İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) meselesinin çözümünde etkin rol oynayan Lord John Thomas Alderdice, Türkiye’deki Kürt meselesi ve PKK terör sorununun çözümüne yönelik nasıl bir yol planı izlenmesi gerektiğini, IRA’da yaşadığı tecrübeler ışığında Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) değerlendirdi. 

IRA’nın Kuzey İrlanda’da faal olduğu dönemde bir siyasi parti lideri olan Lord Alderdice, IRA ile İngiliz ve Amerikan hükümetleri arasında sağlanan barış görüşmeleri ve bu görüşmeler sonrası Kuzey İrlanda'da barışın tesis edilmesi sürecinde hayati rol oynadı. 

PKK sorunun çözümüne yönelik AK Parti hükümetine bazı tavsiyelerde bulunan Lord Alderdice, ‘sadece güvenlik çözümü’ veya ‘sadece siyasi çözüm’ diye bir şeyin söz konusu olmayacağını, iki unsurun da çok önem arz ettiğini ve bazı zamanlar birinin diğerine nazaran daha önemli olabileceğini dile getirdi. Lord ayrıca, barış sürecinde en çok gerekli olan şeyin ‘dayanma gücü ve sabır’ olduğuna dikkat çekerek, bütün iniş ve çıkışlar, dönemeçler, zorluklar, cesaretin kırılması, umutsuzluğa düşme ihtimaline rağmen kesinlikle mücadelenin bırakılmaması gerektiğini ifade etti. 

Muhalefet partilerine de PKK meselesinin politik malzeme yapılmamasını tavsiye eden Alderdice, “Bu konu partiler üstü, milli bir meseledir. Muhalefetin farklı önerileri olabilir ama bunu kesinlikle hükümeti eleştirel tarzda dile getirmemeli. Bu, şu anda Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri.” diye konuştu. 

Kürt halkına önemli mesajlar veren İrlanda asıllı İngiliz Lord, Kürt sorununun siyasi bir mesele olduğunu ve şiddet yoluyla bu sorunun çözümünün kesinlikle mümkün olmayacağının altını çizdi. Şiddet yanlısı olan Kürt halkına “Çok ciddi bir yanılgı içindesiniz” diyen Lord Alderdice, şiddetin sorunları çözmek yerine Kürt halkına daha çok zarar vereceğini belirtti. Lord, Kürt halkının, taleplerini şiddet yoluyla değil, demokratik yollarla ortaya koyması gerektiğine vurgu yaptı.  

ŞİDDETLE ÇÖZÜM ZOR

Gerek Kürt tarafından gerekse hükümet tarafından kim şiddet yoluna geri dönerse bunun görüşmeleri baltalamaktan başka bir işe yaramayacağını savunan İrlanda asıllı İngiliz Lord, “Bir kaç yıl önce IRA’nın siyasi kanadının liderlerinden Martin McGuinness ile Irak’ın başkenti Bağdat’a gitmiştik. Önceden şiddeti denemiş bir kişi, olarak McGuinnes Iraklılara dedi ki: ‘Biz anladık ki şiddet hiçbir zaman sorunları çözmedi.” diye konuştu.

Terörle mücadele konusunda ‘güvenlik’ konusunun önemli ve gerekli olduğunu ancak yeterli olmadığını savunan İngiliz Lord, “IRA tecrübemizde, uzun yıllar konuya hep güvenlik olayı olarak baktık, ama bunun işe yaramadığını gördük. Daha sonra meselenin ‘siyasi’ yönlerine de bakmaya başladık.” diye konuştu. Lord Alderdice, terör faaliyetler içinde yer alan kişilerin siyasi bir motivasyonunun olduğunu ve bunu anlamaya çalışmak gerektiğini söyleyerek, “Bu, onların siyasi taleplerini anladık diye her isteklerinin yerine getirileceği anlamına gelmiyor. Esas burada sorulması gereken soru şu: ‘Siyasi sorunu doğru şekilde anlayabildik mi?” şeklinde açıklamada bulundu.

 

Bu aşamadan sonra, ‘çözüm noktasında şiddet kullanmak yerine nasıl bir siyasi yaklaşım sergilenmeli’ sorusunun ortaya çıktığını dile getiren tecrübeli İrlandalı politikacı, “Tabi buna ulaşmak ve bunu belli noktaya getirmek hiç de kolay değil. IRA örneğinde bu, uzun yıllar sürdü. Birçok kez iniş-çıkışlar yaşandı. Bazen cesaretlendik, bazen de hayal kırıklığı yaşadık.” diyerek meselenin zorluğuna dikkat çekti. 

