İngiliz kral ve kraliçelerinin en şahane mezar taşlarına sahip olduklarını mı düşünürsünüz? Ayrıntılı bakınca görkemli bir mezarı hepsi de hak etmedi gibi…Hatta…bir tanesinin gömü yerinin neresi olduğu bile belli değildi 527 yıl boyunca. 26 Mart 2015 yılında bir hanedan mensubu, bir krala yakışır şekilde ve mezarında rahat uyuduğuna inanılarak defnedildi…Kral Üçüncü Richard.

Kambur ve acımasız kral Richard…yeğenlerini Londra Kulesi’ne hapsedip ardından diri diri gömdüğü söylenen Richard. Savaş alanında ‘Atım!…Krallığım!’ diye bağırarak ölen ve devamında Shakespeare ile ölümsüzleştirilen, savaşta ölen son İngiliz kralı…Kral Üçüncü Richard.

İngiltere’nin en korkunç ve hain kralı kabul edilir ama bu biraz da savaşın galiplerinin tarih yazıcılığıdır. Devamında Shakespeare’in kaleminin gücüyle iyice ‘kötü ve hain olarak hatırlanması istenen kral’ olduğu artık modern tarihçiler tarafından kabul ediliyor.

Defnedilme yıldönümünde hayatına bakalım dedim.

Tahtta olan kardeşi 4. Edward geçince Richard da Gloucester Dükü oldu. York’ta komutanlık yaptı, 18 yaşında savaşmaya başladı ve 25 savaş yönetti. 1482 yılında İskoçya’da yeniden İngiliz rüzgarı ve korkusu estirdi. Kardeşi Edward ölünce onun henüz 12 yaşındaki oğlunun tahta çıkma hazırlıkları sürerken Richard anne babasının evliliklerinin çocuğun tahta çıkmasına engel teşkil ettiğini ilan etti. İki eşlilik…bu da çocuk Edward’ın gayrimeşru olarak kabul edildiği, tahta çıkamayacağı ve Richard’ın kendisini ‘tahtın meşru varisi’ gördüğü anlamına geliyordu. 1483 yılının Haziran ayında planlanan çocuk Edward’ın tahta geçmesinin önüne bu şekilde geçildi ve Richard kendisini kral yaptı, 6 Temmuz 1483 yılında, Üçüncü Richard olarak…

Edward ve kardeşinden de bir daha haber alınamadı. İddiaya göre Richard onları Londra Kulesi’ne hapsetti ve devamında da gömdü. Hatta diri diri bile olabilirdi bu. O sebeple bu çocuklara ‘Kulenin prensleri’ denir ve bugün Londra Kalesi’nin en ilgi çeken, inanılan, iç acıtan tarihi hikayesidir ama ne kadar gerçek olduğu ispatlanamamıştır. Sadece yapılan arkeolojik kazılarda bulunan çocuk kemikleri Richard’ı biraz daha zora soktu.

Peki Beşinci Edward kimdir diye bakarsanız…hiç başa çıkmamış ve 12 yaşından beri kendisinden haber alınamayan, Londra Kalesi’ne hapsedildiği ve öldürüldüğünü dair iddialar kanıtlanamayan prenstir, taç giyinmemiştir, hiç krallık yapmamıştır ancak tahtın yasal varısı olduğu için kraliyet sıralamasında yeri vardır.

Richard sadece 2 sene tahtta kalıp iki ihtilal tecrübe etti, ikincisini de hayatıyla ödedi. Tudor Hanedanı mensubu Yedinci Henry onu Leicester yakınındaki Market Bosworth’da yendi. Ama yenerek hızını alamadı, Richard’ı aşağılayıcı bir şekilde katlettti, 16 kilometre boyunca bedenini sürükleyerek Leicester’da Grey Friars Kiliseciğine getirdi, törensiz gömüldü. Devamında Henry tahta geçti, Richard’dan farksızdı yaptıkları, sahtekarlıkları…hatta kendisini daha Richard’ı öldürmeden kral ilan etmişti bile.

Ama bunun için bir taca ihtiyacı vardı ve o da savaş meydanında yıkılan Richard’dan geldi. Henry savaşı kazanınca Richard’ın tacını hemencecik taktı. Ancak bu denilenlerin ve eserlerini Richard’tan 100 yıl sonra yazan Shakespeare’in yansıttıklarının ne kadarının gerçek olduğu bilinmez. Kral Henry’in hatırlanmasını istediği şeyler de olabilir. Ayrıca galip gelen Henry yendiği kuzeninin hanedanından, York’lardan bir evlilik yaparak iktidarını ve krallığını daha da halkı hale getirmeye çalıştı.

Bu surette Plantagenet Hanedanı son buldu, Tudor Hanedanlığı başladı. Ozan William Shakespeare’in de güçlü kalemiyle Richard hain, çirkin ve kamburundan dolayı ucube olarak tanıtıldı.. Manastırların yıkıldığı ve kilisenin gücünün elinde alındığı dönemde Richard’ın mezarının olduğu kilisecik de yok oldu. Cesedinin Soar Nehri’ne atıldığı bilinirdi. Ancak, 2012 yılında varlıkları ‘Facebook topluluğu’ olmaktan öteye geçemeyen ‘Kral Richard Sevenleri Derneği’ Leicester Üniversitesi’nden bir arkeolojik kazı yapmasını istedi. Çünkü Richard Osmanlı Tarihi’ndeki Abdülhamit Han gibidir adeta. Hataları ve verdiği eziyetin uydurma olduğu benimsenip bilinçli bir ‘yüceltme politikası’ yürütülür.

Bir otoparkta yapılan kazıda bulunan kemiklerin omuriliği eğri kralın olup olmadığına bakmak için DNA testi gerekti. Kendisinden sonra 23 farklı kral ve kraliçe gelip geçti ama direk akrabası olan kimse yoktur. Kralın kız kardeşinin 17. kuşaktan torunu Michael İbsen bulundu. Kuzey Londra’da yaşayan bir mobilya ustasıydı ve kemikleri karton kutuda bekleyen Kral Richard ile eşleştirildi. Bulunan kemiklerin bir krala, Kral Üçüncü Richard’a, ait olduğu teknoloji yardımıyla bulundu ama esasen kayıt tutma geleneği/uygulaması olmasaydı DNA testi bile işe yaramayabilirdi.

DNA testi sırasında yapılan kemik analizinde bir de aslında Shakespeare’in ‘pis bir şekil bozukluğu yığını’ olarak tanımlasa da Richard’ın kambur olmadığı skolyoz olduğu ama aslında sadece bir omuzunun diğerinden daha aşağıda olduğu anlaşıldı.

Ondan sonra doğan kraliyet bebeklerine hiç Richard adı verilmedi. George ve William isimleri en popüler olarak kaldı. Charles isminin tahta çıkma sırasında bir numarayı işgal eden birine neden konulduğu hala bilinmiyor. Birinci Charles’ın idamından, II. Charles’ın beğenilmeyen politikalarından ve yalancı şehzade III Charles’ın verdiği rahatsızlıktan sonra…ama George ve William çok yerinde isimler.