Hollanda’da siyasi gündem, son haftada çok hızlı bir şekilde hareketlendi. Aylardır  kurulamayan hükümet şimdi kuruluyor. Diğer taraftan yeni hükümetin ortaklarından Hristiyan Demokrat Parti (CDA)’dan istifalar var. Parti üyesi haham Lody van de Kamp, partisinin müslümanları dışladığı gerekçesiyle istifa etti. Temsilciler Meclisi Başkanı Khadija Arib, geleneksel Abel Herzberg seminerinde konuştu. Yine bu hafta, CDA’nın ağır toplarından eski Adalet Bakanı Ernst Hirsch Ballin, partisinin göçmenleri hesaba katmadığı gerekçesiyle çok ağır bir şekilde eleştirdi.

Dörtlü koaslisyon
15 Mart seçimlerinden sonra bir türlü kurulamayan hükümet nihayet şekillendi. Dört partinin katılacağı koalisyonda yer alan partiler şöyle: Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA), Demokrat 66 (D66) ve Hristiyan Birlik Partisi (CU). Rutte III hükümeti olarak adlandırılan yeni hükümetin öncelikleri güvenlik, sağlık ve eğitim olarak karşımıza çıkıyor. Yeni hükümet protokolünde mülteciler konusunda kemerler sıkılırken, mültecilerin oturma izninin 5 yıldan 3 yıla indirilmesi ve ülkede oturum izni olmayan yabancıların en kısa yoldan sınır dışı edilmesi kolaylaştırılıyor. Çifte vatandaşlık gelecek nesiller için zorlaştırılıyor. Yeni nesiller tek ülkenin vatandaşlığını seçecekler.  ‘Geleceğe Güven’ parolasıyla yola çıkan yeni hükümetin protokölü, dört partinin birbirlerinden kopardıkları tavizlerle dolu. Örneğin, çocuklu ailelere, çocuk parası yoluyla ek ödenek verilmesi, aileyi öne çıkaran Hristiyan Birlik Partisi’nin seçmenini memnun edecektir. Diğer taraftan, D66’nın savunduğu, bazı belediyelerde deneme olarak Hint Keneviri dükkanlarının açılması da protokölde yer aldı.    

Haham, CDA’dan istifa etti

Hollanda’da yeni hükümet kurma çalışmaları hızla devam ederken, yeni hükümet ortağı CDA, Hristiyan Demokrat Parti’de rahatsızlıklar devam ediyor. Son rahatsızlık, parti üyesi Haham Lody van de Kamp’ın istifasıyla neticelendi. Trouw gazetesinde yayınlanan haber ve yoruma göre, Haham, müslümanların dışlandığından dolayı CDA üyeliğini bıraktığı belirtiliyor. Yirmi yıllık parti üyeliğini sonlandıran Haham Lody van de Kamp, CDA lideri Sybrand Buma’nın bir kaç hafta önce yaptığı bir konuşmada; ‘Hollanda olarak Hristiyan-Musevi geleneğimizle gurur duymalıyız’ cümlesinin inandırıcı olmadığını belitiyor. “Hollanda’da böyle bir geleneğin olmadığını, zira ondokuzuncu yüzyılın sonuna kadar Yahudilerin bu toplumda hiç bir anlam ifade etmediklerini” söyleyen Haham, zaten kırk yıl sonra da İkinci Dünya Savaşı olduğunu ve bu savaşta neler olduğunu da herkezin bildiğini belirtiyor. Haham sözlerine şöyle devam ediyor: ‘Bu gerçek bilindiği halde Hristiyan-Yahudi geleneği ve toplumuna vurgu yapılmakta. Tabiiki yaklaşımın, düşüncenin de arkasında, müslümanların burada ne işleri var’ denilmek isteniyor. Bu yaklaşım beni ziyadesiyle rahatsız ediyor’. Haham, başkalarını dışlamak için kullanılan göstermelik Hristiyan-Yahudi toplumu söylemine katılmıyorum diyor ve yirmi yıllık partisi CDA’dan istifa ediyor.

CDA’ya bir başka önemli eleştiri de geçen hafta, eski Adalet Bakanı Hirsch Ballin’den geldi. Partisinin gidişatını çok ağır bir şekilde eleştiren Ballin, parti lideri Buma’nın son zamanlardaki tutumunun toplumsal ayrışmayı daha da büyüttüğünü belirtiyor. Parti lideri Buma’nın Schoo-seminerindeki konuşmasına dikat çeken eski bakan Ballin, göçmenleri dışarıda bırakan bir yaklaşım ve onları hesaba katmayan, düşünmeyen bir yaklaşımın CDA tarihsel geleneğine ters düştüğünü söylüyor. Bilindiği gibi Hirsch Ballin de aslında bir Alman göçmen ailenin çocuğu. CDA’dan iki dönem Adalet Bakanı olarak görev yaptı. 2010’da partisi CDA’nın ırkçı Wilders’la ortak çalışmasına karşı çıkmıştı. Uzun bir aradan sonra partisinin gidişatıyla ilgili bir açıklama yapmış oldu.


Bu hafta, Temsilciler Meclisi Başkanı Khadija Arib, yıllık Abel Herberg seminerinde bir konuşma yaptı. Arib, günümüz Hollanda toplumunun demokrasiyle nasıl daha dikkatli  yürünülebilirliği üzerinde durdu. Farklı grupların kendi değerlerini diğerlerine dayatmaları yei sorunlara yol açar diyen Arib, ‘biz burada doğduk, büyüdük ama kendimizi bu topluma ait hissetmiyoruz’ diyenlerle nasıl baş edeceğiz? sorusunun cevabı bulunmalıdır diyor. “Demokrasi ve hukuk devletini suistimal edenlerin ıslahı, sadece siyasetçileri değil eğitimcileri, sağlıkçıları da ilgilendiriyor” diyen Arib, küresel-insani değerlerden asla taviz verilemeyeceğini söylüyor.

Evet, çok hareketli bir Hollanda siyasi gündemiyle karşı karşıyayız. Hükümet kuruluyor. Hollanda’yı on yıllardır yöneten partide istifalar yaşanıyor. Temsilciler Meclisi Başkanı aşırı grupların eğitilememesinden rahatsız...