İngiltere'de iktidardaki Muhafazakar Parti'nin liderlik yarışının ilk aşamasında finale kalan iki adaydan biri olan Dışişleri Bakanı Liz Truss, öğrenciyken okulda sahnelenen bir oyunda Margaret Thatcher'ı canlandırmıştı ama şimdi gerçek hayatta başbakanlığa aday.

Seçimin ilk aşamasında parti milletvekilleri istifa eden Boris Johnson'un yerini almaya aday olanlar arasında beş tur tercih yapmışlar ve en sona Maliye Bakanı Rishi Sunak ile Dışişleri Bakanı Lis Truss kalmıştı.

Şimdi iki adaydan hangisinin Muhafazakar Parti lideri ve Başbakan olacağına parti üyeleri arasında yapılacak yoklama ile karar verilecek.

BBC'ye verdiği mülakatta son yirmi yıldır -kendisinin de içinde yer aldığı- hükümetlerin izlediği ekonomi politikalarının büyüme getiremediğini söyleyen Truss'ı rakibi Maliye Bakanı Rishi Sunak'tan ayırd eden en önemli nokta vergi indirimi vaadetmesi. Bu politikanın enflasyona yol açmayacağını ve boğulan ekonomiye nefes aldıracağını savunuyor.

Truss liderlik yarışında:

  • Geçen yıl içerisinde artırılan sosyal sigorta primlerini yeniden düşürmeyi
  • 2023 yılında yüzde 19'dan yüzde 25'e çıkarılması planlanan kurumlar vergisi artışını iptal etmeyi
  • Enerji fiyatlarına "yeşil" projelere harcanması için eklenen vergiyi askıya almayı
  • Vergi kesintilerini Covid borçlarını daha uzun vadeye yayarak karşılamayı
  • Ülkenin farklı bölgelerinde serbest ticaret bölgeleri yaratmayı
  • Savunma bütçesi için belirlenen hedefi 2026 için yarım puan artırarak GSYİH'nın yüzde 2,5'u, 2030 için yüzde 3'üne çıkarmayı vaadediyor.

ANNE VE BABASI 'SOL EĞİLİMLİ'

46 yaşındaki Liz Truss, geçen yıl İngiltere'nin ikinci kadın Dışişleri Bakanı olmuştu. Truss parlamentoya seçildiğinden bu yana hükümette iç ve dış politikaya ilişkin bir dizi önemli göreve getirilmişti.

1975 Oxford doğumlu Truss matematik profesörü olan babası ile hemşire olan annesinin "solcu" olduklarını söylüyor. Ama o aile geleneğini sürdürmemiş.

Erkek kardeşi bir keresinde BBC radyosunda, çocukluklarında aile içinde Monopol gibi oyunlar oynamayı sevdiklerini fakat kaybetmekten nefret eden Liz'in oyunu kazanamamaktansa ortalıktan kaybolmayı tercih ettiğini anlatmıştı.

Oxford Üniversitesi'nde felsefe, politika ve ekonomi okuyan Truss öğrenciler arasındaki siyasi faaliyetlere aktif olarak katıldı ve siyasette önce Liberal Demokrat sonra Muhafazakar saflarda yer aldı.

ATEŞLİ 'PEYNİR' KONUŞMASI

2001 yılında siyasete atıldı ancak 2001 ve 2005 seçimlerinde milletvekili seçilemedi. 2006 yılında Londra'da Greenwich belediye meclisi azalığına seçildi ve 2008'den itibaren merkez sağ düşünce kuruluşu Reform'un başkan yardımcılığını üstlendi.

2010 yılında David Cameron'un liderliği döneminde South West Norfolk bölgesi milletvekilliğine seçilmeyi başardı.

Bu dönemde Birleşik Krallık'ın uluslararası düzeyde güçlenebilmesi için devletin ekonomik hayata müdahalesinin asgari düzeye indirilmesini savunan Britannia Unchained kitabının yazarları arasında yer aldı ve Muhafazakar Parti içerisinde en sıkı serbest piyasa savunucularından biri olarak öne çıktı.

2012 yılında Eğitim Bakan Yardımcısı olarak Muhafazakar-Liberal Demokrat koalisyon hükümetine katıldı. Liberal Demokrat lider NickClegg ile eğitim reformu konusunda anlaşmazlığa düştüyse de 2014 yılında Çevre Bakanlığı ile ödüllendirildi.

2015 yılındaki parti konferansında Birleşik Krallık'ın peynir ithalatı konusunda yaptığı uzun ve ateşli konuşma bir süre alay konusu olduysa da yükselişi devam etti.

2016 yılında yapılan AB referandumunda Avrupa Birliği üyesi olarak kalmaktan yana tutum aldı. O sırada Sun gazetesine yazdığı makalede Brexit'in "üçlü bir trajedi" olacağını AB ile ticarette çok daha fazla bürokrasi ve kural getireceğini savundu. Ama daha sonra bu fikrini değiştirdiğini açıkladı ve Brexit'in herşeyi yeniden şekillendirmek için bir fırsat sunduğunu savundu.

2016 yılında Theresa May hükümetinde Adalet Bakanı oldu, ve bir yıl sonra da hükümetin ekonomik programının kalbi olan Hazine baş müsteşarlığına getirildi.

Boris Johnson 2019'da başbakan olduğunda önce Uluslararası Ticaret Bakanı sonra da Dışişleri Bakanı oldu.

Rusya Ukrayna'yı işgal ettiğinde en sert tutum alanlardan biri oldu ve bütün Rus güçlerinin Ukrayna'dan sürülüp atılması gerektiğini savundu. Ayrıca İngiltere'den Ukrayna saflarında savaşmaya gidebilecek kişileri destekleyen açıklamaları ile tepki çekti.

Dışişleri Bakanlığı döneminde AB ile bir türlü çözülemeyen Kuzey İrlanda Protokolü konusunu, Birlik ile varılan Brexit sonrası ilişkiler anlaşmasının bazı hükümlerini çiğneyerek çözmeye çalıştı ve AB tarafından şiddetle eleştirildi.

(BBC Türkçe)