İngiltere’de uzun zamandır yaşıyorsanız veya Noel Bayramı’nda söylenen şarkılara ilginiz varsa…bir tanesi var ki bizleri öğrenmeye davet eder.

Noel Bayramı’nın 12 günü nişanlısından her gün sayısı kadar hediye alan kız!

‘On the twelfth day of Christmas, my true love sent to me….’

Yani Noel Bayramı sadece Noel Günü’nden oluşmaz. 12 günlük bayram dönemidir. Bu günlere ulaşmak için zorlu bir oruç tutma dönemi vardır ki bu haliyle Ramazan Ayı’na, devamındaki 3 günlük bayrama benzer. Oruç tutarken yenilemeyenlere dönük bir saldırı başlar, sofralar donatılır, mideler dolar. Onun için de bu döneme ‘festive period’ denir ve bu ziyafet dönemi bir günden ibaret değildir. Ancak bu uygulama, bugün unutulmaya yüz tutmuş bir gelenektir. Ben mühim olduğunu düşündüklerimi derledim.

Noel Günü; 25 Aralık günüdür. Bayram sabahı gibi adeta, bir ay boyunca kahvaltı yapamamanın telaşı ile oturulan sofra…Bayramların en büyüğü. Çünkü en çok yenilen ve uzun bir süre çalışılmayacak bayram haftası bu günle başlar. Kim sevmez ki!

12 gün boyunca zenginden fakire kadar kimse çalışmaz, evler yeşille, yeşil kalan bitkilerle, yeşil sarmaşık, ökseotu, ve diğer yaprak dökmeyen kış bitkileriyle süslenir ki dikenli olmaları bu sebepledir. Bu yaprak dökmemek ve her daim yeşil kalabilmek yeniden yaşamı ve sonsuz yaşamı sembolize eder. Ama önemli bir husus var ki bu süslemeleri zamanından önce yapmanın uğursuzluk getireceğine inanılır. Arefe günü yapmalı ama Noel Bayramı süslerinin her yıl biraz daha erken başlandığı göz önüne alınırsa bu antik inanç kimsenin umurunda değil sanki…

Bu gün herkes en iyi, fiyakalı giysilerini giyinir, Kraliyet sarayında bile herkes, hizmetçiler dahil herkes yeni ve güzel giyinir. Çünkü devamında kiliseye gidilir. Eve dönüldüğünde neler yenir neler…En çok da et! et! et! Ama fakirler yine de domuz veya dana gibi gürbüz hayvan bulamadıkları için kaz yerler.

Tatlılar mı? Bizlerin mutfak kültürüne uymayan ama yine de ağız sulandırıcı dehşet lezzetler…

İkinci gün Aziz Stephen günüdür ve 26 Aralık’tır. Aziz Stephen Hristiyan inancını savunurken öldürüldüğü için ilk azizdir ve fakirlerin yardımcısıdır. Hızır Aleyhisselam gibi darda olanların yardımına koşar ve yoğun bir kar yağışının olduğu günde yiyecek ve odun gönderir fakirlere.

Devamında Aziz Yuhanna günü gelir ve 27 Aralık’tır. Kendisi 12 havariden biridir, sunulan zehirli kadehten şarabı içmesine rağmen mucizevi bir şekilde hastalanmamıştır. Ünlü ressam El Greco’nun Avrupa’nın çeşitli müzelerine sunduğu resimlerde ‘kadehte bir yılan’ eserini görürseniz hemen uzaktan anlarsınız kim olduğunu. Ayrıca Efes’te gömülü olduğuna inanırız ya…

İşte bu gün Aziz Yuhanna anısına çok şarap içilir ve bu mucize hatırlanır. Eskiden pahalı olan ve İngiltere’nin ihraç ettiği şarabı içemeyen orta sınıf yine bira ile idare edermiş.

Ardında Çocuklar Yortusu Günü gelir ve 28 Aralık’tır. ‘Masumların Katli Sahnesi’ şahanedir aslında. Türkiye’de ‘müze-cami’ kiliselerde muhteşem örnekleri var. Ama şimdilerde Diyanet İşleri Kuran-ı Kerim’dan referans alarak açıklıyor. İslam Dini’nde resim yasağı yokmuş gibi…

Kral Herod tarafından Beytüllahim’de öldürülen çocukları ve bebekleri anma günüdür. Hatta 23 Nisan şenliklerinde yapılan başbakanın ve diğerlerinin koltuklarını bir günlüğüne çocuklara terk etme geleneğindeki gibi bir günlüğüne piskoposluk koltuğuna bir çocuğun geçirilmesi, tabi zinhar…kız çocuğu değil, geleneği de bu öldürülen masumların anılması ile ilgilidir.

31 Aralık ise festivalin belki de en heyecan verici günüdür. Oyunların ve spor müsabakalarının günüdür. Zenginler avlanır, fakirler ise saklambaç oynar veya evden çıkamayacak kadar yorgun olur, çünkü tüm yıl çalışan onlardır.

Hangi oyun oynanırsa oynansın okçuluk mutlaka oynanır, kralın emri gereği…

Ayrıca 1300’lü yıllarda Avrupa’da etkili olan ‘Mini Buzul Çağı’ neticesinde de Thames Nehri kış günleri donduğu için üzerinde ‘buz üstü pazarlar’ kurulur, okçuluk talimleri yapılır, futbol oynanırmış.

Devamında festivalin ‘Yeni Yıl’ günü gelir ve hediyeleşme işte bugün yapılır. En makbul hediye ise yiyecek, baharat ve paradır. Ama yine de serflerin toprak sahibi lordlara hediye vermesi veya hizmetçilerin krala hediye vermesi gerekir ve beklenir. Tabi kral da mahiyetindekilere hediye verir. Kral 8. Henry’nin her yıl bu hediyeler için günümüz parasıyla 400.000 Sterlin harcadığı bilinir.

5 Ocak günü ise festivalin 12. günüdür ve belki de en dinsel temalı olanıdır. Çünkü ilahi birşey ortaya çıkmıştır. Hristiyanlığın 3 Bilge Adamı veya 3 Magi Beytüllahim’de doğan ‘Bebek İsa’yı görmeye gelirler.

Bu 12 günlük festival 12. gece meyveli pastası ile sona erer. Erkekler ve kadınlar pastanın farklı yerlerinden yerler ve pasta içine saklanmış parayı bulan o gecenin kralı veya kraliçesi olur. Festival sona erer, evlerdeki yeşil dekorasyonlar ise Gregoryen Takvimi’nin 33. gününe olan 2 Şubat’a kadar tutulur.

Ve….en sonunda şarkının dediği gibi bu festival döneminde bir kız nişanlısından 78 tane hediye alabilir. Çağın gerektirdiği şekilde…altın yüzükler, Fransız tavukları ve keklik…