İnsanlara hayır diyebilmek!

Roma

Sevgili Okurlar,


Bu hafta sizlere geçen hafta gittiğim 1. Uluslararası Farkındalık Terapileri Kongresinden bahsetmek istiyorum.


Geçen hafta Italyanın başkenti Roma da ilki düzenlenen kongrede yer almak bana oldukca büyük bir mutluluk verdi. Şu anda Avrupanın en fazla öğrenci sayısına sahip  universitesi olan Sapienza Universitesinde ıhlamur ve yasemin agaçlarının eşliği altında harikulade bir hafta geçirmiş olduk.


Dünyanın pekçok farklı ülkesinden gelen psikolog, psikiatrist ve klinik çalışmaları yapan doktorlarla beraber bir hafta geçirebilmek bana muthiş bir deneyim yaşatmış oldu.


Kongrenin ilk günü acılış konuşması Ajahn Amaro isimli bir Budist rahip tarafından yapıldı. Harikulade bir konuşmanın ardından yaklaşık 400 kişi kadar katılımcı ile beraber meditasyon yaparak kongrenin acılısını yapmış olduk!  Meditasyon  ve farkındalık üzerine diğer büyük isimler de tüm hafta bizimle beraber oldular. Bu isimler kimlerdi?  Öncelikle mindfulness üzerine  ilk adımı atan kişi olan John Kabat Zinn, Mark Williams, Paul Grossman, Prof. Henk Barendregt ve  literature e ismi  geçmiş pek çok arastırmacı daha katılmıştı bu kongreye. Roma sehrinin ılık ve güneşli havasında dünyanın farklı yerlerinde  farkındalık üzerine yapılan araştırmaları dinlemek, meslekdaşlarımızla tanışıp fikir alışverişinde bulunmak  harika bir hafta geçirmemizi sağladı.


Sizlerle oldukca etkilendiğim Ajahn Amaronun konuşmasından bazı fikirleri paylaşmak istiyorum.  Ajahn Amaro, Londrada psikoloji eğitimini aldıktan sonra Londranın güneyindeki bir manastırda hayatını Budist rahip olarak sürdürmekte olan pek çok seminer ve konuşmalar vererek cevresine ışık saçan bir birey! Farkındalık prensiplerini en güzel şekilde ifade eden Dharma yani Budist felsefesinin ana temalarını bizlerle paylaşti.

  • Amaro, öncelikle farkındalığı yaşarken, vücudumuzun farkındalığına büyük önem vermemizi tavsiye etti. Çünkü vücudumuza odaklanıp, bedenimizin farkındalıgını yaşadığımız zaman, zihnimizin ve de vücudumuzun aynı yerde olabilmesinin daha kolay olacağını yani zihnimizin geçmiş ya da geleceğe gitme olasılığının daha az olacağını ifade etti. O zaman gelin anın içindeyken vücumuzun farkına iyice varalım! Her anın içine girerek kendimizi anın mucizelerine bırakalım.
  • ·Farkındalık konusunda Buddha nın öğretilerinin yani Dharma nın içinde pek çok benzetmeler bulmak mümkün. Bu konuda da, Amaro, Buddhanin bir benzetmesini bizlere sundu. Bir kuş sembolunu ele alacak olursak, kuşun bir kanadı enerjiyi ve zihinsel güçü temsil ederken, bir diğer kanadı da, konsantre olmayı, tek bir noktaya konsantre olmayı ifade ediyor. Yani kuşun her iki kanadı olan  enerji ve konsantrasyon nun  dengesi ile farkındalık yaratılmış oluyor. ( Bu iki kavram daha çok meditasyon anı için geçerli olmakta.)
  • Bir diğer nokta, ise, kuş örneğindeki  kuşun kanatları ile  dengenin sembolize edilmesi örneğindeki gibi, evrene ve sisteme güven ve zeka konusu idi. Kişiler, zekalarına ve çoğu seyi zekalari ile halledebileceklerini düşünerek sadece sol beyinlerine güvenirler ise, olumsuza yönelmeleri kolay olur. Ancak bir diğer taraftan da sadece sağ beyinleri ile sisteme güvenirler ise, gercek farkindalik olusmus olur.
  • Farkındalık yolculuğundakı kişilerin bu özelliğe sahip olmayı isterken,  oldukca dürüst olup, kendilerinin önündeki engelleri fark etmeleri gerekmektedir.  Bu engeller ne olabilir? Öncelikle olumsuzluk, tembellik, fazla enerji sahibi olarak kişinin kendisine mola verememesi, endişe, üzüntü ve süphe olabilir.
  • Seçim konusunda farkındalık sahibi olmamız! Herşeyden önce düşüncemizi seçebileceğimizin farkında olmak! Yani güçün bizde olması ve istedigimiz düşünceyi, istedigimiz ortamda seçebileceğimiz gerçeğini bilmek! Bu bilgi bizlere müthiş bir kapı açmakta!
  • Bu konuda belli metodlar geliştirmemiz mümkun olacaktır. Bu metodlar, olumsuz bir düşünce yerine olumluyu koymakla ise başlamak olacaktır.
  • Bir diğer metod hayal güçünüzü kullanarak olumsuz düşünceyi takip ettiginizde sonuçun neler olabileceğini hayal edip o anda o olumsuz düşünceyi iptal etmek olacaktır. Bu anlamda kullanılabilecek en güzel benzetmelerden biri, vücudunuza ölü bir hayvan bedenini bağladığınızı hayal etmeniz olacaktır. Öldügü için kokan ve pis bir hale gelen bir hayvanı vücudunuza bağlayarak heryere taşımak ister misiniz? Asla ! o zaman haydi bu düşünceleri bir kenara bırakalım!
  • Bir diğer metod ise, dikkatinizi başka bir yere çevirmek olabilir. Dikkat noktanızı başka olaylara verdiğinizde olumsuz düşünceler azalacaktır.
  • Rahatlama teknikleri ile de aynı şekilde olumsuzluğa son vermek mümkün. Yavaşlayarak, gün içindeki hızını düşürerek farkındalığına davet çıkarmış olursunuz. Hızlı yaşarken yavaşlamak, zihni ana çekerek rahatlatmak fevkalade yardımcı olacaktır.
  • En önemli farkındalık metodu ise, arzu etmediğiniz sizinle ayni frekansta olmayan olay ve insanlara hayir diyebilmeyi öğrenmek. Herşeye karşı şefkat ve olumlu davranışlar içindeyken, sınırlarımızı ihlal edenler karşında kararlı ve güvenli bir sekilde durabilmek ve karşı çıkabilmek. Kendimizi korkusuzca ifade edebilmek! Bu anlamda kapalı bir kapıyı bir sembol niteliğinde düşünebilirsiniz.

Onumuzdeki hafta sizlere kongre ile ilgili gozlemlerimden bahsetmeye devam edecegim.

Sevgilerimle!