Kariyer kadınının fantezi hayatı

BEN harbi manyağım. Durup dururken kaşınıyorum.

Bugün kadınlar, özellikle de kariyer kadınlarının dünyasında, çok tehlikeli bir bölgeye giriyorum.
Otuzlarında mısınız? Çalışıyor musunuz?
Tartışacağımız konu, sizinle ilgili.
Kızmak, alınmak, öyle hemen Twitter’da sallamaya başlamak yok.
Varsanız, cesaretiniz varsa, hazır olun, elinize bir ayna alın...
Şov başlıyor...

ÇALIŞAN KADININ FANTEZİ DÜNYASI

Newsweek dergisi geçen hafta çok ilginç, aynı zamanda çok çarpıcı bir iddiayı tartışmaya açtı.
Konu, kapaktan şu ifade ile duyuruldu:
“Çalışan kadınların fantezi hayatı...”
Acayip gıcıklayıcı değil mi...
Hemen üzerine atılmayın, çünkü dosyanın çok çarpıcı bir iddiası var.
Şöyle özetleyebilirim:
“Otuzlu yaşlarındaki çalışan kadınlarda cinsel hayatta giderek erkeğe boyun eğme eğilimi yükseliyormuş...”
Buna çok da ilginç bir kavram bulmuşlar:
“Creative submission...”
Yani “yaratıcı boyun eğme”...
İş hayatında son derece başarılı, yükseklere tırmanmış, otoriter kadınlar, cinsel hayatlarında, kendilerini tamamen erkeğin arzularına teslim ediyormuş.
Ben okumadım ama tartışma, New York Times’ta “best seller” olan “Fifty shades of Grey” adlı bir kitapla başlamış.
Facebook ve Google araştırmalarına göre, kitabı alanların ve okuyanların çoğu, 20 ve 30’undaki şehirli kariyer kadınları.

BANA BAK, BEN SENİN NE İSTEDİĞİNİ ÇOK İYİ BİLİRİM

Bu eğilimi, “Girls” dizisindeki erkek karakterin şu sözleri ile özetliyor:
“Sen modern kariyer kadını, ben senin ne istediğini çok iyi biliyorum...”
Çok maço ve üstten bakan bir cümle değil mi.
Üç dakika sonra kadını dövmeye başlayacakmış gibi duruyor.
Durun, cümlenin arkası da var:
“Sen benden başka kimsenin kölesi olamazsın...”
İyice yüz bulan delikanlı orada da kalmıyor:
“Kılını kıpırdatırsan, oraya gelir seni yatağa bağlar, 3 gün boyunca orada bırakırım. Yani tam bu havadayım, ona göre...”
Üsluba bakar mısınız...
Allah’tan cümleler bana değil, dergideki çocuğa ait.
Kadın-erkek eşitliğini tam kafamıza sokmaya başlamışken, tuhaf bir gelişme değil mi...
Şimdi sıkı durun, yan tarafta “postfeminist erkeğin” doğuşuna tanık olacağız.

FREUD ve Jung’un bir kadın hastası ile ilişkilerini anlatan “A Dangereus Method” filminde irkiltici bir sahne var.
Psikiyatr, filmin kadın kahramanını yatağa bağlıyor ve kadın, erkeğin her isteğine boyun eğiyor.
Kadını oynayan Keira Knightley, bu sahne çekilmeden önce 3-4 shot votka içtiğini söylemişti.
Modern kadın için, “erkeğin her isteğine boyun eğmeyi” itiraf etmesi kolay bir şey değil.
O nedenle çoğu bunu sadece bir “cinsel fantezi” olarak kabul ettiğini söylüyor.
Ancak bazı psikologlara göre durum sadece cinsel bir fantezi ile açıklanacak kadar basit değil.
Kadınların bir kısmı bunu geçekten istiyor. Dergide çok irkiltici ve tehlikeli bir saptamadan bile söz ediliyor.
Bazı kadınlar bunu “tecavüz fantezisine” kadar bile götürebiliyormuş.

MÜJDE, MAÇO ERKEK HAŞMETİYLE DÖNÜYOR

Newsweek’in yazarı soruyor:
“Kadının kendini erkeğe teslim etmesi veya bunu oynaması neden bu kadar ilginç bir şeydir?”
Cevap yerine bir soru daha soruyor:
“Acaba iktidar, her zaman rahat bir şey değil midir?”
Dergi, çalışan kadındaki bu eğilimin “postfeminist bir erkek tipinin” ortaya çıkmasına yol açtığını da söylüyor.
Daha 2-3 yıl önce “erkeğin ölmekte olduğunu” konuşuyorduk, şimdi ise tam tersine “maço erkeğin doğuşunu” müjdeliyoruz.
Yanlış anlamayın, erkeklere değil, “kendini teslim etmek isteyen kadına” müjdeliyoruz.

PSİKOLOG AÇIKLAMASI: ‘MUTLU CONVERGENCE’

Bütün bunları nasıl açıklayacağız?
Beni aşar. İşi psikologlara bırakıyorum.
Sadece Newsweek’in şu yorumunu yapıp kenara çekileceğim:
“Bu, superficial transgression’la, comfortable archetypes; blushing virgin’le, whips arasındaki happy convergence’tır...”
Kadın arkadaşlar, lütfen, lütfen bana ateş etmeyin.
Ben sadece piyanistim...

(Hürriyet)