Işık kelimesini okuduğunuzda merakla bu yazıma tıkladığınızı biliyorum, diyetisyen, ışık ne alakaymış yahu dur belki bir iki detoks tarif verir zayıflarım dercesine belkide bu satırlarla buluştunuz...

Vücudumuzdaki fazla kilolar, bizi karanlıkta kalmışız gibi hissetmemize yol açar, o kadar çaresiz hissederizki ışığı yakabilme seçimimizin olduğu gerçeğini unuturuz.

Işığı yakmak, bunu seçme kapasitesi her insan canlısının potansiyelinde vardır. Fazla kilolarınızdan yakınmak, sitem etmek, kurbanlık psikolojisinden çıkmamayı SİZler seçiyorsunuz. Aldığınız kiloların sebebi siz olduğunuz gibi verebileceğiniz kiloların yöneticisi de sizsizniz, keyiflerimizi ehlileştirmeye üşendiğimiz için fazla kilolarımız bizimle birlikte hayatımızda varlar.

Bu hayatta en değerli ve güçlü bulduğum deneyimlerden birisi emek diğeri çabada olmak... Emek vermeden, korkularınızla, kaygılarınızla yüzleşmeden, dışarıdan bir sistemin sizi kilo verdirmesini beklemek bir seçimdir ve dünya tarihinde belki insanoğlunun en büyük zaaflarından biri kilo yönetimidir.

Analiz etmeden kilo verdirecek herşeyi denemeye hemen ikna oluruz, yeterki çaba göstermeyim... Bu çaba harcamaMA istediğimiz, zaafımız büyük şirketler tarafından güzel değerlendirip pazarlanıyor bu da sistemin bir parçası...

İnsan varlığı olarak sadece bedenden ibaret değiliz, ruhumuz, zihnimiz ve bedenimiz bir bütün, ruhumuzda yaşadığımız acıları zihnimizde duygulara dönüştürüp stres salgılıyoruz. Stres karşısında da çikolata, börek, çörek, şekerlere sarılıp kendimizi geçici olarak tatmin etmeyi seçiyoruz.

Dışı harika kaplanmış bir paket düşünün içerisindeki esas gerçek işte asağıdaki görüntü. Stresi bastırmak için yediğiniz tüm besinlerin bedeli yani, deneyimlerinize sahip çıkıp çıkarmanız gereken sonucu dersi alıp hayatınıza daha güçlü devam etmeyi seçmemenin, kolaya kaçmanın ve kendimizi geçici tatmin etmenin bedeli size kilo olarak dönüyor.

Yani bedeninizi ve varlığınızı karanlıkta bırakmayı seçen sizsiniz. Kendi değerinizi bilip, varlığınıza sahip çıkmak bir seçimdir. Işığı yakmak zaman, emek, çaba ve sabır ister.

Kilo vermeniz için tek engel zihninizdeki düşünceler, o kadar sizi kontrol altına alırki adeta karşınızda bir insan var da sizi neden kilo veremeyeceğinize ikna edercesine bahaneler üretir ve stres oluşturur.

Stres mekanizmasını harekete geçiren öge, dışsal ve fiziksel olduğu sürece, onun somut olarak ortadan kalkması ile gelen rahatlama net bir şekilde ortaya çıkar. Ama stresi oluşturan öge soyutsa ve içselleştirilip bir duygu ve bir yaşantı haline getirilmişse, onunla başa çıkmak daha zor olur. Çünkü stresin meydana gelmesinde yol açan olay ya da şahıs ortadan kalksa da, oluşturulmuş psikoloji, çok farklı içsel ögelerle eşleştirilmiş olduğu için, devam eder. Kişi ortada hiç somut bir etken olmasa dahi kendi kendine stres yaratabilir ve stres mekanizmasını sana verileri kullanarak işletebilir. Bunlar kuantum biliminde kanıtlanmış değerlerdir.

Beden, yüklenmiş olduğu bu negatif enerjiyi somut bir şekilde dışa dökemezse, bedenin içinde kalan enerji hücreleri tahrip edebilir. Stresin bazı hastalıklara neden olmasının sebebi de budur.

Hayatımızda stres yaratan olayları, benimseyip duygu yönetimini başardığımızda, deneyimi analiz ettiğimizde, kısacası ışığı yakmayı seçtiğimizde hem stresimiz azalır, hem de hayatımız sağlıklı ve kaliteli hale gelir. Stresi yaratan deneyim almamız gereken mesajlardır ve hayatımıza girmelerinin sebepleri vardır, analizi bıraktığınızda ve farkındalıkta olmadığınızda aynı deneyimler hayatınıza gelir ve bu kısır bir döngü haline gelir...

Öncelikle stres ve besin ilişkinizi analiz edin, stresli hissetiğinizde neler tüketiyorsunuz, tükettiğiniz besinlerin bedeninize uzun vadeli etkisi nedir bunları araştırın, stres yönetimi tekniklerini okuyun bilimsel bilgileri hayatınızda uygulayın.

Unutmayınki bedeniniz ve siz çok değerlisiniz, varlığınızı karanlıkta bırakmayın, IŞIĞI YAKIN!

Diyetisyen Öykü UMAN

42 Harley Street- Londra