Bu süreçte insanların düştüğü en büyük yanılgının ‘güvenlik’ konusuyla ‘siyasi’ yaklaşımı birbirinden ayırmak olduğunu ifade eden Lord Alderdice, “Tecrübelerimizde gördük ki ikisini ayırarak ele almak yanlış. Güvenlik önlemleri devam ederken aynı anda siyasi görüşmelerin de devam etmesi gerekir.” şeklinde konuştu. İrlandalı Lord, bazen güvenlik konusuna, bazen ise siyasi konuya daha ağırlık verildiğine dikkat çekerek, “Bundan dolayı, iki konu birbirine paralel gitmesi gerekiyor dediğimizde, bu, ikisine de her zaman aynı derecede önem vermemiz gerektiği anlamına gelmiyor.” diyerek sözlerine şunu ekledi: “Ve ayrıca sabır gerektiren bir konu…” 

AK Parti hükümetinin bu sorunu çok ciddiye aldığını ve uzun süredir üzerinde kafa yorduğunu da sözlerine ekleyen Lord Alderdice, “Her hükümet gibi AK Parti de en hızlı şekilde bir çözüme ulaşmak istiyor. Biz de bunu istemiştik. Fakat çok açık bir şekilde görünüyor ki bu meselenin erken ve hızlı bir şekilde çözülme ihtimali zayıf. Bu, uzun zaman alacaktır. Sanırım Türk hükümeti de bu gerçeği anlamış durumda.” şeklinde düşüncesini dile getirdi. 

TERÖR PARTİLER ÜSTÜ ULUSAL BİR MESELE

Terörle mücadele konusunda Türkiye’deki muhalefet partilerinin tutumunu sert bir şekilde eleştiren tecrübeli siyasetçi, bu konunun herhangi bir parti meselesi değil, partiler üstü ulusal bir mesele olduğuna ve kesinlikle günlük politik tartışmalara malzeme yapılmaması gerektiğine vurgu yaptı. Lord Alderdice, IRA ile mücadelede İngiltere’de hiçbir muhalefet partisinin hükümete bu konuda saldırmadığını veya açıktan eleştirmediğini, iktidar partisi ile muhalefet partisinin yeri değiştiğinde de aynı saygının devam ettirildiğini hatırlatarak, “Türkiye’de ise durum bu noktaya gelmekten çok uzak görünüyor. Muhalefet partileri iktidar partinin barış sürecini eleştirmede kendini çok özgür hissediyor. Bu bir partinin siyasi problemi değil, partiler üstü ulusal bir mesele. Partilerin yaklaşımı konusunda İngiltere-IRA ile Türkiye-PKK konusunda gözlemlediğim çok farklı durumda.” diye konuştu. 

IRA ile mücadele konusunun İngiltere ve İrlanda’da hiçbir zaman “bir parti” meselesi olarak görülmediğini tekrar vurgulayan Lord Alderdice, bu sorunla mücadele etmek için “milli komite” kurulduğunu aktardı. İrlanda kökenli İngiliz politikacı sözlerini şöyle sürdürdü: “Başta CHP olmak üzere muhalefet partileri hükümeti terörle mücadele konusunda sert şekilde eleştiriyor. Hükümetin bu konuya ilişkin politikalarının mükemmel olduğunu savunmuyorum, ancak ulusal bir komite ve birliktelik olmadan çözüme ulaşmak çok zor. Seçim zamanında bile bu milli komitenin işleyişi etkilenmemeli!” 

Terörle mücadele sürecinde iniş-çıkışların, ileri-geri gidip gelmelerin olmasının gayet normal olduğuna vurgu yapan Lord Alderdice, “Başbakan Erdoğan Kürt meselesine yönelik bir adım attı, ancak bu adımı karşılık görmedi ve başarısız sonuçlandı. Daha sonra geri adım atmak zorunda kaldı ve bu muhalefet tarafından yoğun şekilde eleştirildi. Bu konunun ileri ve geri şeklinde ilerlemesi, iniş çıkışların olması gayet normal. Bu her zaman basit bir düzlemde daima ileriye doğru hareket eden bir sistem olamaz. Yakın bir arkadaşım bu süreci ‘akordiyon çalmaya’ benzetirdi. Bunu anlamak çok önemli.” şeklinde düşüncelerini ifade etti. 

Hükümet dışında gerek PKK’nın gerekse muhalefetin barış sürecine bir katkıda bulunmadığını söyleyen Alderdice, “Gözlemlediğim kadarıyla hükümetin ilgili bazı bölümleri bir süreç başlatıp geliştirmek için hazırlık yapıyor. Peki PKK'nın yapıcı bir şekilde buna yönelik bir hazırlığı var mı? Veya tam olarak ne istediğini açıklayan bir hazırlık yaptı mı, yapıyor mu? Böyle bir şeyi henüz duymuş değilim gerçekten! Peki muhalefet partileri kendilerine düşen bir hazırlık yaptı mı bu konuda? Yaptığını hiç sanmıyorum!” diyerek ilginç bir gözlemini paylaştı. 

İNGİLTERE IRA İLE DİREKT GÖRÜŞMEDİ

Lord Alderdice, IRA ile olan mücadelede İngiliz hükümetinin hiçbir zaman bu örgüte üye olup terör suçundan dolayı hapiste yatan mahkûmlarla masaya oturup anlaşma yapmadığına, örgütün siyasi kanadında yer alan kişilerle müzakere yaptığına vurgu yaptı. Söz konusu mahkumların da ancak bir siyasi anlaşmaya varıldıktan sonra serbest bırakıldığının altını çizen Alderdice, “Müzakereler için masaya oturulan Gerry Adams hapiste değildi mesela. Siyasi olarak seçilmiş bir temsilciydi.” diye konuştu. 

