Ataman Yıldırım, Kaşif Kozinoğlu'nun ölmeden bir gece önce rahatsız olan koğuş arkadaşı Hasan Atilla Uğur'un kalp krizi geçirebileceği endişesiyle sabaha kadar nöbet tuttuğunu belirtti. Yıldırım, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı sorgulayan timde görev yapan ve bu konuda kitap yazan Atilla Uğur'un sivil hastanelerde doktor ya da hemşire kılığındaki teröristler tarafından iğne ile öldürülebileceğini ileri sürdü.

Hasan Ataman Yıldırım, bugün görülen duruşma sırasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçesinde Kaşif Kozinoğlu ve davanın sanığı emekli Albay Hasan Atilla Uğur ile aynı koğuşta kaldıklarını belirterek şu açıklamaları yaptı:

"Kaşif Kozinoğlu, geçen hafta hasta olan Atilla Uğur için 11 Kasım akşamı uyumadı. Sabah saat 06.30'a kadar koğuşta nöbet tuttu. 'Atilla'yı kalp krizinden kaybedebiliriz' diye düşünüyorduk. Kaşif o gün saat 15.45'te uyandı. Avluda beraber saat 16.15'ten itibaren yürüdük. Ben 30 dakika, Kozinoğlu ise 60 dakika yürüdü. Sonra koğuştaki odasına çıkıp 45 dakika kadar spor yaptı. Ben bu sporu bana göre ağır spor olarak değerlendirdim. Ancak bu şekilde yürüyüş ve sporu düzenli olarak yapmaktaydı. Yani onun için normal spordur."

"Merdivenlerden kendi inmek istedi"

Kozinoğlu'nun rahatsızlandığı akşamı dakika dakika dilekçesinde anlatan Yıldırım, Kozinoğlu'nun spordan sonra duş aldığını belirterek, "Kozinoğlu ağrısı olunca 18.15'te Atilla'nın odasına gelerek yardım istedi. Kaşif'in odasına geçildi. Göğsünde şiddetli ağrı ve tansiyon 12.7/20.5 olduğu hemen ölçüldü ve 18.17'de acil butonuna basıldı. Dil altı hapı verildi. 18.35 civarı görevlilerin getirdiği sedyeye binmek istemedi ve hatta 19 basamaklı merdiveni kendi inmek istedi. Fakat görevli memurlar, sedye ile merdivenleri indirerek bilinci açık ve konuşur durumda koğuştan ayrıldı" dedi.

"Ambulansta olması gereken doktor yoktu"

Yıldırım, Kozinoğlu'nun bundan sonra yaşadıklarını da öğrendiğine göre dilekçesinde yer verdi. Yıldırım dilekçesinde, "Daha sonra öğrendiğimize göre mahkum kabul kısmında bilinci açık, nabız atar ve konuşur durumda bekledi. 112 acil yaklaşık 18.50'de geldi ve ambulansla Silivri Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Ancak ambulansta olması gereken doktor yoktu. Teknisyenler müdahale etmişler. TEM yolunda giderken başka bir ambulans ile temas edilerek TEM çıkışına gelen diğer ambulans doktoru ile birleşerek Silivri Devlet Hastanesi'ne varıldı zaman 19.15'te vefat etmişti" ifadelerine yer verdi.

"Bizler burada ölümü bekliyoruz"

Hasan Ataman Yıldırım dilekçesinde "Kozinoğlu, ilk ağrının gelmesinden sonra ancak 1 saat sonra hastaneye ulaştırılmıştır. Cezaevi kampusunda şu şartlarda bütün tutuklular için bu durum aynıdır. Bizler burada ölümü bekliyoruz" ifadelerine yer verdi. Koğuş arkadaşı emekli Albay Atilla Uğur'un sağlık durumunun Kozinoğlu'nun ölümünden önceki 2 gün kötü olduğunu anlatan Ataman Yıldırım, Atilla Uğur'un "Öcalan'ın nasıl sorguladım" adlı bir kitap yazdıktan sonra tehditlerin arttığını savundu.

"İğne ile öldürülebilir"

 

Yıldırım, "Terör örgütlerinin hedefe halindedir. Bu gerekçeyle kendisi GATA Askeri Hastanesi'ne gitmek istiyor. Sivil devlet ve üniversite hastanelerinde aralarına karışacak terör mensuplarınca doktor, hemşire kılığında iğne ile öldürülmesi mümkündür" dedi.

Ataman Yıldırım dilekçesinde, "Atilla Albayım (Uğur) Kaşif Bey'in ölümünden sonra kesinlikle Silivri Devlet Hastanesi'ne gitmeyi kabul etmiyor. Silivri Devlet Hastanesi'nde ölmek yerine koğuşta ölmeyi tercih ediyor. Her gün gözümün önünde eriyor. Ben Atilla Albay'ı Çapa'ya gitmeye ikna ettim. Her gün gözümün önünde eriyor. Kendisinin Çapa'ya sevki için mahkemeye talepte bulunuyorum. Koğuşta ikinci bir ölüm istemiyorum" diye devam etti. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Hasan Ataman Yıldırım'ın koğuş arkadaşı emekli Albay Atilla Uğur'un sağlık durumuna ilişkin dilekçesini cezaevi yönetimine gönderdiklerini, cezaevi yönetiminin gereğini yapacağını söyledi.