12 Eylül Anayasası’nın zamanın ruhuna uygun olmadığından yakınan iş dünyasının önde gelen isimleri, yürürlükte bulunan metnin Türkiye’nin ayağına pranga vurduğunu kaydetti.

1982’nin şartlarına göre yapılan anayasanın miadını doldurduğunu vurgulayan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Anayasa, iş dünyasının geldiği aşamada dinamizmi taşımaktan uzak. Ülkemizin 2023 hedefleri ile uyumlu yeni bir anayasaya ihtiyacı var.” dedi.

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, toplumun her kesimini kucaklayan bir anayasa hazırlanması gerektiğini ifade etti.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Ömer Cihad Vardan, temel hak ve hürriyetleri teminat altına alacak yeni bir anayasanın ivedilikle yapılmasını talep etti.

Orta Anadolu Makine ve Teknik Aksamları İhracatçıları Birliği (OAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran, hazırlanacak yeni metnin tamamen bireyin haklarını, hukukunu ve özgürlüklerini garanti altına almasını istedi.

1982 Anayasası’nı Türkiye için, girişimci için kambur olarak gören Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, yeni anayasanın adil bölüşüme açık olması gerektiğini belirtti. Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, yeni anayasanın ‘hakları ve özgürlükleri genişletici bir yapıda’ olmasının önemli olduğunu vurguladı. Profilo Holding İcra Kurulu Üyesi Cefi Kamhi de yeni anayasadan beklentilerini şöyle sıraladı: “Adaletli, demokratik ve insan haklarına saygılı olmalı.”

Türkiye’nin önde gelen sanayici ve ihracatçıları Cihan’a yeni anayasaya dair beklentilerini şöyle aktardı:

 

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi:

“Yüzünü Avrupa’ya dönen Türkiye’nin yakaladığı gelir, refah ve toplumsal talep seviyesinde büyük bir artış var. Artık 30 sene evvel özel şartlarda yapılmış, yapılan tüm tamiratlara rağmen dikiş tutmayan, Türkiye’yi taşımayan üçüncü sınıf bir anayasa ve ardındaki anlayışla yola devam etmek imkânsızdır. Yürürlükteki anayasa Türkiye’yi taşıyamamakta, Türkiye’nin daha fazla gelişmesini engellemekte, süratini ve enerjisini azaltmaktadır. Bu sebeple ülkemizin ivedilikle yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır. Bu anayasamızın ruhu özel şartların ürünü olduğu için pek çok noktada eksiklikleri ve kısıtlayıcı anlayışı ile karşımıza çıkıyor. Anayasamız iş dünyasının geldiği aşamada dinamizmi taşımaktan uzaktır.

Türkiye korkularını atmış, vesayet mekanizmalarına son vermiş, normalleşme ve sivilleşme sürecini büyük ölçüde tamamlamıştır. Elde edilen bu başarıların üzerine, şimdi Türkiye’nin yeni bir anayasa yapmak hedefi vardır. 2023 vizyonuna paralel dünyanın 10’uncu büyük ekonomisi ve önemli merkez ülkelerinden biri olmayı kendisine bir vizyon olarak koyan Türkiye, demokraside attığı adımlarla bu hedeflerini yakalayacaktır.

TİM olarak sivil, insan haklarına saygılı ve özgürlükleri daha da genişleten, tüm Türkiye’yi kucaklayan bir anayasaya acilen ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz. Çünkü ekonomik gelişme, demokrasi ile at başı giden bir süreçtir. Ekonomi, demokrasi ve bireysel özgürlüklerin egemen olduğu bir ortamda, serpilir, gelişir, büyür. Bu sebeple ülkemizde barışı, kardeşliği, birlikteliği mümkün kılacak; ayrım yapmaksızın tüm kesimleri kucaklayacak, demokrasi ve insan haklarına saygılı, herkesin bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duymasını mümkün kılacak sivil bir anayasaya ihtiyacımız vardır.”

 

TUSKON Başkanı Rızanur Meral:

“1982’den bu yana dünya değişti, Türkiye değişti. Dünyada ticaretin kuralları ve yöntemleri dahi değişti. Memnuniyet vericidir; ülkemiz dünyaya entegre olup global ekonominin önemli aktörlerinden biri haline geldi. Gelinen aşamada 1982’nin şartlarına göre yapılan, o günün dokusuna uygun olan anayasa bugün ihtiyaçlara cevap veremiyor.