Türkiye’deki bazı kişilerin ‘Hükümet Öcalan ile masaya oturmalı’ şeklindeki önerileri hakkında ise Lord, İrlanda’da IRA örgütü yöneticileriyle Cumhuriyetçilerin uzun yıllar süren bir süreç sonrası masaya oturduğunu kaydederek, Türkiye’de barış sürecin henüz çok başında bulunulduğunu ve bunun için daha çok erken olduğunu savundu.

Öte yandan tecrübeli siyasetçi, İngiliz hükümetinin IRA ile hiçbir zaman direkt olarak görüşmediğini ancak görüşmelerin farklı kişiler yoluyla sürdürüldüğünü aktardı. İrlandalı Lord, “Sadece istihbarat birimleri değil, mesela kiliseden papazlar da görüşmelerde bulundu. Ayrıca, dönemin başbakanı John Major’ın IRA’nın siyasi kanadı Sinn Fein’in sorumlusu Gerry Adams ile görüşüp görüşmediğini kimse sorgulamıyordu.” diyerek sözlerini sürdürdü. 

PKK ile görüşmelerde bağımsız bir arabulucunun devreye sokulması konusunda ise Alderdice, henüz o noktaya gelindiğini düşünmediğini iddia etti. Vakti geldiğinde uluslararası bazı kişilerin davet edilebileceğini ve çok faydalı olacak isimlerin olduğunu belirten Lord, doğru vaktin ne zaman olacağına Türk hükümeti ve halkının karar vereceğini düşünüyor. 

Lord Alderdice, Türkiye’nin PKK terör sorunu konusunda İngiltere’nin IRA örgütüyle uzun yıllar mücadelesinden alması gereken dersler olabileceğini söylerken, ikisi arasında dağlar kadar fark olduğuna da dikkat çekiyor. IRA’nın yaşandığı Kuzey İrlanda’nın stratejik bir yerde bulunmadığını, Türkiye’nin ise dünyanın en stratejik yerlerden biri olduğunu kaydeden Lord Alderdice, PKK meselesinin zorluk derecesi ve bunun Türk hükümeti üzerindeki baskısının, IRA meselesinin İngiliz hükümeti üzerinde oluşturduğu baskıya nazaran karşılaştırılamayacak kadar daha fazla olduğunu belirtti. 

İSRAİL SADECE TÜRKİYE DEĞİL, TÜM DÜNYAYLA SORUNLU

Türkiye-İsrail gerginliğine de değinen Lord Alderdice, İsrail’in 2 yıl öncesine göre Türkiye’ye nazaran daha zor durumda olduğunu düşündüğünü kaydetti. İsrail’in sadece Türkiye değil, başta Mısır olmak üzere bölgesindeki birçok ülkeyle, hatta İngiltere de dahil bazı AB ülkeleriyle de ilişkilerinin kötüye gittiğini öne süren Alderdice, ülkesi İngiltere’nin bu yılın başında, İsrail’in yeni yerleşim yerleri inşa etme sorusu üzerine ilk kez ABD’nin tersi yönünde oy kullandığını hatırlattı.

Lord Alderdice sözlerini şöyle sürdürdü: “İngiltere İsrail’i uyararak, yeni yerleşim yerleri açmaya biran önce son vermesi gerektiğini, bunu durdurmaksızın barışın tesis edilmesinin çok zor olduğunu iletti. ABD İsrail’e destek vermeye devam ederken İngiltere ilk kez ters yönde tavır aldı. İlk kez oldu bu.”

Dost ülke olmasına rağmen İngiltere’nin İsrail’in son yıllardaki dış politikalarından oldukça rahatsız olduğunu da sözlerine ekleyen Alderdice, İsrail’in hem komşuları hem de geleneksel dost ülkelerle olan ilişkilerinde zorluklar yaşadığını kaydetti. İngiliz Lord, ABD’de yaşayan birçok Yahudi’nin de İsrail’in mevcut hükümetinden hoşnut olmadığına dikkat çekerek, İsrail’in Filistin’e yönelik politikalarını değiştirmedikçe Türkiye ile eskisi gibi iyi ilişkilere sahip olmasının da zor olduğunu iddia etti.

İngiltere’nin İsrail-Filistin konusunda “çift devletli” yapıyı savunduğunu kaydeden tecrübeli siyasetçi, ülkesinin Filistinlilerin özgürce yaşayabilecekleri bir devlete kavuşmasını ve BM nezdinde tanınmasını istediğini aktardı. Lord, Filistin’in BM’ye başvuru sürecinde İngiltere’nin sessiz kalmasının sebebini ise ‘AB ülkelerinin ortak bir anlaşmaya varamaması’ olarak açıkladı. İngiliz Lord, “AB ülkeleri henüz o noktada değil!”

Kadir YUSALOĞLU- CİHAN