Hadi al vicdanını eline, bak bakalım akrep yelkovana mı yine ebe? Ona söz dinletirsen, geçirirsen birkaç mevsim, belki ayaklanır kasvete bürünmüş solgun hevesin. Vicdanın fecre vurduğunda, ahvalin çıkar yerin dibinden, tutarsın nefesini kurtarırsın kolunu belini büken şehir iblisinden.

Neptune E. Kosi / Şehir Gölgeleri

Yalnızlığın hıçkırık duvarına yaslanıp karanlığın soluğunu çeksen içine yine görünmezsin bu alemde

Umut etmek güzel amma kendini kandırmaktan kaç adım öteye gitmiş bu sancılı diyarda.

Herkes birer aldanış hepsi birer yakarıştan ibaret naif ruhunun kırılganlığında.

Düzen içinde gitmesi gereken gecenin sabahında aniden gece yarısına dönmek gibi yeniden başlamak bu sancılara.

Her gördüğün ışık huzmesine aldanıyorsun, gecenin sabahı olacak sanıyorsun

O dediğin başka alemde olur, sen hiçliğin karanlığındasın ne sabahı göreceksin ne ışığı.

Ne sende olan gibi kalpliyle yan yan geleceksin ne de kendin gibi gerçek olanla.

Bir varmış bir yokmuş gibisin, düştüğünü gören tek bir şey dahi olmayacak amma gözyaşın nehirlere karıştığında içecekler umarsızca o tatlı acıdan.

Çıkış yolları bir tek sana kapalı kalpli ruh, heba olup gidene kadar umut mu edeceksin?

Kaç kere başına düşen yıldırımdan kurtuldun sen. Yaralandın ama vazgeçmedin.

Sonsuzluğa karışana dek yeniden hazırla kendini bu kötülüklere karışmaya

Senden başka iyi yok artık anla! Neyi ne sanıyorsan bırak artık kendini kandırma!

Senden başka kalbi olan yok artık anla

İstersin ki mucizeler seni bulsun sana görünsün sen bu yaşadıklarından sonra senden başka mucize olmadığına inansan iyi edersin kalpli ruh.