İşte Cem Küçük'ün çarpıcı yazısı...

New York'lu iki çocuk annesi Sarai Sierra 7 Ocak'ta tek başına Türkiye'deydi. Yanında herhangi biri yoktu. Aslında bir arkadaşıyla seyahat edecekti ama sonra geziye kendi başına çıkmak zorunda kaldı.


Fotoğraf meraklısı olan Sarai Sierra gezi amaçlı olarak İstanbul'daydı. Kaybolduğu ana kadar Sarai Sierra şöyle seyahat etmişti: 8 Ocak 2013'te İstanbul'a geliyor, 15 Ocak'ta İstanbul'dan Amsterdam'a, oradan da Münih'e gidiyor. 19 Ocak'ta İstanbul'a tekrar dönüyor.


Sonrasında ise Taylan isimli bir gençle buluşmak için 21 Ocak'ta karar kılmışlar ana Sierra buluşma yerine gelmemişti. Yine Taylan'ın ifadelerine göre Sierra'yla dört ay önce tanışmışlardı. Çoğunlukla internetten konuşuyorlardı. Peki bu durumda Sarai Sierra'ya ne olmuş olabilir?


Gelen haberlere göre Sarai Sierra'nın belli bir işi yok. Sadece fotoğraf çekmekten hoşlanan biri. Ancak önce İstanbul'a gelip, buradan Amsterdam'a ve Münih'e giden ve oradan tekrar İstanbul'a dönen biri mutlaka 'iş'in içerisindedir.


Ayrıca ortadan kaybolması da öyle geçiştirilecek bir mesele değil. Amerikalı bir kadını İstanbul'un göbeğinde kaçırmak herkesin de başaracağı bir şey değil. O zaman sadece tahminlerden yola çıkalım.


Sarai Sierra kurye olabilir. Bu kadar kısa sürede bu kadar çok güzergâh değiştiren biri pekala uyuşturucu kuryesi olabilir. Unutmamak lazım ki uyuşturucu genelde istihbaratın kontrolündedir. Para akışını sağlayan ve gerekli altyapıları hazırlayanlar hep gizli servislerdir. Belki Sierra'nın kimliği ortaya çıktı ve bu da birilerini rahatsız etti. Öyle ya, Sierra bir gizli servisin kuryesiyse ve bu deşifre edildiyse, kaçırılmış olması muhtemeldir.


İkinci ihtimal doğrudan gizli servis çalışanı olabilir. Burada bir operasyon için bulunuyordur. Yapması gereken şeyleri yapmamış ve işleri eline yüzüne bulaştırmış olabilir. Ya da karşı casusluk faaliyetine teşebbüs etmiş olabilir. Nasıl mı? CIA'ye çalışırken Rus FSB'sine bilgi sızdırmaya başlamıştır. Bunu anlayan CIA ipini çekmiş olabilir. Bunlar tamamen benim senaryolarım.


Sarai Sierra'nın kaçırılmasıyla ilgili iki küçük ayrıntı var. Ortadan kaybolduktan sonra Sarai'nin Amerika'daki telefonundan 30 Ocak'ta bir 'Skype' araması yapılıyor. Peşinden 31 Ocak'ta telefonu yeniden aktive ediliyor.


Yani şayet kaçırıldıysa birileri telefonunu kontrol ediyor demektir. Hiç kimse işi şansa bırakmak istemez. Muhtemelen kimleri aradığı, bağlantıları yeniden kontrol ediliyordur.


Ha diyelim ki, gerçekten bir suç şebekesi kaçırdı. O zaman bu yazdıklarımın hükmü yok. İki gün sonra cesedi bulunur bir yerde. Kimse de bir şey sorgulamaz.


Ben polisin yerinde olsam bu 'Taylan' denilen kişiyi iyice araştırırdım. Olay günü Galata Kulesi'nin kamera kayıtlarını ve o bölgede geçen konuşmaları detaylıca araştırırdım. Polis muhtemelen bunları yapıyordur.


Ama işin içinde Amerika ve CIA varsa Sarai'den bundan sonra hiçbir haber alınmaz. Hele hele karşı ajanlık yapıyorsa zaten şansı yok.


Allah'tan umut kesilmez ama galiba Sarai Sierra'dan pek olumlu haber çıkmayacak.


(Not: Bu yazı Sarai Sierra'nın cesedi bulunmadan önce kaleme alındı.)


Twitter.com/cemkucuk55