MEDYA

Kemal Sunal filmlerini aratmayan bürokrasi

28 Şubat sürecinde fişlendiği için memuriyet hakları elinden alınan gazeteci Cüneyt Alphan'ın, hak arayışındabürokrasi duvarını bir türlü aşamıyor. Son olarak derdini twitter üzerinden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e anlatan Alphan'a verilen cevap tam da Kemal Sunal filmlerini hatırlattı...

İşte Cüneyt Alphan'ın Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Faruk Çelik ile yaptığı resmi yazışmalar;

Faruk ÇELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı


Sayın Bakanım;


Tarafıma gönderdiğiniz 20/01/2014 tarihli ve 27976856/622.01/165 sayılı mektubu aldım.


Söz konusu mektupta “Sayın Bakanımıza hitaben göndermiş olduğunuz dilekçeniz ilgisine binaen Devlet Personel Başkanlığı tarafından incelenmiş olup, cevabı yazının bir sureti ilişikte sunulmuştur.”denilmektedir.


Ancak daha önce yanlışlıkla BİMER tarafından dosyamın İstanbul Valiliğine gönderildiği, yine yanlışlıkla sizin tarafınızdan Mehmet Doğan' gönderilen cevabın bana gönderildiği (27976856/622.01/170 sayılı yazı) gibi bu cevapta da çok ciddi bir yanlışlık ve hata olduğu görülmektedir.


Çünkü Devlet Personel'in verdiği cevap; 29 Ağustos 2013 tarihinde Sayın Başbakan'ımıza gönderdiğim, BİMER tarafından size gönderilen, cevabın gecikmesi nedeniyle benim 13.11.2013 tarihinde erken cevap verilmesi için verdiğim dilekçeye binaen verilen cevaptır.


Dolaysıyla Aras Kargo belgesinde de görüleceği gibi Zat-i Alinize gönderdiğim dosya 03.12.2013 tarihli olup, verilen ret cevaba dair itirazım ve konunun tekrar incelenmesi talebimden dolayı Zat-i Aliniz tarafından 05.12.2013 tarihinde Devlet Personel Başkanlığı'na dosyamın tekrar incelenmesiyle ilgili bir ek yazı ve dosyadaki belgelerle birlikte gönderilmiştir.


Gerek sizin Özel Kalem memurlarından ve gerekse Devlet Personel Başkanlığı Özel kaleminden bana telefonda şifahen verilen bilgide; Devlet Personel Başkanı Sayın Kumbuzoğlu'nun Sayın Bakan'a konuyla ilgili bir bilgi notu gönderdiği, bu bilgi notunda da;


Mağduriyetimin giderilmesi için “Yasal düzenlenmenin yapılması, ya da konuyla ilgili Çalışma Bakanlığı'nın çalışma takdiri Sayın Bakanımıza aittir.” ifadesinin bulunduğu defaaetle tarafıma belirtilmiştir.


Özetle sizin bana göndermiş olduğunuz cevap, benim Zat-i Alinize göndermiş olduğum dosyayla ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca arzu ederseniz tweetter hesabınıza yazdığım ve Zat-i Alinizin “ilgilenceğim” tweetini, tweetin tarihini de bulabilir, yine konumla alakalı çıkan haberleri attığım twetter duvarınızda da okuyabilirsiniz.


Bununla birlikte yine Ak Parti Genel Sekreteri Sayın Haluk İpek, konumla alakalı size referasn mektubu göndermiştir. Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Sadık Yakut size referans mektubu göndermiştir. Aralık 2013 tarihinde vermiş olduğum dosyanın akibetiyle ilgili, Ağustos 2013 tarihinde sizden cevap istemem, bununla ilgili dilekçe vermem , takdir edersiniz ki akla ve mantığa sığmaz. Bunu yapabilmem için de elimde bir sihirli değneğinin olması gerekir. Ayrıca Zat-i Alinizden cevap için de dilekçe vermedim.


Olmayan bir dilekçenin olmuş gibi cevap verilmesinin takdirini size bırakıyorum.


Sayın Bakanım;


Daha önceleri Sayın Başbakan'ımızın defaatle dile getirdiği gibi hantal bürokrasinin hantal bürokratları insan hayatını ne kadar kolayca ve rahatça harcayabildiklerini söylemiştir. Bu olayda da benim hayatımın ne kadar kolayca harcadıklarının ve insan hayatına değer verilmediğinin de açık ispatıdır.


28 Şubat sürecinde sadece mesleğim olan “gazetelik”ten ötürü fişlenmem sadece benim değil, benden dolayı abilerimin de “siyasi ve ideolojik olarak sakıncalı” olduklarıyla ilgili tutanaklar tutulmuş ve fişlenmişlerdir. (Bütün ilgili mahkeme kararları, tutanakları vs Zat-i Alinize bir dosya halinde sunmuştum)


Burada Devlet Personel Başkanlığının Zat-i Alinize gönderdiği ve Mağduriyetimin giderilmesi için “Yasal düzenlenmenin yapılması, ya da konuyla ilgili Çalışma Bakanlığı'nın çalışma takdiri Sayın Bakanımıza aittir.” ifadesinden de anlaşılacağı gibi mağduriyetim kabul edilmiş olup takdiri zati-alinize bırakmışlardır.


Daha önce “memuriyetten atılmadığın için memuriyette atanman yapılamaz” repliklerini hatırlatarak, zaten ilgili kolluk kuvvetleri Anayasanın 125. maddesi, taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, TCK ve ilgili maddelere aykırı bir şekilde beni fişlemiş ve memur olmam engellenmiştir.


Memuriyeti anayasaya, adalete, insan hak ve hürriyetine ve masumluk karinesine aykırı olarak engellenen birine “sen memur olmadığın için memur olamazsın” argümanı ileri sürmek ne eşitlik ilkesine ve ne de insanlığın hiçbir kuralına sığmaz. Hayatım boyunca tek bir sabıkam da yoktur.


Sayın Bakanım;


Bu anlamda Zat-i Alinizden takdirinizi, empatinizi, sempatinizi ve vicdanınızı kullanarak karar vermenizi, hayatımı karartan bu fişlemeden ötürü mağduriyetimin giderilmesi ve uygun görülen herhangi bir kuruma atanmamın, gereğinin yapılmasını ve tarafıma cevap verilmesini saygılarımla arz ederim.


Cüneyt ALPHAN

ALPHAN'IN BAKAN FARUK ÇELİK İLE TWİTTER YAZIŞMALARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN


Cüneyt Alphan'ın bürokrasi ile yaşadıkları Kemal Sunal filmlerini aratmayacak kadar traji-komik