İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma (Brexit) sürecini resmen başlatacak Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesinin işletilmesi yetkisinin hükümete devredilmesini öngören "Brexit Yasa Tasarısı", başkent Londra'da protesto edildi.

"Kemer sıkmaya karşı halkın meclisi" adlı sivil toplum kuruluşu tarafından organize edilen gösteri için Londralılar bu akşam iş çıkışı kentin merkezindeki tarihi parlamento binası önünde bulunan Parlamento Meydanı'nda bir araya geldi.

İngiliz Parlamentosu'nun alt kanadı Avam Kamarası'nın, tasarıyı parlamentodaki oturumda görüştüğü sırada eş zamanlı olarak düzenlenen protestoda eylemciler, parlamentonun üst kanadı Lordlar Kamarası'nın, "Tasarıda, AB vatandaşlarının İngiltere'de kalma hakkını güvenceye alan değişikliğe gidilmesi teklifine" destek verdi.

Gösteride milletvekillerine "Brexit sonrası dönem için İngiltere'deki AB vatandaşlarının haklarını garanti altına alın" çağrısında bulunan protestocular, üzerinde "İnsanlar pazarlık kozu olamaz", "Ellerinizi AB vatandaşlarının üstünden çekin, ülkede kalmalarına izin verin" ve "May'e hayır, burada kalacağız" yazılı pankartlar taşıdı.

Eylemde yapılan konuşmalarda, İngiliz hükümetinin Brüksel ile yapacağı Brexit müzakerelerinde AB vatandaşlarının pazarlık kozu olarak kullanılmaması gerektiğinin altı çizildi.

Protestoya katılan 34 yaşındaki Çek vatandaşı Jari Shani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 yıldır İngiltere'de yaşadığını vurgulayarak, "Milletvekillerine, pazarlık kozu olmadığımızı hatırlatmak için bu akşam buradayım. İngiltere vatandaşı olan ancak AB ülkelerinde yaşayanlar da pazarlık kozu olarak görülmemeli. Milletvekillerinin bizi safi rakam yerine sadece çalışan normal insanlar olarak görmesini istiyoruz." dedi.

İngiltere'de sağlık sektöründe çalışan Shani, "Kocam ile birlikte bu hükümete 20 bin sterlinden fazla katkıda bulunduk. Brexit kararını anlıyorum, göçü bu yolla kontrol altına almak istiyorlar ancak hükümet Brexit öncesinde buraya gelen AB vatandaşlarına bir sadakat göstermeli." ifadesini kullandı.

21 yaşındaki üniversite öğrencisi Joss Knight da Brexit'i "ırkçı bir karar" olarak tanımlayarak, "Irkçılığın engellenmesi için Brexit sürecinin durdurulması gerekli." dedi.

40 yaşındaki Antonia Bright da ırkçılık karşıtı olduğunu söyleyen tüm vekillere çağrıda bulunarak, bu vekillerin Brexit'e karşı mücadele vermesi gerektiğini bildirdi. Bright, "Brexit kampanyası ırkçı. İnsanlar bunu daha yeni anlamaya başladı. Başbakan Theresa May de bu yüzden acele ediyor zaten. İnsanların fikrini değiştirmesini istemiyor." diye konuştu.

- Milletvekilleri değişiklik teklifini reddetti

Parlamento binası önünde protesto devam ederken, İngiliz milletvekilleri de lordların 1 Mart'taki oturumda önerdiği, "AB vatandaşlarının İngiltere'de kalma hakkını güvenceye alan değişiklik teklifi"ni görüştü. Görüşmelerin ardından Avam Kamarasında yapılan oylamada lordların değişiklik teklifi reddedildi.

Avam Kamarası böylece bugün bir kez daha görüştüğü yasa tasarısını eski haline getirip yeniden Lordlar Kamarasına sunmuş oldu.

Lordların değişiklik talepleri devam ettiği sürece tasarı iki kanat arasında gidip gelmeye devam edebilir ancak Lordların ısrar etmeyip yasayı onaylaması ve ardından Kraliçe’nin onayına sunması bekleniyor.

- Yaklaşık 3 milyon 500 bin AB vatandaşını ilgilendiren değişiklik

İngiltere'de yaklaşık bir milyonu Polonyalı olmak üzere 3 milyon 500 bin civarında AB vatandaşı yaşıyor. Lordların Brexit yasa tasarısında istediği değişiklik, AB vatandaşlarından Brexit süreci tamamlandığı anda İngiltere'de yasal olarak bulunanlara ülkede kalıcı olarak yerleşme hakkı tanımaya yönelik idi.

İngiliz hükümeti bu güvenceyi vermekten kaçınıyor. Hükümet, AB vatandaşlarının adada kalma hakkını Brexit müzakereleri sürecinde İngiliz vatandaşlarının AB ülkelerinde kalma hakkını teminde koz olarak kullanmak istiyor.

Hükümet, tasarının yasalaşıp yürürlüğe girmesinin ardından mart ayı bitmeden Lizbon Antlaşması'nın 50. maddesini yürürlüğe koymayı hedefliyor.

50. maddenin yürürlüğe girmesinin ardından resmi olarak başlayacak müzakere süreciyle İngiltere 2 yıl içinde AB'den ayrılmış olacak.

İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ta geçen yıl yapılan AB referandumunda halkın yüzde 52'si Brexit'ten yana oy kullanmıştı.