“Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim” demiş Bedri Rahmi Eyüboğlu.

“İnsanın uyduruk dostu olacağına, sağlam düşmanı olsun” demiş Ebru Oşar. 

Çok çekmişimdir dost düşman tartışmalarından. Sonunda gerçekten karar verdim ki, kaliteli bir düşmanla her zaman dost olma şansın vardır, ama uyduruk bir dost sadece yüktür, adam olma şansı da hiç yoktur.

Ahlaklı bir düşmanın amacı seni devirmektir, asla senden başkasına zarar vermez. Seni yaralar, seni çökertir ama hamlelerin yönü bellidir. Sağ gösterip sol vurana veya sen uyurken saldırana düşman değil “adi” veya “yüreksiz” denir.  Yani iyi bir düşmanın varsa hep çalıştığın yerlerden kırılırsın. Haliyle ayağa kalmak için daha çok çalışırsın.

Düşmanından korkmalısın, bembeyaz kesmeli ve bu düşmanlığı bitirmek için ayağını denk almalı, hatta barışmak için çırpınmalısın. Ya da sen de zarar vermek istiyorsan, hep gözüken yerlerden vermelisin. Oyun karşılıklı oynanacaksa bile, dürüstçe oynanmalı. Gün gelir bükemediğin eli öpmek durumunda kalırsın. 

Düşmanlık bunu gerektirir.

Hatta bazen düşmanlık ateşkes gerektirir.

I.Dünya Savaşı'nın en soğuk ve çaresiz ortamında, kan içinde ve donmuş arkadaşları yanlarında yatarken düşman Alman ve İngiliz askerlerinin siperlerinden Noel şarkıları yükselmeye başladı. Biraz sonra Alman askerleri siperlerinden dışarı çıkmaya başladılar. İngiliz keskin nişancıları da, silahları bırakıp, siperlerinden çıkan diğer İngiliz askerlerine katıldılar. Bu rütbesiz düşman askerler o gün Noel Ateşkesi yaptılar. O gün düşmanlık olmazdı, o gün hepsinin aileleri, evde Noel kutlayıp, o askerleri özlüyorlardı. Onlar da ailelerini. Herkes kendi dilinde Noel şarkılarını söylemeye devam etti. Sonra birbirlerine ailelerinin resimlerini gösterdiler, bir farkettiler ki çoğu, birbiri gibi işçi çocukları. Bir tanesi futbol maçı yapmayı teklif etti, top bulamadılar, teneke kutu ile maç yaptılar. Sonrasında yüksek rütbeli subaylar da katıldı bu ateşkese. Çoğu, belki de hayatlarının en son Noelini, onları en zayıf anlarında sırtlarından vurmayan düşmanları ile yanyana geçirdi. Ertesi gün ateşkes bitti, yaklaşık 100 asker öldü akşama kadar. Ama düşman güçlerin bu dostluğu hiç unutulmadı.

İşte ben buna Kaliteli Düşmanlık derim.

Olacaksanız böyle olun, ki bir gün dost olursak birbirimizin yüzüne bakacak halimiz olsun değil mi?

Yoksa kimse her türlü mecrada avaz avaz bağıran düşmanı dehşet verici bulmuyor bence. 

Bedri Rahmi'ye saygım sonsuz ama ben gerçek düşmanlarıma güveniyorum, gün gelecek birlikte şarkı söyleyeceğiz.