İş dünyası, ekonomi ve ticaretin yanında demokrasi ve yargı süreçleri ile de iç içedir. Demokrasi ve yargıda görülen sorunlar yerli yatırımcıyı da yabancı yatırımcıyı da direkt etkiler. Demokrasi ve yargı ise anayasa ile bire bir ilgilidir. Onun için yeni anayasa, yürürlükte bulunan metnin revize edilmiş hali olmalı. Uzun olmamakla birlikte ihtiyaç dışı maddelere bünyesinde yer vermemelidir.

Yeni anayasa kesinlikle toplumun her kesimini kucaklamalı. Toplumun her katmanı yeni metnin temel haklarını koruduğunu görebilmeli, metni ‘Bu benim anayasam’ diye kabul edebilmeli. En önemlisi 1982 gibi devlet odaklı değil, birey odaklı olmalı.”

 

MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan:

“Yürürlükte bulunan anayasa Türkiye’nin ilerlemesine engeldir. Bu metin yoruma dayalı olduğu için yorumu yapanların niyetine bağlı. 1982 Anayasası ile maalesef ülkenin önünü açma ve kapatma bireylerin elinde.

Şu hakikat, 1982 Anayasası bütünlüğünü kaybetmiştir. Her ne kadar geçen sene referandumda önemli maddeler değişse de bu anayasa demokratik ihtiyaçları tam anlamı ile karşılayamıyor. Yargıya intikal eden yani Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve mahkemelere intikal eden davalar yorumlara bağlı olarak uzun sürelerde netice veriyor. Uzayan yargı kararlarının yanında özelleştirme ve satın alma ile ilgili iptal kararları ülkenin ilerlemesi de adına aleyhte bir durum. Anayasamız maalesef ülkemizde bulunan ayrı grupların taleplerini tam karşılayamıyor.

Yeni bir anayasa için yapılan girişimler memnuniyet verici. Dernek olarak, yeni anayasanın fazla yoruma mahal vermemesini savunuyoruz. Ülkemizin ayrı renklerini kuşatmasını temenni ediyoruz. Yeni anayasa evrensel ve insan haklarının hemen hepsini koruma altına almalı. Davalar uzun sürelerde neticelenmesine imkân vermemeli, ülke için önemli olan özelleştirmeleri önleyici değerlendirmelere sebep olmamalı. Yani temennimiz anayasada yazılı olacak temel hak ve hürriyetlerin yazılı kalmaması hakikaten teminat altına alınmasıdır. Bunların içinde din ve vicdan özgürlüğü, eğitim özgürlüğü, kadın hakları, engelli hakları da yer alıyor.”

 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Halim Mete:

“12 Eylül Anayasası, 1980 sonrasının şartlarına göre yapıldı. O günden bu yana pek çok değişiklikle karşı karşıya kaldı. Gelinen aşamada parça pinçik bir hal alan, bütünlük ifade etmeyen bu anayasanın rafa kaldırılmasını istiyoruz.

Anayasalar, kısa, net ve anlaşılır olur; uzun ve yoruma açık olmaz. Bakın, biz anayasayı yasa gibi yapmışız. Burada ana metinden yasa özellikleri ayıklanmalı. İş dünyasının ayaklarına pranga vuracak maddeler mutlaka ve mutlaka kaldırılmalı. Uzayan davalar, özelleştirmeye dair engeller elbette ticaretin önünde bulunan en büyük manilerdir. Onlar yargı reformu ile aşılacak engeller ama burada da ancak yeni bir anayasadan yola çıkılabilir, onun çerçevesinde değişikliklere gidilebilir.

Evet, 12 Eylül Anayasası’nın değişmesi adına TOBB 10 senedir çaba içinde. Birlik olarak biz, iktidarın yeni anayasa kararını destekliyor, bu konuda önemli faaliyetler yürütüyoruz. Yeni anayasada Türkiye’nin önünü açacak maddeler yer almalı. İş dünyasının ayaklarına pranga vurmayacak maddeler esas alınmalı. Yoruma açık olmayacak, anlaşılır bir dile önem verilmeli. Bununla birlikte hak ve özgürlüklerde eskinin uzantıları var, onların da yeni anayasa ile temizlenmesi mühim.”

