Geçenlerde ilginç bir istatistik çıktı önüme…

Türkiye’de okuma alışkanlığı ile ilgili yapılan araştırmada;

  • Kitap,  ihtiyaç listemizin 235.sırasında yer almış!...
  • Çocuklara “kitap hediye etme” sıralamasında Türkiye, 180 ülke arasında 140. durumda…
  • Kişi başına düşen “kitap” sayımız 7,6…
  • Bir günde internete ayırdığımız ortalama saat: 5,6…
  • Bir günde televizyon izlemeye ayırdığımız ortalama saat: 5,5…
  • Ülkemizde kitap okumaya ayırdığımız süre ise günde sadece 1 dakika!...
  • Ülkeler arasında Türkiye’nin kitap okuma oranı binde bir… İngiltere ve Fransa’da bu oran yüzde 21…
  • Dünyada kişi başına kitap harcaması 1,3 dolarken; Türkiye'de bu rakam 25 sent...
  • Okuma alışkanlığında ülke olarak 86.sıradayız..

Bu rakamlarla çelişen başka sonuçlar da var:

  • Uluslararası Yayıncılar Birliğine göre, “yayıncılık” sektöründe Türkiye 11.sırada!...
  • Yayın sayımız her yıl artmış… 2021 yılında 70 binden fazla kitap basılmış!...

Kitap çok, ama okuyan yok!

Ülkemizde en fazla kitap okuyan iller sıralamasında ilk on şöyle:

  • Muğla, Ankara, İstanbul, İzmir, Çanakkale, Tunceli, Eskişehir, Edirne, Antalya, Kocaeli…

En az kitap okuyan coğrafi bölgemiz Güneydoğu Anadolu… Karadeniz sondan üçüncü sırada!...

Erol Yılmaz’ın “Kitapsızlar” isimli ilginç bir kitabı var… Şiddetle tavsiye ederim… Türk toplumunun kitap okuma ile ilgili gerçeklerini su yüzüne çıkarmış…

Maalesef okumaktan nefret eden bir toplum olmuşuz…

Bilgi çağında, bilgiden uzaklaşıyoruz…

Fiyat ve zaman gibi bahanelerin ardına saklanıyoruz…

Gerçekte, okumayı artık sevmiyoruz!...

Kitap ve kütüphane, medyaya mağlup olmuş!

Bilgi ve kitap arasındaki ilişki gün geçtikçe unutuluyor…

İnternet arama motorları en popüler bilgi kaynağı(!) haline gelmiş…

Bu alışkanlık hayra alamet değil…

Kitapsızlık” eskiden büyük bir hakaret sayılırdı…

Şimdi toplumun gerçeği haline dönüşüyor!

Görev yaptığım okulda öğrencilerin hiçbirinin elinde kitap göremiyorum…

Kitap taşımayı düşüklük sayıyorlar!

Hele de erkek öğrenciler…

Kitap okumayı ceza gibi görüyorlar!...

Bu konuda ailelere çok büyük sorumluluk düşüyor.

Kitabın değeri önce evlerde gösterilmeli…

Okumaya ayrılan zamandan feragat edilmemeli… Eğitim çağındakilere iyi örnek olmalı…

Kitap okumadıkları sürece, çocuklarınız ne kadar zeki olursa olsun; o zekasını ortaya çıkaramayacaktır! Yeteneklerini kullanamayacaktır!..

Benim kuşağım ve benden önceki birkaç kuşak bu konuda şanslıydı…

80 öncesi gençlerin hatıra fotoğraflarına bakın… Çoğunun elinde kitap görürsünüz:

  • Bundan dolayı utanmazlar, ayıplanmazlar…

Akıllı telefonlar, internet ve görsel medya insanımızı tembelleştirdi…

Çalışmaktan, üretmekten uzaklaştık…

Yan gelip yatıyor, tükettikçe tüketiyoruz!...

Halbuki dünya gittikçe daha da acımasızlaşıyor!

Ülkelerin yaşadığı uluslararası rekabet hızını artıyor, kapsamını genişletiyor…

Kimse kimsenin gözyaşına bakmıyor.

Aynı ırktan oldukları halde Rusya Ukrayna’ya insafsızca saldırdı!...

Avrupa ve ABD,  it dalaştırır gibi, düşmanlarını zayıflatmak adına bu savaşı sürekli körüklüyor!

Akıllı olmak lazım…

Akıllı olabilmek için de okumak lazım…

Bol bol kitap okumak…

ABD eliyle gerçekleştirilen 12 Eylül darbesinden sonra, milyonlarca silahla birlikte, milyonlarca kitap toplatıldı bu ülkede…

Ve silahmış gibi imha edildiler!

Çoğu edebi eser “yasak yayın” muamelesi gördü!...

1984 yılında Giresun İmam Hatip Lisesi’nde, Yaşar Kemal’in “Yer Demir, Gök Bakır” isimli romanını okumaktan ceza aldım ben!... İdarede dayak yedim!...

Çok şükür, aştık artık bunları…

Okuduğunuza karışan-eden yok şimdi…

Ankara’da inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi devletin bu konudaki iradesini apaçık gösteriyor…

Şimdi sıra Okul Yöneticilerinde:

İhtiyaç listemizde, kitabı en başa yazmanın zamanı geldi artık…

  • Kütüphanesiz okul olmasın…
  • Kimse “kitapsız” kalmasın…