Güvenlik zafiyetine dikkat çeken Karamollaoğlu, "Otelin önü tamamen boş bırakıldı. 50 resmi görevli koysanız otele kimse giremez ve perdeyi de yakamazdı." dedi. Dosyanın yeniden açılmasını isteyen Karamollaoğlu, kendisinin bizzat gidip bildiklerini, gördüklerini anlatacağını söyledi. Başkasının fotoğrafı üzerine kendi isminin yazılarak olayları provoke eden kişi olarak gösterildiğini hatırlatan Karamollaoğlu, bunun da oyunun bir parçası olduğunu ifade etti.

 

2 Temmuz 1993'te Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin yakılması sonucu 35 yazar, ozan, düşünür ile iki otel çalışanı yanarak can verdi. Provokatif eylemler, iki gün süren 'sokağa çıkma yasağı'yla önlendi. Aradan yıllar geçti ancak Madımak üzerindeki sis perdesi hâlâ aralanabilmiş değil. Katliamın canlı tanıklarından biri de dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu'ydu. Olayları provoke etmekle suçlanan isimlerden biriydi. Karamollaoğlu, yıllar sonra Zaman'a konuştu. Olaylar sırasında güvenlik zafiyetine dikkat çekti. Olayların olduğu gün otelin önünün tamamen boş bırakıldığını anlattı. Şunları söyledi: "Otelin önüne 50 tane resmi görevli koysanız otele kimse giremez ve perdeyi de yakamazdı. Yetkililer, memura 'Arkadaş siz bu otelin önünde duracaksınız' dense bir şey olmazdı. Bunların hiçbiri yapılmadı."

 

Temel Karamollaoğlu, Madımak dosyasının yeniden açılması gerektiğini dile getirdi. Kendisinin de bildiklerini, gördüklerini anlatmaya hazır olduğunu söyledi: "Hadiseler anlatılırken her şey olduğu gibi anlatılmalı. Oradaki ölümler nasıl olduysa olduğu gibi anlatılmalı. Abartılarak ve provoke edilerek anlatılmamalı. Bu konu yeniden açılmalı ve ele alınmalı. Birilerinin özel bir parmağı varsa ortaya çıksın. Eğer dosya açılırsa ben de gidip bildiklerimi anlatırım ve ifademi veririm. Neyi gördüysem onları anlatırım."

 

HAKKIMI HELAL ETMİYORUM

 

Sivas Belediyesi'nde encümen üyesi olan Cafer Erçakmak'ın fotoğrafının altına kendi isminin yazıldığını hatırlattı. Şöyle konuştu: "Büyük bir haksızlığa uğradığıma inanıyorum. Bazı gazetelerde, o fotoğrafın altına benim adımı yazıp 'halkı kışkırttı' denildi. Bundan daha büyük haksızlık olur mu? Bu fotoğraf ve kullanılan ifadeler, olayları tetikledi. Hadiseleri önlemek için ne kadar çok çaba sarf ettiğimi herkes biliyor. Onlar alenen özür dilemedikçe hakkımı helal etmiyorum. Onlar 'yanlışlık oldu' dediyse de inanmıyorum ve oyunun parçasıydı. Allah'a havale ettim onları."

 

(ZAMAN)