 

OAİB Başkanı Adnan Dalgakıran:

“Özgürlükler ve ileri demokrasi iş dünyasının ilerlemesi, kendini emniyette hissetmesi adına önemli bir unsurdur. Yürürlükte bulunan anayasanın yorumlanma biçimleri Türkiye’ye büyük rahatsızlıklar verdi. Bu anlamda yoruma açık bir anayasa uygun değil. Dünya görüşlerine göre oradan buradan çekilecek bir anayasanın var olmasından ise hiç olmamasını tercih ederim.

Anayasalar değişen dünyanın ruhunu kavrayan ve buna göre kendini yenileyen bir yapıda olmalı. Türkiye’nin özelleştirmeleri zamanında yapamamasından dolayı büyük kayıpları oldu. Gelinen aşamada uygulamalara baktığımızda anayasa ve hukuktan kaynaklanan durumlar özel sektörün gelişimine takoz oluşturabiliyor.

Komiktir, yargı bilmediği konularda kendine göre ‘kamu yararına’ diyerek kamu aleyhine karar verilebiliyor. Böyle bir durum zamanın gereklerine ve ruhuna aykırıdır. Bununla birlikte yargıda artık daha birikimli ve entelektüel bir anlayışın olması gerektiği de ortadadır.

Hazırlanacak yeni metin tamamen bireyin haklarını, hukukunu ve özgürlüklerini garanti altına almalı. Uzun olmamalı, zamanın gereklerine cevap verebilmeli. Şu anda ticari konularda yargıya giden olaylarda kötü niyetli olanlar mevcut açıklardan yararlanarak galip gelebiliyor, iyi niyetliler de kaybedebiliyor. Artık yargının süratle karar vereceği bir ortam oluşmalı. Malum, geç gelen adalet adalet değildir.”

 

Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak:

“1982 Anayasası’nı Türkiye için, girişimci için kambur olarak görüyorum. Yürürlükte bulunan anayasanın yoruma açık oluşu iyi bir tablo değil. Bu tabloya bağlı olarak uzayan davalar da, kimi mahkemelerce iptal edilen özelleştirmeler ülkemize yakışmıyor. Yeni anayasa için sivil toplum örgütleri, işadamları, siyasi partilerimizin tamamı konsensüs içinde olursa, bir mutabakat metni ortaya çıkarsa memnun oluruz.

Meclis, anayasa için bir platform oluşturuyor. Umuyorum, burada bütün vatandaşlarımızın görüşlerini aktaracağı bir ortam söz konusu olur. Bütün bu girişimlerin ardından yapılacak yeni anayasa özgürlüklere, haklara önem vermeli. Artı hepimizi kucaklamalı, adil bölüşüme açık olmalı. Yoruma açık olmaması, net olması da hakikaten çok mühim.”

 

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu:

“Eski anayasa ihtiyaçlara cevap veremiyordu. Şu an yeni bir anayasa hazırlanıyor, sivil toplum örgütleri tavsiyelerde bulunuyor. Burada önemli olan çalışmalara bütün siyasi partilerin katılması, bir an evvel metnin ortaya çıkması, konunun polemik haline getirilmemesidir. Yeni eskiden her zaman daha iyidir. Bu bağlamda yeni anayasa zamanın ruhuna hitap ettiği gibi, hakları ve özgürlükleri genişletici bir yapıda olmalıdır.”

 

Profilo Holding İcra Kurulu Üyesi Cefi Kamhi:

“Anayasa zamanımızla uyumlu olmalıdır. İnsanların hak ve hukukunu korumalı, bu hususları esas almalıdır. Yeni yapacağımız anayasada bundan 20 sene sonra tadilat yapabiliriz. 50 sene sonra yeni yapacağımız anayasanın pek çok maddesini tenkit edebiliriz.

Yeni anayasa çalışması her kesime hitap etmeli, her kesimin taleplerine cevap vermeli. Sorun getirmemeli. Adaletli, demokratik ve insan haklarına saygılı olmalı. Her bir anayasa bir öncekinden daha iyi olmak için yapılır. Amaç doğrudur. Toplumun tüm kesimlerinin katkıda bulunmasında faydalanması mühimdir.”

 

Fotoğraf; TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi