Mahkemenin yakalanan silah, patlayıcı ve suikast krokilerine rağmen Atabeyler Çetesi'ne sadece patlayıcı bulundurmaktan ceza vermesine sevinen...
bazı Ergenekon müzahiri çevreler şimdilerde benzer bir kararın Ergenekon ve Balyoz için de verilmesini bekliyorlar.

Hatta bundan çok eminler.
Onlara göre Türkiye tarihinde darbeler, cuntalar, faili meçhul cinayetler ve suikastlar yok. Geçmişte de hiç olmadı. Silivri'deki yargılama da bir darbe yargılaması değil!


Zaten dosyaya bu gözle baktıkları için nadiren de olsa mahkemeye gittiklerinde dramatik mağduriyet hikâyeleri yazıyorlar.

Oysa mahkemeye daha dikkatli baksalar farklı bir tablo görecekler.
Çünkü mahkemeye gelen bilgi ve belgeler sadece Balyoz'u teyit etmekle kalmıyor, bir zihniyeti de deşifre ediyor.

Genelkurmay teyit etmiş oldu

Eldeki bir valiz dolusu belgeyi, ses kaydını, ıslak imzalı belgeleri ve Gölcük'te çıkan çuvallar dolusu belgeleri görmek istemeyenlere Genelkurmay'dan kötü haber geldi.

Genelkurmay'ın İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği 107 sayfalık dosyada yer alan fişlemeler, takip çizelgeleri Balyoz belgelerini teyit ediyor.

Söz konusu gelişme ayrıca Gölcük'te 6 Aralık 2010'da İstihbarat Komutanlığı'nda ele geçen belgeleri de doğrulamış oldu.

Belgeler içerisinde benim en çok dikkatimi çeken şey ise 'zihniyeti' deşifre edenler. Çünkü mahkemeye gelen belgelerde çok sayıda fişleme belgesi var. Kimler mi fişlenmiş? Türkiye'deki herkes.

Yerel gazetelerden tutun da mahalledeki bakkala kadar. Hatta bir yayınevinin müşterileri bile takip edilmiş. Mesela 15 Eylül 2006 tarihli bir fişleme dosyasında 121 yerel gazetenin fişlendiği gözüküyor.
Tarihe bir daha dikkat edin isterseniz. 2006.

Fişlemeler güncellenmiş

Yani Balyoz planından 3 yıl sonra. Çetin Doğan'a ait olduğu iddia edilen ses kaydında olduğu gibi fişlemeler güncellenmiş.

Şimdi size mahkemeye gelen belgelerden iki örnek aktarayım. Böylece 'dosta güven düşmana korku' salması gereken komuta kademesinin nelerle uğraştığını görün.

'Gizli' ibareli belgenin altında Hava Pilot Tuğ. Nejat Bilgin'in imzası var. İstihbarat Başkanlığı'na gönderilmiş.
Belgenin konusu Sarıgazi'deki Sultanlar Camii'nin imamı.

Sırasıyla üsteğmen, binbaşı ve albayın imzaladığı rapora göre imam bayram namazı sohbeti sırasında "Şeriata göre nikâh düşen hiçbir kadından arkadaş olmaz. Onlarla bir arada bulunmak caiz değildir. El zinası, göz zinası ibadeti sakatlar" demiş.

Bu bilgiler de rapora 'İrticai hususları tasvip eder' şekilde girmiş. Belgeden anladığımız kadarıyla ilçe jandarma komutanlığı da imam hakkında yasal işlem başlatmış.

Gelelim bir başka vahim belgeye daha.
Haziran 2004 tarihli el yazısı rapora göre bir yüzbaşı yanına eşini de alarak bir üst çavuşun evine ziyarete gidiyor. Ziyaretin nedeni üst çavuşun aile hayatını keşfetmek.

Yüzbaşının el yazısıyla kaleme aldığı ve bağlı bulunduğu albaya sunduğu raporda üst çavuşun eşinin giydiği pantolonun şekli, tişörtünün kol uzunluğu gibi çok önemli istihbarat notları da var.
Ayrıca kitaplar, evindeki resimler de rapora girmiş.

Bütün bunları gördükten sonra 'Komutanım işiniz mi yok' diyesiniz geliyordur ama demeyin. Çünkü görünen o ki Balyozcular yaptıklarını suç olarak görmüyorlar.

Ya da ülkenin her yerinde fişleme yapmayı öncelikli görev olarak değerlendiriyorlar.
Şimdi esas soru şu.

Mahkemeye Genelkurmay üzerinden gönderilen evraklar bunca zamandır ellerinde olduğuna göre neden herhangi bir yasal işlem yapılmadı? Çünkü Hava ve Deniz Kuvvetleri'nin Balyoz ile ilgili kovuşturma yapmadığı resmen mahkemeye bildirildi.

Yani fişlemeleri, yasa dışı takipleri normal karşılayıp 'vazife' olarak gören bir anlayış 2012'de de sürüyor.
Bu durumda Türkiye'de askeri vesayetin bittiğini, bundan sonra darbecilerin, cuntacıların olmayacağını iddia etmek fazlaca iyi niyetli olmuyor mu?
Son bir not.

Yeni yargı paketiyle ses kayıtlarını haberleştirmek mümkün olmayacak. Zihniyeti kavramak istiyorsanız internette müstafi bir Genelkurmay Başkanı'nın 'Namerde koz verdik' başlıklı konuşmaları var.
Ama ben o kayıtları burada anlatırsam 5 yıl hapsi gerektirir.

Siz biraz zahmet edip internetten okuyun.

(Bugün)