Kültürel farklılıklar ve toplumsal zenginlik

Büyük değişimler, kültürel farklılıklar, hibrit (melez) kimlikler, göçmenlik ve mültecilik gibi konular, Avrupa’daki sosyal bilimcilerin gündemini oluşturmaya devam ediyor.
‘Yeni gelenler, yerleşik toplum için bir tehlike mi yoksa bir zenginlik mi?’ sorusu, farklı cevapları ve yorumlamaları beraberinde getiriyor.
Siyaset bilimci Kiza Magendane, bu tartışmalara farklı bir yaklaşım getiriyor. Magendane’ne göre, toplum olarak, yeni gelenlerden çok şey öğrenebiliriz.

Kiza Magendane, Hollanda’nın haftalık dergilerinden Vrij Nederland’ın son sayısında (30 Temmuz), ‘Toplum olarak, yeni gelenlerden çok şey öğrenebiliriz’ başlığıyla, uzun bir makale yayınladı. Magendane makalede, toplumsal olarak zor günlerin yaşandığı bir dönemde, göçmenlerden öğreneceklerimiz olduğunun altını çiziyor.


Göçmenler, genellikle ırkçılık, ayırımcılık, korku, güvenlik ve kimi siyasilerin seçim malzemesi olarak gündemde tutulmaktadır. Göçmenlerin, farklı kültürlerinden dolayı toplumsal zenginliğe olası katkıları, kamu oyunda ve karar vericiler tarafından göz ardı ediliyor. Kiza Magendane’nin bazı görüşlerini siz değerli okuyucularımla paylaşmak isterim.


Hükümetlerle vatandaşlar arasındaki ilişkilerin artık değiştiğini belirten Magendane, hükümetlerin büyük ölçüde, uluslararası gelişmeleri hesap ederek, vatandaşlarını canlı ve iyimser tutmak için mücadele ettiklerini söylüyor. Toplumun ekonomik, kültürel ve psikolojik korkulara yol açan eksponansiyel değişimler geçirdiğine dikkat çeken Magendane, tam da bu noktada siyasetçilerin vatandaşa bir perspektif sunmalarında zorlandıklarını belirtiyor. Bunun bir sonucu olarak da, vatandaşın yaşadığı ‘kalıcı güvensizlik duygusuna’ kolay cevap veren popülizm yükseliyor. Diğer taraftan, psikolojik ve ruhsal belirsizliği gidermek için, rehberler, koçlar, psikologlar ve yoginilerin kursları da yükselişe geçiyor.

Günümüzde, Hollandalılık kimliğinin, hakim norm ve değerlerin, geleneklerin hiç olmadığı kadar, tartışmaya açıldığını söyleyen Magendane, hükümetin ve bir çok kuruluşun tarihteki siyah sayfalara bakmadan, kapsayıcı bir topluma katkıda bulunmak istediğinin altını çiziyor. Oysa, toplum büyük dönüşümler geçiriyor. Bu noktada hepimiz bu değişimlerle başa çıkmak için cevaplar arıyoruz. İşte tam da bu noktada, geçmenler ve topluma yeni katılanlar, belirsizliklerle baş edebilmeye yardımcı olabilirler. Onlar bize ayna olabilirler. Nostaljiyi bırakıp, yeni gerçeklerle yüzleşmemizi sağlayabilirler.

Bunun için, göçmenleri ve yeni katılanları garip veya tehlike olarak görmeyip, onları toplumun onurlu üyeleri olarak görmemiz gerekmektedir. Magendane’ne göre, araştırmalar, farklı bakış açılarının ve deneyimlerin daha iyi ve daha yaratıcı kararların alınmasına yol açtığını defalarca göstermiştir. Görüş ve deneyimlerin çeşitliliği, günümüzde karşı karşıya kaldığımız büyük soruların çözümü için en iyi stratejidir. Öyle ki, çoğulcu bir ortamda yetişen insanlar, çok kültürlü toplumu önceden bir drama ilan etmek yerine, bir gerçeklik olarak kabul etmemize yardımcı olabilir.

Bizzat yaşadığımız belirsizliklerin üstesinden gelmek için harcayacağımız çabada, göçmenlerin deneyimleri ve yeni gelenlerin deneyimlerini ve iç görülerini ciddiye almamız gerektiğini söyleyen Magendane, eski alışkanlıklarımızın geride kaldığını cesaretle söyleyecek liderlere ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Bunun için göç ve yabancılaşma kavramlarının tanımının, sadece coğrafi olarak değil, aynı zamanda psikolojik olarak genişletilmesi  gerekiyor. Hibrit kimliklere sahip olanların, Hollanda toplumunun faydasına işler yapabilecekleri algısının oluşması gerekmektedir.

Siyaset Bilimci, Kiza Magendane’nin görüşlerinden hareketle, toplumların büyük değişimler yaşadığı günümüzde, göçmenler ve yeni gelenler, yeni soruların cevaplanmasına yardımcı olabilirler. Bunun için, Avrupa’da kolaycılığı seçen popülist liderler yerine, akli selim karar vericilerin, cesur çıkışları ve duruşları gerekmektedir. Göçmenlerin ve Avrupa’nın yeni yerli düşünürlerinin de, söz konusu toplumsal değişimde, nasıl bir rol oynayacakları üzerinde kafa yormaları kaçınılmazdır.

Veyis Güngör
3 Ağustos 2022