Çankaya Belediyesi ve Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Kadın Sorunları Araştırma Uygulama Merkezi (HÜKSAM) işbirliğiyle düzenlenen ''2011-Ankara Kadın Sığınmaevi Günleri'' konulu sempozyum Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi'nde başladı.

Sempozyumun açılışında konuşan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, dünyada kadına karşı şiddetin farklı sebepleri olduğunu, ancak Türkiye'deki en temel kaynaklardan bir tanesinin muhafazakarlık olduğunu söyledi.

Kadına karşı şiddetle mücadelenin kültürel ve siyasal bir sorun olduğunu dile getiren Tanık, bu soruna karşı mücadele edilmediği takdirde kadın sığınmaevlerinin yaygınlaşmasının kalıcı bir çözüm olmayacağını belirtti.

''Bu nedenle kadını baskılayan sistemlere karşı Anadolu'da kadının çok egemen olduğu bir dönemin kültürünün bugüne gelmiş toplulukları olarak geçmişimizin çok daha gerisine düşmüş olmaktan da utanç duymamız gerekiyor'' diyen Tanık, ''Şizofrenik bir durum yaşadığımızı düşünüyorum. Kadına uygulanan şiddetin muhafazakarlıkla birlikte aynı zamanda hastalıklı bir tutku ve sevgi anlayışıyla da çarpıtıldığının altını çizmek gerekiyor. Hem seviyoruz, hem dövüyoruz'' diye konuştu.

''Evli kadınların yüzde 39'u şiddet görüyor''

HÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Gürgan ise kadına yönelik şiddetin dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yaygın ve çok boyutlu bir sorun olduğuna işaret etti.

HÜ Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün 2008'de yaptığı çalışmaya göre, Türkiye'de evli kadınların yüzde 39'unun yaşamları boyunca eşlerinden en az bir kez şiddet gördüklerinin ortaya çıkarıldığını belirten Gürgan, ''Şiddet, kadınların temel insan haklarının ihlali olduğu gibi onların yaşamlarını da tehdit etmektedir. Kadınlar ne yazık ki en fazla tanıdıkları, yakınlarında olan kişilerden şiddet görmektedirler. Kadına yönelik şiddet uygulayanların başında da eşleri gelmektedir'' diye konuştu.

Günümüzde kadınların büyük bir kısmının şiddet görseler bile evlerini terk edemediklerinin altını çizen Gürgan, bunun en büyük nedeninin de evinden ayrılan kadına toplumun sunduğu olanakların sınırlı olmasından kaynaklandığını kaydetti.

adınlara varsa çocuklarına şiddet ortamından kurtulmak istediklerinde korunma, barınma destek ve danışmanlık verecek kurumların olmasının yaşamsal bir önem taşığını vurgulayan Gürgan, bu nedenle kadın sığınma evlerinin şiddet konusunda yapılan toplumsal müdahalelerin en kritik boyutunu oluşturduğunu söyledi.

(AA)