Covit-19 salgınının yayılma hızı yavaşladı… Önlemlerin bir bölümü kontrollü gevşetiliyor ama sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına sıkı sıkı uyacağız bir süre daha… Çünkü aşısı, ilacı henüz yok… Salgın akla gelebilecek tüm alanlarda etkisini gösteriyor henüz… Covid-19 salgını, yaklaşık altı aydır dünyanın ana gündemi… Bu salgın bize pek çok şey gösterdi… En başta pek çok ülkenin sağlık sisteminin ve ani krizlerle mücadele becerilerinin yetersizliği açığa çıktı… Gelecekte bir ülkenin itibarı sadece gücü ile değil belki de salgınlar ve ani krizler karşısında sergileyeceği başarı nispeti ile de belirlenecek.

* * * *

Koronavirüs pek çok insanı sevdiklerinden koparıp aldı. İnsan sağlığına yönelik saldırısı umarız daha fazla ölümler yaşanmadan er veya geç önlenecek, ama dünyada nasıl bir etkiyi tetikledi, salgın sonrası nasıl bir dünyada yaşayacağız bilmiyoruz… Salgın sonrası için fikir, düşünce jimnastikleri yapılıyor ancak kesin öngörülerde bulunmak öyle kolay değil… Ama dijitalleşme konusunda endişeler dağılmış gözüküyor. Beklenilenin üstünde bir hızda online eğitimlere, home-office çalışma sistemine geçildi. Pek çok üniversite Zoom gibi uygulamaları kullanarak derslerine devam etti… Devletler de toplantılarını dijital dünya aracılığıyla yapmaya başladılar.

* * * *

Salgın sonrası yeni sektörlerin, yeni mesleklerin eskilerinin yerini alacağı, yeni iş olanakları doğacağı tahmin ediliyor. Dijitalleşme ve mobilite sayesinde bu sürecin daha hızlı ilerlemesi de bekleniyor. Vasıfsız işçilerin yerini alacak otomasyon sistemleri sosyal yapıyı da etkileyeceği işaret ediliyor. Salgın temel gıda ve ihtiyaç maddeleri üretiminin, hizmet sektörlerinin önemini ortaya çıkardı. Tarım ve gıda güvenliği gittikçe daha fazla önemli hale gelecek… Gelecekte ihtiyaç maddelerini üretenlerin ve hizmet sağlayanların ekonomide esas aktörler arasında belki ön sıralarda olacağını işaret ediyor. Krizle mücadele için ekonomi paketleri incelendiğinde bu sektörleri korumaya yönelik önlemlerin ağırlıklı olması bu öngörüyü kuvvetlendiriyor…

* * * *

Covit-19 salgını dünyada en etkili aktörün ‘devlet‘ olduğunu da gösterdi sanırım… Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası kurumların çoğu kez etkin olamayacağını gösterdi. AB ise bunun bir başka örneği… İtalya ve İspanya başta olmak üzere Güney Avrupa ülkelerinden haftalarca yükselen ‘Nerede bu Avrupa Birliği… Bugün yardım etmeyecekse ne zaman edecek…‘ feryatlarından aylar sonra AB Komisyonu 750 milyar Euro destek paketi gündeme getirdi ama şimdi de paketin nasıl, ne zaman uygulanacağı bilinmiyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen 26 Mart 2020 günü Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu‘nda salgınla ilgili konuşmasında, ‘AB’nin sadece 'güzel havalar için kurulmuş bir Birlik olmadığı kanıtlaması gerektiğinde, birçoğumuz yağmurlu havada şemsiyeyi paylaşmayı reddetti‘ dedi. Bu yüzden AB üyesi ülkelerin daha önce devrettiği yetkileri zamanla geri alma çabalarına girebilecekleri dahi iddia ediliyor…

* * * *

Salgından sonra küresel üretim sürecinin sonuna gelineceği de konuşuluyor. Küresel imalat sanayinin yüzde 30’unu kontrol eden Çin’e tedarik zincirinde bağımlı olmanın dezavantajlarını dünya net şekilde gördü. Küresel üretim merkezinin Asya ve Çin’e kaydırılmasına son verileceği tahminler arasında… Küresel tedarik zincirinde hem Batı’ya hem de Doğu’ya yakın Türkiye için büyük avantaj sağlayabilir. ‘Her sorun, içinde bir de fırsat barındırır‘ diyor bir filozof…