Taşyürek, Ankara’nın Polatlı ilçesinde faaliyet gösteren Özel Samanyolu Koleji'nde harekatın 97’inci yıl dönümünde Sarıkamış’ı anlattı. Samanyolu Koleji konferans salonundaki konferansa, Okul Müdürü Mehmet Maya, İlköğretim Okulu Müdürü Ahmet Demirbaş, Müdür Yardımcısı İbrahim Çetin, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.


Sarıkamış Harekatı'nda yaşanan fedakârlıklar, gösterilen kahramanlıklar ile yaşanan yokluk ve sıkıntılar anlatan Tarihçi-Yazar Muzaffer Taşyürek, 1915’in Nisan ayında karlar eriyince 10 binlerce askerin cesedinin ortaya çıktığını söyledi. Taşyürek, o yıl kurtların ve kuşların ete doyduğunu belirtti. Tarihçi-Yazar Muzaffer Taşyürek, “Bu harekat 6 yıldır Türkiye’nin gündeminde. 6 yıl önce Temmuz ayında Allahuekber Dağı'na çıktık. Dedelerimizin ne hissettiğini hissetmeye gittik. Üzerimizde kabanlarımız ve uyku tulumumuz olmasına rağmen, sıcaktan pişmemiz gerekirken titremekten sabaha kadar uyuyamadık.” dedi.


Osmanlı demiryolu ağının Polatlı ve Niğde’ye kadar geldiğini söyleyen Tarihçi-Yazar Muzaffer Taşyürek konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Askerlerimiz Niğde’den, Erzurum’a kadar yürüyerek gidiyorlardı. Günde en az 30 kilometre yürüyorlardı. Yürürken ayaklarında bot yoktu. Ayaklarına bez ve çaputlar sararak yürüyorlardı. Sarıkamış’ı anlatırken fedakârlığı izah edemiyoruz.”


Çanakkale’nin Sarıkamış’ın önsüzü olduğunu vurgulayan Tarihçi-Yazar Muzaffer Taşyürek, “Erzurum’un doğdu stratejik önemi var. Hangi ülke olursa olsun, hangi devlet olursa olsun, Erzurum’u aldığı zaman Anadolu’yu ele geçirmiş olur. 37 yıllık bir işgal yaşandık. Bütün imkansızlıklarla yapılan savaşta Almanya 6 milyon altın hibe etti. Aldığımız altın ile Almanya’dan top satın aldık. Almanların niyeti savaştan sonra Türkiye’yi paylaşmaktı.” diye konuştu.


10’uncu Kolordu'nun Samsun’dan, Erzincan’a 32 günde ulaştığını kaydeden Tarihçi-Yazar Muzaffer Taşyürek, “O zaman 187 motorlu taşıt, 80 gemi ve 6 tayyare vardı. Askerlerin Erzurum’a ulaşabilmesi için 840 lokomotif ve 36 bine yakın vagonun olması gerekiyordu. İstanbul-Erzurum’un arası bin 500 kilometre idi. Her şey kağnı ve ineklerle taşınıyordu. Bu topraklar bize bedava kalmadı. Bugün yaşamımızı rahat sürdürüyorsak bu donan insanlarımızın sayesindedir."


23 bin askerimizi Rusların gömdüğünü anlatan Tarihçi-Yazar Muzaffer Taşyürek şöyle konuştu: “Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencileri hasta bakıcılığı yapıyordu, hepsi tifüsten öldü. Yine tifüs ve koleradan 282 doktor öldü. Sarıkamış’ta 30 bin Rus askeri, 60 bine yakında Türk askerinin öldüğü söyleniyor. 170 bin asker gitti, sadece 12 bini dönebildi. Kayıplar, siviller, 22 Aralık tarihinden önce ölenler, 5 Ocak tarihinden sonra ölenler bu rakama dahil edilmiyor.”

TÜRK MİLLETİ DE TEHCİR EDİLDİ


Fransa Meclisi'nin 1915 olayları ile ilgili Ermeni iddialarının inkarının suç sayılmasını öngören yasa teklifini kabul etmesini eleştiren Palandöken Belediye Başkan Yardımcısı ve Tarihçi-Yazar Muzaffer Taşyürek, Türk milleti de tehcir edildi. Hicret ettik. Muhacir olduk.” dedi.


Taşyürek şu görüşleri savundu: “Aman dur diyorlar, Sarkozy, ne olur bu yasayı Fransa Parlamentosu'ndan geçirme. Ne yapmışız biz Ermeniler göç ettirilirken ölmüşler. Yer yerinden oynuyor. Ben bir öğretmenim, elimizde belgeler var. Gelin şunu TRT’de gösterin. Konferanslar düzenleyin, parlamenterlere, siyasilere, sivil toplum kuruluşlarına, gazetecilere. Bizim de tehcir kadar olayımız var. Türk milleti de tehcir edildi. Hicret ettik. Muhacir olduk. Yollarda analar öldü, babalar öldü, çocuklar öldü. Bunları hiç kimse gündeme getirmiyor. Sadece işte 24 Nisan geliyor, Amerikan parlamentosuna hemen koşuyoruz. Aman bu yasayı çıkarmayın. Fransa’ya yalvarıyoruz. 1914’de Erzurum’da tahribat yapıldı. Kim yaptı bunu. Bunları kim öldürdü. Bu insanlar niye muhacir oldu. Niye Erzurum’u terk ettiler. Bunu sor. Sadece Ermeni mi öldü? Niçin onun peşine düştün?”


Konferans sonrası Özel Samanyolu Koleji Müdür Yardımcısı İbrahim Çetin, Tarihçi-Yazar Muzaffer Taşyürek'e çiçek ve plaket takdim etti.
Taşyürek daha sonra öğrenciler için kitaplarını imzaladı.




Cihan