkate alındığında, İngiltere'nin AB üyeliğinin referanduma götürülmesi gerektiğini de kaydetti.

David Owen Times gazetesinde yer alan demecinde, “Almanya'nın Avro Bölgesi'ni kurtarma planlarının, AB'yi 'Avrupa' adında tek bir ülkeye doğru ittiğini, bunun İngiltere'nin Brüksel'den bağımsız olmasını daha da zorlaştıracağını” ifade etti.

Owen'a göre referandumda halka, "Birleşik Krallık'ın Avrupa Topluluğunda tek bir pazarın parçası olmasını istiyor musunuz?" ve "Birleşik Krallık'ın AB'de kalmasını istiyor musunuz?" soruları yöneltilmeli.

Owen, İngiltere'nin Avrupa ikilemini bir an önce çözmesi gerektiğini de vurguluyor.

AB yerine, Avrupa Serbest Ticaret Birliği üyelerinin ve Türkiye'nin de dahil olduğu daha geniş bir Avrupa Topluluğu oluşturulması gerektiğini ifade eden Owen, Avro krizinin, Almanya ve İngiltere'nin Avrupa fikrinin ne kadar farklı olduğunu gösterdiğini de kaydetti.

73 yaşındaki Owen, Birleşik Krallık'ın AB üyeliğini desteklese de, Avro para birimine katılıma karşı çıkan kişilerin başında geliyor. Owen ayrıca, Birleşik Krallık'ı Avro Bölgesi'nin dışında tutmayı savunan ‘Yeni Avrupa’ grubunun başkanlığını yapıyor.

 

CAMERON’UN ‘VETO’ ÇIKIŞI DÖNÜM NOKTASI OLDU

 

Geçen yıl Aralık ayı başında Brüksel'de yapılan ve para biriminden, Avro’ya kadar AB’nin geleceğinin masaya yatırıldığı zirvede, Almanya ve Fransa'nın daha sıkı mali denetim ve finans piyasalarında ek düzenlemeleri içeren AB ana anlaşmasında değişiklik tasarısı görüşülmüştü.

Euronun reyting şirketleri ve para piyasalarındaki itibarını korumak amacıyla AB'nin lokomotif iki ülkesi olan Almanya ve Fransa'nın geliştirdiği formülün tartışıldığı zirvede, İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkesinin çıkarlarını zedelemesi halinde AB üyesi 27 ülkenin hepsini etkileyecek bir anlaşmayı veto etmekten çekinmeyeceğini söylemişti.

Cameron’un bu çıkışının ardından benzeri tartışmalar, Birlik üyesi bazı başkentlerde de seslendirilmeye başlanmıştı.

Cameron AB’ye ilişkin tutumunda işi iyice ileriye götürmüş durumda. David Owen’ın referandum  teklifine ilişkin olarak yaptığı açıklama İngiltere’nin emperyal bir tehdit altında olduğunu uyandıracak bir etkiye sahip.

 

Başbakan, en son, İngiltere’yi, tek politik sistemli, ortak bankalı süper avrupa devletleri yaratmaya yönelik Alman planından koruyacağına söz verdi.

 

AB, nasıl bir muhalifle karşı karşıya olduğunu herhalde yakın  zamanda anlayacağa benziyor.