Ergenekon davasını etkilemek ve bazı sanıkların tahliyesi için hâkimlere baskı yapmakla suçlanan CHP'li eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın ev aramalarında yıllardır dile getirilen kadrolaşma iddialarının belgelerine de ulaşıldı. İddianamede, Oktay'ın 1991'de kurulan DYP-SHP koalisyonundaki bakanlık görevi sırasında tuttuğu ajandadaki notlar dikkat çekiyor. Oktay, hâkim, savcı, yazı işleri müdürü, zabıt kâtibi ve mübaşir gibi adliye personelinin alım ve tayin taleplerini tek tek not etmiş. Dönemin SHP Ankara İl Başkanlığı başlıklı 4 sayfalık bir yazıda 'Adalet Bakanlığı adliye sınavını kazanan adaylar' başlığıyla 176 kişinin sınav bilgileri, işe alınmaları amacıyla veriliyor. Yanlarında ise '+' işareti bulunuyor.

Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın bir numaralı sanık olduğu Ergenekon'un yargı ayağına yönelik hazırlanan iddianamede çarpıcı iddialara yer verildi. Oktay ve sanıkların, Ergenekon'un tutuklu sanıklarının tahliyesi için hâkimlere yaptıkları baskılar, söz konusu isimlere yapılan Yargıtay üyeliği vaatleri ve dönemin HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek aracılığıyla yargı kararnamelerine yaptığı müdahaleler açıkça görülüyor.

Seyfi Oktay'ın girişimleri Ergenekon'la sınırlı kalmamış. Savcının hazırladığı iddianameden Oktay'ın yerel mahkeme aşamasındaki davaların Yargıtay ve Danıştay safhasını takip edip kendisine ulaşan partili, akraba, dost tanıdıklarının davalarını etkilemeye çalıştığı anlaşılıyor. Adalet Bakanlığı sırasında yargıda kadrolaştığı iddia edilen Oktay'ın uyuşturucu kaçakçılığı davasından adam öldürme olayına ilişkin davalara kadar devreye girmesi dikkat çekiyor. Oktay, bakanlığı döneminde müsteşar yardımcısıyken önce Danıştay'a seçilen, ardından da yüksek idareci kontenjanından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Fulya Kantarcıoğlu ile referanduma sunulan anayasa değişikliğinin iptali konusunu da konuşuyor. Sonra da aldığı bilgileri dönemin CHP lideri Deniz Baykal'la paylaşıyor.

Söz konusu iddiaların yanı sıra SHP ve CHP döneminde Adalet Bakanlığı koltuklarına oturan Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay'ın bakanlıkları döneminde yargıda kadrolaştıkları iddiasına dair çarpıcı belgeler de bulundu. Oktay'ın ev aramasında ele geçirilen 1995 tarihli ajanda ve 1992 tarihli dokümanlarda dönemin koalisyon ortağı SHP teşkilatlarından gelen kadro talepleri bulunuyor. İddianamede SHP Genel Sekreter Yardımcısı Erzincan Milletvekili M.K. imzalı yazıda ise "Adalet Bakanlığı Adliye Sınavı Yazılısını Kazananlar" başlığı altında toplam 18 kişiye ait ad, soyad, aday no ve görevlerinin yazılı olduğu, karşılarına (+) işaretlerinin konulduğu belirtiliyor.

Diğer bir belgede ise 'SHP Ankara İl Başkanlığı' mühürlü 4 sayfalık, toplam 176 kişilik torpil listesinin ayrıntıları bulunuyor. "Adalet Bakanlığı Adliye Sınavını Kazanan Adaylar" başlıklı dokümanda; 176 kişinin sınav bilgileri ve isimlerinin yanına '+' işaretinin konulduğu anlaşılıyor. Yazıda bu isimlerin SHP İl Başkanlığı, Yenimahalle, Kalecik, Çankaya, Mamak, Güdül, Kırıkkale, Altındağ ve Sincan ilçe başkanlıkları tarafından referans olunduğunun belirtildiği iddianamede, dokümanın sonunda el yazısı ile "SHP Ankara İl Başkanlığı Başkan Vekili Y.A." ibaresinin yazılı olduğu kaydediliyor.

Yargıda kadrolaşma tartışmaları DYP-SHP koalisyonu döneminde yaşandı. SHP'li Seyfi Oktay'ın 1991-1994 yıllarındaki adalet bakanlığı sırasında hakim, savcı ve adliye personeline parti kadrolarının istediği isimleri yerleştirdiği iddia edildi. Oktay'dan sonra adalet bakanı olan Mehmet Moğultay döneminde de iddialar sürdü. Moğultay'ın 1995'te CHP İstanbul kongresindeki itirafları kadrolaşma iddialarını doğrulamıştı: "Hükümetten 5 bin kişilik kadro çıkardım. Bu kadroları örgütüme vermeyip de MHP'ye mi verseydim, Refah'a mı verseydim? Oktay zamanında 2 bin, benim zamanımda bin civarında hâkim alındı."

(Zaman)