MİHRİŞAH SAFA

LONDRA

Longdra’da faaliyet gösteren Britanya Türk Kadınları Derneği, Dünya Kadınlar Günü’nü, T.C Londra Başkonsolosu Çınar Ergin ve eşi Deniz Ergin’in ev sahipliğinde kutladı.

Başkonsolosluk Konutu’nda düzenlenen “Bugünden Yarına Çalışma Hayatında Kadınlarımız: İlham Veren Hikâyeler” başlıklı, moderatörülüğünü tanınmış tiyatro sanatçısı İnci Türkay’ın yaptığı panelde, her biri kendi dalında ödüllü akademisyenler Yasemin Allsop MBE, Ahu Gümrah Dumanlı-Parry, Özge Öner ve keman sanatçısı Ezgi Sarıkçıoğlu yer aldı.

BTKD’nin üye ve dostlarından çok sayıda kadının katıldığı kutlamada, konuşmacılar İngiltere’ye nasıl ve neden geldiklerini, çalışma hayatında kadın olarak karşılaştıklarını anlatarak, konuklara “Hayallerinizin peşinden koşmayı bırakmayın” mesajını verdiler.

Başkonsolos Çınar Ergin ve eşi Deniz Ergin’in ev sahipliğinde gerçekleşen kutlama, Konsolos Mert Sav’ın konuklara hoş geldiniz konuşmasıyla başladı.

İdlib şehitlerini anarak konuşmasına başlayan BTKD Başkanı Servet Hassan, evlerini bu özel gün için açan Başkonsolos ve eşine teşekkür ederek, konuklara “hoş geldiniz” dedi.

Servet Hassan konuşmasında, “Günümüzde Türk kadını sadece anavatanımızda değil, dünyanın çeşitli ülkelerinde müthiş başarılara imza atıyor. Onların başarılarıyla gurur duyuyoruz. Daha yaşanabilir bir dünya için toplumun yarısını temsil eden kadınların hayatın her alanında hem aktif olmaları hem de söz sahibi olmaları en büyük dileğimizdir” dedi.

BAŞKONSOLOS ERGİN: “TÜRKİYE KADIN HAKLARI KONUSUNDA HERKESTEN ÖNCE ADIM ATTI”

Daha sonra Başkonsolos Çınar Ergin, konuklara hitap etti. İdlib’de geçtiğimiz hafta şehit olan askerlerimiz için duydukları üzüntüyü dile getirerek, şehitleri saygıyla andı.

Başkonsolos Çınar Ergin, kadının erkekle beraber, eşit olarak hayatı yaşamak ve daha güçlü olmak amacıyla sarf ettiği çabalarını desteklemek gerektiğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kadın hakları konusunda birçok ülkeden önce adım attığını, kadınların özgürleştirilmesinin cumhuriyetin ilanıyla başladığını söyleyerek, şöyle devam etti:

“1926’da Medeni Kanunun, 1934 yılında ise kadınlara seçme ve seçilme hakkını sağlayan kanunun kabulü, Türkiye’nin bu konuda attığı en önemli adımlar arasındadır. 1925 yılında Süreyya Ağaoğlu ilk avukat, 1930’larda Safiye Ali ilk doktor, 1940’larda Semiha Berksoy ilk opera sanatçısı, Sabiha Gökçen dünyanın ilk kadın savaş pilotu, 1971’de Dr. Türkan Akyol ilk kadın bakan, Filiz Dinçmen ilk kadın büyükelçi, Tansu Çiller ilk kadın başbakan olmuştur. Kadının daha özgür hale getirilmesi için daha fazla çalışılmasına inanıyoruz.”

“İLHAM VEREN HİKÂYELER: HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞUN!”

Panelin moderatörlüğünü yapan tanınmış tiyatro sanatçısı İnci Türkay, konuşmasına kendini tanıtarak başladı. Üç yıl önce oğluyla birlikte, hayallerinin peşinden İngiltere’ye geldiğini kaydeden Türkay, Mustafa Kemal Atatürk’ün ünlü sözü “Dünya üzerinde gördüğünüz her şey kadının eseridir” sözleriyle konuşmasına başladı. Daha sonra panelde yer alan konuşmacılar, kendilerini tanıtarak, neden ve ne zaman İngiltere’ye geldiklerini, kendilerine ilham veren kişileri anlattılar.

Kraliçe 2. Elizabeth’in Haziran ayındaki Onur Listesi’nde MBE payesine layık görülen Yasemin Allsop, 1999 yılında, Türkiye’de Psikolojik Danışmanlık eğitimini bitirdikten sonra lisan öğrenmek için İngiltere’ye geldiğini belirtti, şunları anlattı:

“Geldiğimde öğretmenlik yapmak hiç aklımda yoktu. Lisanım da zayıftı. Hızlandırılmış İngilizce dersi aldım ve 5 yıl Islington’da, 5 yıl da Edmonton’da öğretmenlik yaptım. Bilgisayar kullanmayı burada öğrendim. İlkokul öğretmenliği yaparken, master ve doktora çalışmamı tamamladım. Diplomanız sadece diplomadır. Bize değer katmaz. Bize değer katan kişiliğimizdir. Bana ilham veren kişi hiç okula gitmemiş, okuma yazma bilmemesine rağmen gayretiyle çok şeyi öğrenen annemdir. Başbakan iken Theresa May’den bir mektup aldım ve beni MBE ödülüne aday göstereceğini bildirdi. Geçtiğimiz Haziran ayında Kraliçe 2. Elizabeth’in MBE ödülüne layık görüldüm” diye konuştu.

Ahu Gümrah Dumanlı-Parry, BP-ICAM tarafından ilk defa verilen Dame Kathleen Londsdale ödülünü kazanmasının kendi araştırma grubunu kurması açısından olanak sağladığını belirterek, şunları söyledi:

“Sanatçı bir aileden gelmeme ragmen, çocukluğundan beri bilim insanı olmak istiyordum. Bahçemizden çiçek toplayıp kolonya yapardım. Tüm renkleri karışıtırıp, bozuk plaklar üzerinde döndürerek beyaza dönüştürürdüm. Bilime hep merakım oldu. 15 yaşında üniversiteye başladım. Hacettepe, ODTÜ, Sabancı Üniversitelerinde eğitim, çalışma hayatından sonra Cambridge Üniversitesi’ne geldim. Burası gerçekten çok ilham verici bir ortam. Ait olduğum yerde bulunduğumu gördüm. Akademik kariyerin benim için çok iyi olduğunu anladım. Kazandığım ödül ile 5 yıl bağımsız araştırma bütçesi yanısıra biyometrik fonksiyonel malzemeler konusunda kendi araştırma grubumu kurmama olanak sağlandı. Ürettiğim bilim ve teknolojik gelişmeleri toplumla paylaşma ve anlatma konusuna da ayrı bir önem veriyorum“.

Geçtiğimiz yıl İsveç’te İktisadi ve İdari Bilimler alanında çalışmalar yapan 35 yaş altı araştırmacılara verilen “En Başarılı Genç Araştırmacı” ödülünü kazanan, Cambridge Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Özge Öner, aynı gün yarım maraton koşarak panele geldiğini belirterek, şunları söyledi:

“Asker baba ve devlet memuru bir annenin tek çocuğuyum. Çok güzel bir çocukluk yaşadım, kız olduğum için herhangi bir cinsiyet ayrımı yaşamadan özgür bir alanda büyüdüm. Kendime rol model olarak gördüğüm hocam erkil bir ortam olan akademik dünyada bile kadınlığımdan vazgeçmemi öğütledi. Yurt dışında yaşamaya hiç niyetim yoktu. 12 yıl İsveç’te yaşadım. Hem İsveç’te, hem İngiltere’de potansiyelime güvenip, bana yatırım yapanlar oldu. Başvuru yapmadığım bir yarışmaya aday gösterilip kazanmış olmak beni çok mutlu etti, motivasyonumu arttırdı"

Eğitimine Londra Royal College of Music’de devam eden ve çeşitli ülkelerden müzik ödülü kazanan keman sanatçısı Ezgi Sarıkçıoğlu, 3 yaşından beri müzikle iç içe olduğunu, müziğe meraklı babasının bu nedenle adını Ezgi koyduğunu belirterek, İngiltere’ye gelişini, ilham kaynaklarını şöyle anlattı:

“Müzik hep hayatımda vardı. 7 yaşında Türk müziği korosunda şarkı söylemeye başladım. 10 yaşında da konservatuar sınavlarına girip, kazandım. Her zaman kemanı çok sevdim. Sahneye çıktığımda kemanın benim hayatım olduğunu anladım. İlham kaynaklarım hep hocalarım oldu. Hocam Cihat Aşkın en büyük ilham kaynağımdır. Şu anda da dünyaca ünlü keman pedagogu Prof. Itzhak Rashkovsky’nin sınıfına devam ediyorum. Üç yıldır Londra’dayım. İlk geldiğimde eksiklerim olduğunu gördüm, şimdi ise onların seviyesine ulaştığıma inanıyorum."

Sohbet şeklinde gerçekleşen panelin sonunda İnci Türkay, konuşmacılara ödül almanın kendileri için ne ifade ettiğini ve hedeflerinin ne olduğunu sordu. Konuşmacıların hepsi, aldıkları ödüllerin kendilerini motive ettiğini, daha çok çalışmaya teşvik ettiğini kaydederek, Türkiye ile beraber çalışmak ve deneyimlerini oradaki üniversitelerle paylaşmak istediklerini dile getirdiler.

Konuşmalardan sonra keman sanatçısı Ezgi Sarıkçıoğlu, Ekrem Zeki Ün’den “Yudumluk”, Fazıl Say’dan “Kleopatra” ve anonim halk türküsü “Sarı Gelin”den oluşan konseriyle konuklara hoş dakikalar yaşattı.

Panele katılanlar, Başkonsolos ve eşi, BTKD Başkanı Servet Hassan ve yöneticilerine teşekkür ederek, çok anlamlı bir gün yaşadıklarını dile getirdiler. BTKD tarafından etkinlikten elde edilen gelirin tamamının Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği’nin eğitim projelerine bağışlanacağı açıklandı.