Evet! Oxford’dan bahis ediyorum. Dünyaya pantolon modelini, ayakkabılarını, marmeladını, virgülünü, aksanını veren ünlü şehirdir.

Çoğumuz bilir de ‘Ox’ öküze, ‘ford’ da o öküzün geçebildiği ırmak sığlığına işaret eder ve ‘öküz geçidi’ anlamına gelir de…peki bu İkinci Dünya Savaşı’nın hiç bombalanmayan nadide şehrinin dünyada irili ufaklı pek çok şehre adını vermesi, çantası-ayakkabısı, aksanı-virgülü, marmeladı-kurabiyesi de ne olur?

Bir de tabi Oxford Group…şurada açıklayayım…

1920’li yıllarda lisans öğrencileri tarafından giyilmeye başlanan ve çok bol paça olduğu için çuval görüntüsü veren bir tür pantolon ve paçası modelidir. Bir tepki neticesinde ortaya çıkmış ve tutulmuştur.

Neye tepki?

Oxford okullarında öğrencilerin golf pantolonu diyebileceğimiz ‘knickerbockers’ pantolonların okulların içerisinde giyilmesi yasaklanır ve öğrenciler de uygunsuz bulunan şeye karşı daha uygunsuz ve çirkin birşey giyerek tepkide bulunurlar.

Tepki içeren kıyafetler, davranışlar, makyaj veya saç modelleri gibi pek de toplum tarafından kabul görmezler tabi. Bu da öyle bir durum. Buradaki tepki ise cemiyet kurallarının katı uygulandığı okul yönetiminedir.

Bu pantolon öyle ‘İspanyol Paça’ dediğimiz bol paça değil, alabildiğine geniş ve etek görüntüsü veren bir şeydir. Gülünç, salakça ve biraz da rezil bir görüntü olarak tanımlanır ancak bir o kadar da zevk ve tarz sahibi latif bir görüntüsü vardır denir. Nasıl tüm bunların hepsi bir arada olabilir diye hala soruyor olabilirsiniz.

Şimdilerde beylerin giyindikleri daracık pantolonlara bakınca moda ne kadar da çabuk değişiyor. Bu baggy denilen çuval pantolonlar en çok da Oxford dışı tutulur olmuştur.

Pantolonu yanında çantası da yine Oxford okulları mensuplarının tercih ettikleri…değişik renkte, kapaklı ve şimdilerde de değişik formda ve büyüklükte hala gençler tarafından tercih ediliyor tüm dünyada. İşte temeli buradandır.

Hiç Türkçe bir metinden İngilizce metine geçince kafanız karıştı mı? Dilbilgisi kurallarına hakimseniz, hatta bu konuda huysuzsanız bu virgül sizi kahredebilir. Eş görevli kelimelerin arasına konulan virgül son kelimeden önce kullanılmaz, onun yerine ‘ve’ gelir. İngilizce’de de ‘and’ gelir ama ondan önce bir tane daha virgül vardır ve işte bu da Oxford’a aittir. Diğerlerinden ve genel yazım kurallarından şiddetle ayrılma çabası.

Bir de kurabiyeleri…Oxford Kapalı Çarşısı’na girdiğinizde başlangıçtan beri yapıldığı yerde…’…Önce Ben Kurabiyeleri vardı…’ diye başlar reklamı.

New York’tan Dubaiye, Londra’dan Singapur’a kadar şubesi vardır ama üretime Oxford’da başladığı bu küçük dükkanda kurabiyelerini günlük yapmaktadır, şehre uğrarsanız tatmalısınız derim.

Bu güzel tadlardan bir de marmelat çıkar karışınıza…Oxford marmelatı veya Frank Cooper’ın marmelatı diyebilirsiniz. Taa 1870’lerden…Frank Bey’in karısı yapar ilk marmelatları ve kocasının bakkal dükkanında satar, o kadar beğenilir ki yapmaya, kendi özel yöntemini markalaştırmaya karar verir. Artık da zaten Royal Warrant denilen Kraliyet Kalite Ruhsatı ile faaliyetine devam etmektedir bu üst tabaka ve kraliyet mensupları tarafından tercih edilen bir ürün olduğu anlamına gelir.

Son olarak dünyada 42 farklı şehir ismi Oxford’dır ve Brezilya’daki hariç diğerlerinin tamamı eski İngiliz kolonisidir. Şaşmamalı deseniz de yine şaşırtıcı. Kaç tane İstanbul olabilir ki?

Oxford’u bilerek gezmek şahanedir!